Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Kurultay notlarına bir “tipik CHP profili çizen” satırlarla başlayayım.
“CHP’de oyunlar bitmez!..”
Yıl 1999...
Genel seçimlerde Deniz Baykal başkanlığındaki CHP yüzde 10 barajı geçememiş, Meclis’e girememiş.
Siyasette patlayan bir mayın bu.
Olacak şey değil.
Cumhuriyet’le yaşıt parti, nasıl Meclis’e giremez?
O zamana kadar Baykal’ın sağ kolu olan Erol Çevikçe kitabında şöyle anlatıyor. (*)
18 Nisan 1999...
CHP, barajı geçememiş ve ilk kez Meclis dışında kalmıştı.
19 Nisan sabahı, Çevikçe, herkesten önce Oran’da Baykal’ın evindeydi.
İnatla O’nu istifa etmesi gerektiğine inandırmaya çalıştı.
Yanaşmayınca...
Çevikçe, O’na rağmen bir şey yaptı...
Kapı önünde bekleyen habercilere, “Genel başkanlıktan ayrıldı” diye bir açıklamada bulundu.
Baykal, “Bana emrivaki yaptı” diye onu yıllarca affetmeyecekti.
Ama Çevikçe, ülkesine, partisine ve on yıllarca omuz omuza çalıştığı liderine karşı çok önemli bir görev yaptığının bilincindeydi.
Sonraları da hiç pişman olmadı bu tavrından.
Baykal, birkaç gün ses çıkarmadan bekledi.
Ve sonunda, istifa edip, olağanüstü kurultayı çağırmak zorunda kaldı.
Altan Öymen Genel Başkan oldu.
...................................
Olaya bakın...
“Sağ kolu” gazetecilere hiç de istifa etmek niyetinde olmadığı halde, “Genel başkanının istifa ettiğini” söylüyor.
Bunu, genel başkan televizyon haberlerini izlerken öğreniyor.
Savunma oyuncusunun ters vuruşla kendi kalesine attığı bu gol de kontrpiyede kalıyor.
Bir şey söyleyemiyor.
Bir açıklama yapamıyor.
Bekliyor...
Medyadaki yorumlar da yeşil ışık yakmayınca artık 27 Nisan’da istifasını açıklamak zorunda kalıyor.
Erol Çevikçe donanımlı bir siyasetçidir.
Habercilere “Genel başkan istifa etti” diye konuşurken samimi olduğuna ve kendince en doğrusunu yaptığına inanıyor olmalı.
Ne var ki...
“Olmayan bir istifayı, olmuş gibi açıklamak” siyaset tarihinde herhalde sadece CHP’de görülebilir.

Haberin Devamı

1970’LER ARIZASI
CHP’nin 1970’lerden sonra ne yazık ki iç sorunları, kulisler, hizipler dışa dönük politika yapabilmesini engellemiştir.
Partinin kurucularından, Atatürk’ün arkadaşı İnönü’ye karşı Ecevit ve takımı darbe yapmıştı.
Daha sonra o ekipten Deniz Baykal’ın, Erol Çevikçe’nin de olduğu ekibi CHP içinde iktidar mücadelesine girdi. Bu durum 12 Eylül’e kadar sürmüştü.
Siyaset yasağı kalktığında Bülent Ecevit’le Oran’daki evinde konuşuyorduk.
DSP’yi kuruyordu.
“Eşiyle birlikte örgüt kurmak için zarflar ve mektuplar yazdıklarını, pul parasını emekli maaşından karşıladıklarını” söylemişti.
“Bunlara ne gerek var. Eski arkadaşlarınızın kurduğu partinin başına geçin yeter” dediğinde bakın ne cevap vermişti:
“Kesinlikle olmaz. Sıdkım sıyrıldı. 1980 ihtilalinden önce zaten ben CHP genel başkanıydım ama sözümü dinlemiyorlardı bile...”
Ecevit, “eski arkadaşlarıyla siyaset yapmamakta” kararlıydı.
Ve bu duruşunu ölünceye kadar değiştirmedi.

Haberin Devamı

KILIÇDAROĞLU OLAYI
O iğrenç “malum” kaset oyunu internete sürülmüştü.
Daha sonrasını Baykal’dan sonraki ikinci adam Önder Sav şöyle anlatıyordu:
Otomobilde Baykal’la birlikteydik.
Ona “herhalde yarın Antalya’ya gidersin, uzun süre dinlenirsin” dedim.
Şaşırdı.
“Ne Antalya’sı Önder.
Tabii Ankara’da kalacağım.
Böyle magazinel siyasette paparazzi oyunlarına mı geleceğim” cevabını verdi.
Şaşırma sırası bana gelmişti.
Devam etmeye niyetliydi.
Kelime kelime tam olmayabilir ama Önder’in söylediği mealen buydu.
Sonrasını hatırlayın.
Önder, Baykal’a “nasıl feyk attığını, Kılıçdaroğlu’nu nasıl genel başkan seçtirdiğini” ayrıntılarıyla bir röportajda anlattı.
Erol Çevikçe’den sonra bu da Önder Sav vakası!..

Haberin Devamı

CHP VE DEĞİŞİM
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’de “değişim rüzgârları” estirmek iddiasında.
Bunun için içtenlikle çalışıyor.
Kimseyi dışlamayan, ötekileştirmeyen, kucaklayıcı bir politika sürdürüyor.
60 kişilik parti meclisine 100’e yakın isimden oluşan liste olumludur. Parti içi demokrasiye açılımdır.
AK Parti karşısında tabanı geniş bir ana muhalefet partisinin tarihi önemi ve işlevi var.
Bunun bilincinde olduğunun izlenimini veriyor.
Mezhepleri orta solun ve orta sağın da açıldığı merkez ana akımda gürül gürül akan bir CHP’yi hedefliyor. Her alanda araştırma çalışmaları ve raporları oluşturuldu.
Bunlar güzel şeyler.
Diğer ayağı sağlam olmayan demokrasiler topallar.
Ancak...
CHP’de insan malzemesinin bazı kötü alışkanlıkları var.
“Parti içi demokrasi” normallerini aşarak “hizipler çatışmasıyla parti içi kaosa” uzanan akut hastalığı tedavi etmesi gerek.
Kurultaydaki manzaralar göz okşuyordu ama yarınlar için hâlâ “acaba gene mi” soru işaretinin çengeline asılan kaygılar var.
.............................
(*) CHP ile Bir Ömür- medyamen 2012