"Dünyanın en iyisi" şöhretini kanıtladı. Uzun süredir El Kaide'den ses getirecek bir eylem bekleniyordu.Fakat... Alınan duyumlara göre, bu öyle bir büyüklükte olmalıydı ki, 11 Eylül saldırısının gölgesinde kalmasın.Onu da aşsın.Böyle bir hedefe odaklanmak, El Kaide'yi zorluyordu.Büyüklükte ve sofistike yapılanmada, İkiz Kuleleri ve Pentagon'u vuran, bunu canlı çekimle TV ekranlarından tüm dünyaya yayan, 11 Eylül'ü aşacak eylem ne olabilirdi?.............................Bu sorunun cevaplarından en kaygı duyulanı; "nükleer saldırı"dır.Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra nükleer taktik silah stokları uzun süre denetim dışı kalmıştı.Ukrayna'da bazı stokların kapılarının dahi asma kilitle kapandığını, ABD'li uzmanlar dehşet içinde görmüşlerdi.Rusya ekonomisinin felaket halde olduğu yıllardı.Küresel tehdit taşıyan bu denetimsiz ve korumasız nükleer silahları, güvenli yerlere taşımak ve korumaya almak için ABD bütçesinden Rusya'ya ciddi kaynak aktarılmıştı ve bu bağlamda Amerikalı uzmanlar, Sovyetler Birliği'ne ait silah stoklarını görebilmişlerdi.Stokların yüzde 98'i "büyük başarı" diye nitelenerek korumaya alınabildi.Geriye kalan yüzde 2'nin akıbeti bilinmiyor."Sayım hatası sebebiyle rakamlar, gerçekte olduğundan daha fazla sayıda kaydedilmiş" iddiaları da var. Bunların, teröre destek veren "haydut devletler"de oldukları ve El Kaide gibi örgütlere ulaştırılacağı yolunda kaygılar da yaygın..............................Bu varsayımların ötesinde, devlet olarak İran'ın, örgüt olarak El Kaide'nin kendi olanaklarıyla nükleer silah yapımında son aşamaya varmak üzere oldukları da genelde kabul ediliyor.Dehşet senaryoları bunlara göre yazılıyor.El Kaide'nin bu silahları patlatma düzeneklerine sahip olması ise, artık hiç uzak ihtimal değil.Çalınan bunca zenginleştirilmiş uranyum nerede?.............................Dahası...Gene Sovyetler Birliği'nin depolarında var olan ve bir süredir kayıtlarda bir kısmı kayıp görünen evrak çantası büyüklüğünde nükleer silahlar nerede?.............................Bir el çantasına doldurulacak ve gökdelenlerin çatısından rüzgâra bırakılarak metropollere savrulacak nükleer kül atıkları da gizli servislerin kâbusu................................Bütün bunlardan sonra, Londra'dan ABD'ye kalkacak birkaç uçağın havada patlatılarak düşürülmesi planı "eksik" görünüyor.Elbette rezilce bir plan.Barbarlık... Vahşet. Ama... 11 Eylül'ün "dehşet gösterisinin" ve "cinayet bilançosunun" canlı yayınla vitrinlenen teknolojisinin gerisinde kalır.Uçaklara bazı sıvı kimyasalların sokularak intihar gönüllüleri tarafından bunların bombaya dönüştürülmeleri ve patlatılmaları, El Kaide'nin megaloman iddialarını kesmez.İngiliz güvenlik sözcülerinin "Çok büyük bir facia atlatıldı" söylemleri, bu birkaç uçağın havada patlatılmaları planından daha müthiş senaryoların var oldukları kuşkusunu veriyor.Örneğin...Uçakların Londra ve New York'ta şehir merkezlerini vurmaları, tren istasyonları, parlamento gibi hedefler üzerine düşürülerek infilak ettirilmeleri gibi çılgınlıklar akla geliyor.Londra'da Kraliçe'nin sarayı, New York'ta BM binası bile hedef alınmış olabilir..............................Yazılan bu karanlık senaryonun gerçekleşmemesi şanstır.Ama... Akılların başlara gelmesi için belki de uyarıdır.Terörün "benden olanı ve senden olanı", "iyisi-kötüsü" yoktur.Terör, tıpkı nükleer bir bulut, kirli hava, zehirli su gibi sınır tanımayan ve tüm coğrafyalara yayılan çağın vebasıdır.Baş edebilmenin tek yolu; "devletlerin, kurumların, uygarlıkların omuz omuza vermesidir."Londra'da, New York'ta, Batı Şeria'da, Güney Lübnan'da... Kandil Dağı'nda... g.civaoglu@milliyet.com.tr Kraliçenin gizli servisi, 11 Eylül'ü anımsatacak bir "mega" terörü son anda önleyebildi.