Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhurbaşkanı Sezer'in Bankalar Yasası'nın iki maddesine tavırlı olduğu biliniyordu.
1- Kamu bankaları üst yöneticilerine bir tür cezai dokunulmazlık öngörülmesi.
2- Kamu bankalarının işlemlerinde Sayıştay denetiminden çıkarılarak, Başbakanlık Denetleme Kurulu ile yetinilmesi.
Sürpriz veto, kamu bankalarında çalışanların memur statüsünden çıkarılarak, özel sözleşmeli personel statüsüne geçirilmelerini öngören hükmün de geri çevrilmesidir. O maddenin amacı Ziraat ve Halk Bankaları'nda 800 şubeyi kapatmaktı. 20 bin çalışan tasfiye edilecekti. Kısacası o bankaları özelleştirmeye hazırlamaktı.

"Bankacılık sistemi kurtarılamıyor, IMF'ye verilen söz tutulamıyor" gibi - biraz da aceleci - kaygılarla borsa ve dövizde sert rüzgarlar esecekse, şimdiden uyaralım.
Akıllıca ve bilinçle kullanılırsa sistemin güvenlik sigortaları var.
Anlatayım... Maddenin veto edilmesi, diğer maddelerin onaylanmış sayılması ve Resmi Gazete'de basılması demek değildir.
Pratik sonucu yasanın bütünüyle askıda kalmasıdır.
Bu durumda, zaten hala duyarlı olan piyasaların yeniden karışmaması için üç parti lideri tarafından bir "kararlılık" açıklaması yapılacağı duyumları gelmekte.
Söylenenler şöyle:
"Hükümet, bu yasayı noktasına dokunmadan ekspres hızla yeniden oylamakta kesin kararlı. Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı'nın önüne ikinci kez aynen gelecek yasayı onaylamak zorunluluğu vardır."
Bu açıklama ve hele TBMM'nin toplantıya çağırılması psikolojik rahatlama yaratabilir.


Sezer, bankalar sistemini sağlığa kavuşturacak devletin finans desteği ile ilgili hükümleri veto etmemiştir.
Yani bu yasanın hedefini ve gereğini kabul etmiş diye yorumlayabiliriz.
Testiyi kıranla, suyu getiren içe kolay kolay sinmese de bazen ayrı kefeye zorunlu olarak konulabiliyor.
Birkaç hafta önce komutanlardan da aynı izlenimi almıştım.
Ekonominin domino taşları sürecine kaymaması gerek.
Üstelik bu kez devlet yardımı bol kepçe olmayacak. Hortumlamaların önlenmesi için önce destek verecek bankaların "özel zulalarını" getirerek, taşın altına ellerini bütün varlıklarıyla koymaları öngörülüyor.
Bu ve benzeri hükümler nedeniyle Sezer'in veto etmeyişi sağlam referanstır.

Türkiye ekonomisi geride kalan bahar ayları kadar kırılgan değil.
Hükümet sağduyulu ve kararlı olursa, her kafadan bir ses çıkmazsa bu patlayan lastik onarılır.
Devrilme olmadan, yola devam edilir.
IMF 4 Şubat'ta toplanacak ve Türkiye'yi konuşacaktı.
3 vetolu madde sorunu yeni bir yasayla o tarihe kadar çıkamasa bile... Daha önce olduğu gibi bir hafta, 10 gün ertelenebilir .
11 Eylül sonrası Türkiye artık başka önemde.
Ama gene de rehavete kapılmayalım...