22 Tem-muz 2015 Türkiye’sinden şu manzaralara bakın.
Şöyle soruların cevaplarını “iki el bir baş için” diyerek düşünün.
........................
“Hâlâ geçici hükümetle yönetilmek hangi akla hizmet?”
“45 dolduğunda her partiden bakanlarla oluşacak -eğreti- bir hükümetle seçimlerin yapılacağı kasıma kadar Türkiye ne hale gelir?”
“Hükümet kuruluşunu yufka gibi yayarak zamana oynamak ve belki de AK Parti gene tek başına iktidara gelebilir umuduyla uçurumun kenarında yürümek için akıllar peynir ekmekle mi yenilmiştir?”
.......................
l IŞİD, Kobani’deki çocuklara oyuncak getirmek, orada bir kitaplık kurmak gibi insancıl amaçla Suruç’a giden gençlerin ortasında “canlı bomba” patlatıyor.
32 insanımız yaşamını yitiriyor, 100’e yakın yaralı.
l Türkiye’nin çok sayıda ilinde başlayan protesto gösterileri... TOMA’lar, gaz bombaları... Havai fişek, molotofkokteylleri...
İstanbul’da bile (Gazi Mahallesi) yüzleri örtülü, ellerinde “sten”ler, “kalaşnikof”lar, “tabanca”larla şiddet görüntüleri...
Barikatlar, devrilen, yakılan araçlar...
l Urfa’da iki polisin evlerinde enselerine kurşun sıkılarak öldürülmesi ve bu cinayetleri PKK’nın üstlenmesi...
l Güneydoğu’da PKK’nın yol kesmesi, çok sayıda aracı durudurup, içindekileri indirdikten sonra hepsini yakması...
l İstanbul’da AK Parti ilçe binasının önünde bulunan “zaman ayarlı patlayıcı...” Gene İstanbul’da AK Parti’nin İrtibat Bürosu’nun kurşunlanması...
l IŞİD’in yayın organında Türkiye’ye tehditler...
l Kandil’den Kürtlere “Silahlanın” çağrısı...
l HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın parti örgütüne ve halka “devlet sizi koruyamıyor, güvenliğiniz için örgütlenin, savunma tedbirleri alın” diye seslenişi...
.......................
Türkiye sanki “ateşten gömlek” giymekte.
Ve hâlâ “ortak hükümet” için talihsiz adımlar ve figürlerle “dans.”
7 Haziran seçimleriyle iktidarı noktalanmış bu “geçici hükümetle” Türkiye’nin kaptansız ve rotası olmayan bir gemi gibi dalgalar arasında çalkalandığını, sonu hiç de hayırlı görünmeyen sulara sürüklendiğini görmek için “siyaset kâhini” olmak gerekmiyor.
Her şey apaçık ortada.
Hele bir de ortak hükümet kurulamaz ve ekim ya da kasımda yenilenecek seçime 4 benzemez oyun kâğıdı gibi, 4 benzemez partinin temsilcilerinden oluşacak bir “seçim hükümeti” vahim bir kumardır. (Elbette seçim gene de -hiçbir çözüm olmazsa- demokraside son çaredir ve gerekirse o tercih yapılır ve selametle gidiş için herkes sağduyu çizgisinde yer almalıdır ama mega risktir.)
.....................
Aklın yolu AK Parti - CHP büyük koalisyonunun kurulmasıdır. İç güvenlik, dış politika tansiyonunun düşürülmesi, devletin sokakta, kırsalda, dağda yeniden “tek egemen” olabilmesidir.
Hiçbir parti, hiçbir kişi, hiçbir ihtiras Türkiye’nin üzerinde olamaz.
