Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kemal Baytaş'ın üçüncü baskısını yapan "BİR BÜROKRAT... VE DEVLET BABA" kitabından yansıtıyorum.Suudi Arabistan'ın bir süre önceki Muhammed Avadi adlı Ankara Büyükelçisi, neşeli ve hoş bir zattır.Kemal Baytaş'ın "Baytaşi tarikatı" diye anılan aslan sütlü, üzüm mey'li, sözlü, sazlı ve sohbetli dost çevresindendir.Baytaş'a ziyaretlerinde kendi içkisini de getirir, o bittiğinde Baytaş'ın kavından devam ederlermiş.Bir gün Kemal Baytaş ona Tokat'tan gelen özel bir şarap ikram etmiş. Büyükelçi çok beğenmiş.Bunun üzerine Baytaş aynı şaraptan bir koli hazırlayıp Büyükelçi Avadi'ye sunulmak üzere Suudi Arabistan Büyükelçiliği'ne göndermiş.Ancak... Ertesi gün şarap kolisi bir mektupla geri gelmiş.Mektupta şöyle yazılıymış."Bizim ülkemizde dinimiz içkiyi yasaklamış ve haram kılmıştır. Buna rağmen tarafınızdan elçiliğimize içki gönderilmesinin nedeni anlaşılamamış ve aynen iade edilmiştir..."Baytaş mektubu alınca tepesi atmış. Sert bir cevap vermeye hazırlanıyormuş ki, sekreteri, Büyükelçi Avadi'nin telefonda olduğunu söylemiş.Baytaş anlatıyor:"Telefonda daha ben ağzımı açmadan Avadi, 'Sayın Müsteşarım kusura bakma... Doğrudan Büyükelçiliğe gönderdiğin şarapları alamazdım... Bu akşam evine uğrayıp emanetleri alacağım... Sakın alınma... Hoşça kal' dedi.Akşam eve gelip şarapları aldı."Baytaş sorguluyor:Sanki gizli yapılan şeyleri Allah görmüyordu. İkiyüzlülük, rüşvet, içki tüketimi İslam ülkelerinin otoriter yönetimlerinde var.Atatürk'ün laisizmle getirdiği "herkesin dini kuralları zorla değil, inanarak ve isteyerek uygulama özgürlüğü" büyük reformdur.Baytaş'tan yansıttığım bu anı Ortadoğu'yu dünyanın az gelişmiş ve en gergin coğrafyası yapan insan dokusu için izlenimdir. Irak'ın büyük söylemlere karşın, hiç direnmeden teslimiyetini anlamak bağlamında bir anı... Bürokrat anıları Güvenilmez coğrafyasında ciddi siyaset gerçekten çok güç.Baytaş başkentin bürokrat duayenidir.Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı'ndan emekli olduktan sonra, 20 yıldır Türk Tanıtma Vakfı'nın kurucusu ve Genel Başkanı... "Sıfırdan bir gölge Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yarattı" denebilir.Atatürkçü, laik, dürüst bir bürokrat olarak dolu - dolu ve omurgası dik yaşamının anılarını kitabında bulacaksınız.(Alkım Yayınları... 3. baskı. 2003) Petrol ve kumla karışmış çamur ve kaygan zeminde Türkiye'nin politikaları zaman zaman patinaj yapıyor. İbadet takiyesi Körfez Savaşı sırasında Suudi Arabistan'daydım.Dönüşte dostlara birkaç paket götürmek için kentin en iyi hurmalarını satan dükkandaydım.Öğle ezanı okunmaya başlandı.Dükkan sahibi hemen, "Kapıları kapatıyoruz. Namaz saati"dedi.Ben de "O halde daha sonra uğrarım" diyerek çıkıyordum ki, adam engelledi ve önerdi: "Arka tarafa geçelim."Önce, dükkanın kepenklerini indirdi ve kapılarını kilitledi. Sonra tezgahın yanındaki bir kapıdan arka taraftaki imalathane gibi büyücek ve pencereleri olmayan bir odaya geçtik. Orada birkaç kişi hurma paketleri hazırlıyordu. Yani namaz vakti de çalışmayı gizlice sürdürüyorlardı.Onlar benim paketlerin ambalajını yaparken dükkan sahibi, "Namaz saatinde çalışmak ve dükkanları açık tutmak kesinlikle yasaktır. Herkese ibadet zorunluğu var. Aksi halde ağır ceza alırız. Dükkan kapatılır" diye izah etti.İlke olarak bütün kent güya işi, gücü, alışverişi bırakmış namaza durmuş gibiydi ama pek çoğu sadece araziye uyuyordu. Dükkanların kepengi kapatılıyor, namaz falan kılınmıyordu.Dükkanda yaşadıklarım İslamın otoriter rejimlerde nasıl bir dayatma ve siyaset aracı olarak kullanıldığının kanıtıydı.Oysa İslamda zorlama yoktur. İslam içtenlik, şeffaflık dinidir.Yıkılmaz sanılan duvarlarının harcı, samimiyetsizlik ve zorbalık olan yönetimler, ayakta kalamaz.Irak çöküşler dizisinin ilki. g.civaoglu@milliyet.com.tr Baytaş'ın gözlemlerine bizden ilave.