Barzani de bizim otelde kaldığı için otel Kuzey Irak'ın kreması(!) ve korumalarla dolu.Genç Talabani ve yanındaki arkadaşıyla ayaküstü söyleşiyoruz.Giysileri şık, şampanya içiyorlar, ellerinde pahalı purolar, yanlarında "hoş" kız arkadaşları...Neşeliler."Türkiye de değişiyor. Avrupalı oluyorsunuz. Biz memnunuz" diyorlar.Nazikler... Kadeh kaldırıyorlar. Kendilerine güvenliler."Türkiye'nin Silahlı Kuvvetler'ini, Kuzey Irak'a göndereceği ve Kuzey Irak'taki bugünkü statünün bozulabileceği" gibi bir kuşkuyu hiç algılamadım.Nasıl olsun ki...Aynı gün Kuzey Irak yerel yönetiminin başındaki Barzani, Beyaz Saray'da Başkan Bush tarafından kabul edildi.Ona, "Devlet Başkanı" protokolü uygulandı.Kuzey Irak Kürtleri, uzun süredir Washington tarafından "stratejik ortak" olarak anılıyor.Türkiye'nin -neredeyse- "âdet yerini bulsun" gibi bir "Barzani nasıl Beyaz Saray'da kabul edilir" uyarısı, iz bile bırakmamış.Kuzey Irak'ta oluşum, ABD rüzgârıyla sürüyor....................Konuşma, Suriye'ye de kaydı.ABD, Suriye'ye de müdahale edebilir mi?Beyaz Saray'ın başı fena halde dertte.Nijer Eski Büyükelçisi Wilson'un Washington'dan aldığı talimata rağmen "Saddam, kitle imha silah yapımını Nijer üzerinden katkılarla gerçekleştiriyor" yolunda rapor vermemesi ve tam tersine açıklamalar yapması, Tanrıları kızdırmış. Anlaşılıyor ki, Beyaz Saray'da "infaz" kararı alınmış.Gazetecilere, Büyükelçi'nin eşinin CIA ajanı olduğu fısıldanmış.Şimdi, kaynaklar ortaya çıktıkça bu skandalın ucu, Savunma Bakanı Cheney'ye ve tabii Bush'a kadar uzanıyor.Böyle bir durumda gene de Suriye'ye girebilir mi?Genç Talabani'ye göre "Askeri operasyon çok kolay. Bush'un durumu da fazla kısıtlayıcı değil. ABD elini kolunu sallayarak, yürüyerek Suriye'ye girebilir.Ama düşündüren soru, Başar Esad'dan sonra ne olacağı?.."Ve gene Türkiye'ye bir gönderme yapıyor:"ABD'nin gözü Türkiye'de. Ankara'nın Şam politikasında kuşkulu. Bush, -tarafsız- tavrı, -karşı- tavır diye algılayan zihniyet.Benden olanlar ve benden olmayanlar diye bakıyor."Mark Grossman da "Suriye'de rejimin içerden çökebileceği" yolundaki düşüncelerini aynı gece Türk gazetecilere söyledi.Ne ilginç... ABD ve dünya kamuoyunu gerçekdışı haberlerle manipüle eden strateji, hedefe ulaşmasaydı, ABD -belki- Irak'ı işgal etmeyecekti. Kuzey Irak'ta devlet oluşumu gerçekleşmeyecekti.Talabani, Türkiye'den pasaport alıyor olacaktı.Falan... Falan... Buna "bla bla" diyorlar.Gerçeğin ne olduğunu görüyoruz ve yaşıyoruz.....................Ayrılıyoruz...Osmanlı giysilerinin sergileneceği "ipek ve iktidar" etkinliğine hareket ediyoruz.Müze gerçekten muhteşem. Şampanyalar içilirken Mustafa Koç'un konuşmasını dinliyoruz.10 yıl sürecek kültür etkinliklerine Koç Holding'in sponsorluk katkısında bu bir tür gala...Atıl Kutoğlu'nun Osmanlı giysilerinden esinlenerek stilize ettiği modelleri, imaj tarihinde yorum oluşturmuş.Dünyanın ilk 3 modelinden biri olan, siyahi mankenle konuşuyoruz. "Kaftanların ve şalvarların o dönemin çizgilerini yansıtan bol ve beden hareketlerini göstermeyen yapısını, Kutoğlu'nun yaratıcılığı, günümüzün zevklerine taşımış" diyor.Kutoğlu, kaftanların ve şalvarların o dönemde de böyle güzel taşındıkları gibi bir algılama yaptırıyor....................Büyük olasılıkla şu satırların yazıldığı gün ikinci etkinliğin kararı alınacak.Dünyanın en değerli Çin porselenleri koleksiyonunun Topkapı Sarayı'nda olduğunu ve ABD'de sergileneceğini söyleyebilirim. g.civaoglu@milliyet.com.tr Otelin barındaki çenesi sakallı, çok iyi İngilizce konuşan, havalı genç adam kartını uzattı... Qubad Jalal Talabany... İngilizce yazılışı farklı olsa da, bizim dilimizdeki adı Kubad Celal Talabani... Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin oğlu. Kartında, "ABD nezdinde Kürdistan yerel devleti-KYB Temsilcisi" yazılı.