ARTIK görünmezler gezegeninde olan Semih Balcıoğlu’nun bir karikatürünü yayınlıyorum.
“Boğaziçi yalılarının akisleri suya düşüyor ancak tarihi dokuya uymayan beton yığını yapıların akislerini Boğaziçi suları bile reddediyor. Gölgesiz adamlar gibi Boğaziçi sularında akissiz beton binalar” çizmişti Balcıoğlu.
Müthiş bir kara mizahtı.
Boğaz’da toplam yalı sayısı 600 dolaylarında.
Bunların 366’sı tarihi eser niteliğinde.
Yeni yalıların çoğu insanlar farkında olmasalar da Boğaziçi sularının akislerini bile yansıtmayı kabul etmediği çirkin, rüküş, kaba yapılar.
YAPRAK DÖKÜMÜ’NDE GÖZYAŞINI ANLAMAK
Geride kalan hafta “Yaprak Dökümü”nün son bölümünü oyuncuları, senaristleri ve yapımcılarıyla birlikte izledim.
Tarihi Pera Palas salonlarında Reşat Nuri’nin bu klasiğinin -modernize edilmiş olsa bile- izlenmesi dönem tadını veriyordu.
Ama gösterim gözyaşlarıyla noktalandı.
Halil Ergün, Güven Hokna ve Deniz Çakır ile senaristlerin hemen arkasındaki sıradaydım.
Zaman zaman birbirleriyle konuşurken, onları profillerinden görüyordum.
İlk Halil Ergün’ün gözleri buğulandı, yanaklarından birkaç damla yuvarlandı.
Sonra Deniz Çakır ve Güven Hokna...
Finalde diğer sıralardaki oyunculara baktım.
Çoğunun gözleri yaşlıydı.
Yerlerinden kalkıp Halil Ergün’e gidiyor, ona sarılıyor bir süre öylece kalıyorlardı.
Bu görüntüye yapılan yorumları “hayretle” karşıladım.
“Kendileri oynadılar, kendi oynadıklarına ağladılar” sözcükleriyle infaz ediliyorlardı.
Küçük çocuklar bile kendi oynadığını gerçek sanıp ağlamaz.
Bütün kariyerinde nice dramlar oynamış deneyimli aktör Halil Ergün, bunca yılın sanatçısı Güven Hokna mı kendi oynadıklarını gerçek sanabilir ve gözyaşı dökerler?
Diğerleri için de aynı durum geçerli...
5 yıldır beraber yaşayan ve senaryoda olmayan birlikteliği paylaşan, kader birliği etmiş sanatçıların “ayrılık saati” gelmiş olması nedeniyleydi o gözyaşları. Pera Palas’tan çıkacaklar ve 5 yıldır ilk kez ertesi gün ve de sonraki günler, haftalar artık sette buluşmayacaklar. Elbette dostlukları sürecek, zaman zaman bir yemekte ya da bir kahvede beraber olacaklar ama yol haritaları onları başka başka yerlere götürecek.
Seyirciler de ağladılar.
İçlerinde kendini oyuna kaptırmış olanlar elbette vardı fakat “5 yıldır her haftanın aynı gecesini oynayanlarla birlikte adeta yaşayan” izleyiciler de asıl “veda” nedeniyle duygu yüklüydüler.
Özleyeceğiz...
Amanda’nın merceğiyle Beyoğlu
Amanda Burrell güzel bir İngiliz...