Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mustafa Sarıgül bugün Adnan Keskin ile bir araya gelecek.
Adnan Keskin CHP Örgüt İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı.
Yani...
Sarıgül’ün CHP’ye adımının “eşiği” bu buluşma.
Keskin, Sarıgül’e siyaset hayatı boyunca hep aklında tutacağı nasihati vermişti.
Henüz 30 yaşında ve Meclis’in en genç milletvekili olarak ilk parlamento gününde Sarıgül’e şöyle demiş:
“Meclis’te milletvekili gibi hareket edeceksin, ama bir gün vatandaş olacağını bileceksin!”
Anlamı...
“Milletin vekili olarak hep bir ağırlığın olacak...
Fakat...
Geldiğin ve döneceğin yeri hiçbir zaman unutmayacaksın, büyüklenmeyeceksin.”
Aradan yıllar geçti.
Köprülerin altından çok sular aktı. Fakat...
Adnan Keskin’in sesi Sarıgül’ün kulağında kaldı.
Politika yöntemini belirledi.
O nedenle de, bugünkü buluşma önemli.
......................
Kılıçdaroğlu tarafından kabul ve partiye dönüş ise 9 Kasım’da...
O gün Sarıgül herhalde büyük bir destekçi kitlesiyle gelecektir.
Zaten Kılıçdaroğlu da “çoğul” çağrı yaptı.
Fakat...
Sayı kadar belki de daha fazla önemli olan Sarıgül’ün CHP gençlik kollarında çalışmaya başladığı, 16 yaşından bu yana da beraber politika yaptığı arkadaşlarıyla birlikteliğidir.
16 yaşında 9 kişiydiler; Eyüp Birgül, Alaaddin Ayan, Nahit Hayal, Necmi Hayal, Faik Çamlı, Tayfun Kahyaoğlu, Bayram Özata, Mehmet Zeki Ateş ve Şükrü Beşir Bilal.
Bütün siyaset yaşamında 7x24 omuz omuza çalıştılar.
O 9 kişiden 7’siyle gene beraber.
......................
Mustafa Sarıgül’ün seçim şansı nedir?
Kamuoyu araştırmaları Kadir Topbaş ile arasında küçük farkta “gel-gitler” gösteriyor.
Ancak...
Kadir Topbaş’ın yeniden AK Parti adayı olarak görünmesinin bir nedeni de Sarıgül’ün CHP’den adaylığı.
Kamuoyu araştırma-larında Kadir Topbaş’tan başka isimler hafif kaldılar.
Fakat...
Sadece Sarıgül ve Topbaş parametreleri sonuç belirlemekte yeterli olmayabilir.
Arada başka adaylar, oy dağılımını farklı sonuçlara sürükleyebilir.
Örneğin...
Recep Tayyip Erdoğan büyükşehir belediye başkanlığını sadece yüzde 23 oyla kazanmıştı.
Oysa... İlhan Kesici’nin kazanacağına “kesin” gözüyle bakılmaktaydı.
Hüsamettin Özkan’ın abisi Necdet Özkan hiç çalışmadan yüzde 14 oy aldı.
Devreye DYP’den Bedrettin Dalan girdi.
Hiç hesapta olmayan Zülfü Livaneli de adaylığını koydu, yüzde 20 oy aldı.
Oylar iyice savruldu.
Sonuçta...
Yüzde 23 oy alan Recep Tayyip Erdoğan sandıktan çıktı.
......................
İstanbul’un yüzde 77’sini temsil etmeyen bir belediye başkanı, sistemin yanlışlığıdır.
Oysa...
Belde belediyeleri de kaldırıldığına göre sayıları hayli azalan başkanlar “çift turda” seçilseler, demokrasi çok daha sağlıklı işlemiş olur.
İlk turda en fazla oyu alan ilk iki aday ikinci tura kalır.
Seçmen, bir hafta sonra, yeniden sandığa gider.
Bu iki adaydan kendi partisinden olmasa da görüşüne en yakın olanına oy verir.
Yerel seçimlerde böyle bir sistem, ileride “çift turlu dar bölge” sistemine geçilirse “laboratuvar uygulaması” olur.
Deneyim birikimi yapar.
Sistemin “eksikleri” görülerek, düzeltmeler yapılır. Yanlışlıklara karşı önlemler alınır.
İki turlu seçim, “yönetilebilir demokrasi” ile “adalet” ilkesinin örtüştüğü sistemdir.
......................
Not: Salı günkü yazımda bir takvim kayması olmuş. Mustafa Sarıgül’ün yumruk yediği parlamentodaki ilk gününde Sabah gazetesi yazarıydım. Olaya tanık olduğum parlamento, mekan olarak bana orada muhabirlik yaptığım yıllara çağrışım yapmış olmalı.
Düzeltiyorum.
Hatırlatan internet sitesi medyaradar.com’a teşekkürler. G.C.