Televizyonda tartışma programlarından çoğu “bla bla...”
Bazen de konukların arasından biri öylesine dikkat çekici olabiliyor, öylesine yeni şeyler söyleyebiliyor ki “Keşke tek konukla düzenlenseydi program” dedirtiyor.
CNN’de Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge”sini kaçırmamaya çalışırım.
Konuyu iyi açar.
Soruları nokta atışıdır.
Fakat -programın kalitesini bozmamakla beraber gene de - “eşit söz hakkı, her görüşün yansıması” gibi gazetecilik ilkesi gereği konuklardan bazılarının “bla bla” yaptığı olur.
........................
Pazartesi gecesi, 26. Genelkurmay Başkanı Em. Org. İlker Başbuğ, programının tek konuğuydu. Baştan sona dikkat çıtası bir çıt bile düşmeden aktı gitti program.
Başbuğ entelektüel birikimiyle, gözlemlerini, tespitlerini harmanlayarak içi dolu açıklamalar yaptı.
Ahmet de iyi hazırlanmış.
Sorularıyla cam kadar saydam, tarafsızdı.
........................
İlker Paşa yakın siyasi tarihin en önemli kişiliklerinden biri.
TC Genelkurmay Başkanı olarak “terör örgütü suçlamasıyla” Silivri’de hapis yattı.
Bildiğiniz süreçten geçerek aklandı.
Taşıdığı sıfatın ağırlığına toz zerresi bile konamadan onuruyla yaşadı o dramı.
“Savunma yapmayı bile zul addettiğini” söyledi.
Ve pazartesi gecesi ekranda o süreci değerlendirdi.
........................
Önce...
İlker Başbuğ döneminde TSK mensupları 50’li-100’lü gruplar halinde gözaltına alınırken seyirci mi kaldı?
Böyle konuşanlar olmuştu.
İlker Paşa “İlk grup tutuklandığında hapishaneye bir korgeneralimizi göndererek ziyaret ettirdim. Bu -suçsuzluğunuzu biliyoruz, arkanızdayız- mesajıydı. Hem onlara hem kamuoyuna mesajdı” anlamında bir açıklama yaptı.
“O korgeneral bugün Jandarma Genel Komutanı” diye ekledi.
Dönemin İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz için “olumlu” ifadeler kullandı.
Savcılar tarafından subayların kalabalık gruplar halinde gözaltına alınması için savcıların hareketlenmeleri üzerine başsavcı Aykut Cengiz’in talimatını açıkladı:
“Benim onayım olmadan subayların gözaltına alınması talimatını hiçbir savcı vermeyecektir.” (İlker Paşa’nın emekli olmasından hemen önce iki kez yaşanmış bu olay.)
Ahmet Hakan sordu:
Peki...
Aykut Cengiz’e siz etkili olmadınız herhalde değil mi?
İlker Paşa “Herhalde birileri bir şeyler söylemiş olmalı” cevabını verdi gülümseyerek.
Son yılların moda söylemiyle yüz ifadesi “manidardı.”
Yani...
“Elbette bu yapılmak istenenin doğru olmadığını sağlam gerekçelerle anlattık” mesajını aldık.
İlker Paşa “TSK’ya karşı kumpasla Genelkurmay Başkanı görevinin daha 3’üncü gününden itibaren mücadele etmeye başladığını” da söyledi.
........................
Ahmet Hakan en netameli soruya geldi:
“TSK’ya kumpasın, yani bütün bu Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi davaların arkasında ne var?”
İlker Paşa çok net cevap verdi:
1- George W. Bush yönetimindeki ABD. Dikkat edin, Obama dönemi değil, Bush dönemi. (Dönemin ABD Büyükelçisi Pearson’un TSK için merkeze bir yazısını Wikileaks sızıntılarından örnek olarak gösterdi.)
2- Cemaat... Devletin içindeki bürokrasisi, yargıdaki ve polisteki uzantılarıyla...
3- O yılların siyasi iktidarı.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Başbakanlığı dönemi için “Cemaat tarafından aldatıldık” demedi mi?
........................
ABD parmağını ben de uzun süredir bu köşede yazmışımdır.
ABD’nin Irak harekâtında tezkerenin Meclis’ten geçmemesi üzerine TSK sorumlu bulunmuştu.
“Mimlenmiş subayların ayıklanması” yolunda bir rüzgârın Washington’dan estiği izlenimleri genelde kabul görür.
“Cemaat” konusunda bir hukukçu olarak davaların sonuçlanmasını bekliyorum.
Ayrıca...
Dönemin siyasetiyle o kadar iç içeydiler ki.
........................
27 Nisan ve Atatürk için açıklamaları da ilginçti.
Bir başka yazıya.
