Bodrum’da 2B yangınları mı?

BODRUM’DAKİ mahallemize kadar sokulan yangından gazeteci refleksiyle bir haber çıkarttım.
Yaklaşan alevleri dehşetle izlerken Yalıkavak Belediyesi’nden bir çalışan söyledi ki, “bu yangınların çoğu özel şahısların arazilerinden” çıkarılıyormuş.
“Orman vasfını kaybetmiş alanlar” yasasından sonra, kendi tapulu alanlarından rant çıkarmak peşindelermiş.
Ne yazık ki “kasten” yakıyorlarmış.
Tabii, onların başlattığı yangın Bodrum’un sert esen rüzgarlarıyla ilerliyor ve yayılıyormuş.
Tepelere yürüyen yangınlarda, yol olmaması nedeniyle itfaiye yangın yerine yaklaşamıyordu.
Yangın söndürme uçak ve helikopterleri ise hava karardıktan sonra işi bıraktıkları için yapacak şey yoktu.
İtfaiye araçları çaresiz meskun mahallelerin, sitelerin yollarından gelip alevlerin evlere yaklaşmasını beklemek ve ancak ondan sonra müdahale edebilmek durumundaydılar.
Motosikletime binip, Bodrum Güzel Sanatlar Akademisi’nin yolundan yangının ilerlediği tepelere yaklaştım.
Gerçekten yukarı doğru çıkmak itfaiye araçları bir yana, motosikletle bile mümkün değildi.
Çektiğim “vicdansızlık belgesi” fotoğrafı yayımlıyorum.
2B yasasının bu kundakçılara rant sağlaması önlenmelidir.
Zaten sağlanmıyorsa, TV’lerden spot kamu reklamlarıyla bu husus iyice anlaşılana kadar açıklanmalı.

Ortakent Bitez arası tepelerdeki yangının nedeni rant mı?

BODRUM DÜĞÜNLERİ

YAZ sonları Bodrum’da düğün mevsimidir. Bodrumlular gelini devenin üzerine gelinliğiyle oturturlar.
Arkadaki devede gelinin çeyizi yüklüdür.
Bir sonraki devede ise tıraşlı, giyim kuşamlı damat vardır.
Aileler ve eş dost onların yanlarında yürür.
En önde de ellerinde içi şeker, çikolata dolu tepsiler taşıyan çocuklar.
Ve elbette düğün alayının vazgeçilmezi davul-zurna.
Bazı düğünler 3 gün 3 gece sürüyor.
Ayrıca Bodrumlu olmayanlar da, bu güzelliklere kapılıyor ve sahillerde keyifli düğünlerle evleniyorlar.
Fotoğraf da işte onlardan biri...
Çiçeklerle süslenmiş kırmızı bir jipin üzerindeler. Bitez’in kıyı yolunda ve kumsaldakilere el sallayarak alkışlarla ilerlediler.
Konuştuk.
Genç kız başka bir kentten gelmiş, Bitez’de çocuklara İngilizce eğitim veren “yuva” açmış.
Damat da ona ruhsat veren belediyenin Bodrumlu çalışanı.
İşlemler sırasında tanışmışlar.
Havai fişekler, danslar, halaylar...
Hayat boyu unutamayacakları bir güzellik.

VEHBİ KOÇ’UN İLK APARTMANI

“ŞİŞLİ’DE bir apartıman... Yoksa eğer halin yaman” diye başlayan “Lüküs Hayat” operetini bilmeyen var mı?
Merhum Vehbi Koç işlerinin merkezini İstanbul’a taşıdığında dönemin en gözde semtlerinden Şişli’de klasik mimariyle yapılmış bir apartman almıştı.
Lüküs(!) diye değil iyi yatırım olsun diye...
Adını “Çankaya” koymuştu.
Lüksten hiç hoşlanmayan, sadeliği seven Vehbi Bey apartmanın sadece bir katını aile konutu olarak kullanmıştı.
Diğer katlar kiradaydı.
4 çocuk bu apartmanda büyüdü.
Yazları da “Aşk-ı Memnu” dizisinin çekildiği Büyükdere’deki yalıya geçerlerdi.
Geçen hafta Çankaya apartmanında Senem Çapa Marketing Comminication adlı PR şirketinin daveti vardı.
Senem Çapa şirket ofisini oraya taşımış.
Hem yeni ofisin tanıtımı, hem de doğum günü için bir davet düzenlemiş.
Kardeşi Şebnem ile birlikte bu yüksek tavanlı şık ofiste tanıdıklar ve dostla karşılaştım.
Senem ve Şebnem’in anneleri -özellikle Bodrum sevdalılarının iyi tanıdıkları- lezzet ustası Melek Boz’dur.
Melek Boz’la Bodrum Karaada Marina karşısında bu yaz açtığı balık mekanını konuştuk.
İstanbul klasiği Şamdan’ın sahibi Ersoy Çetin’le de bir yandan Galatasaray’ı kaynatırken, öte yandan da son aylarda İstanbul genelindeki müşteri grafiğini dinledim.
Para harcayan, gece gezen turist sayısında iniş var.
Herhalde özellikle Suriye bu durumun başlıca nedeni.
.................
Not: Salı, çarşamba, perşembe günleri yurtdışındayım. Cuma sabahı yeniden bu köşede olacağım.