Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Siyasete “cuk” oturan bir “cambaza bak” öyküsü vardır.
Tercüman gazetesi sahibi Kemal Ilıcak’ın hukuk danışmanı, hoş sohbeti nedeniyle yanından ayırmadığı Ali Çekiç anlatırdı. İkisi de artık görünmezler arasındalar. Sonraları bu öyküyü Rauf Tamer de güzel üslubuyla yazmıştı.
İyi tuttu...
Tazeleyeyim...
‘Cambaz ip üstünde yürümekte, tehlikeli hareketler yapmaktadır.
Halk çember oluşturmuş, gösteriyi heyecanla izlemekte...
Kalabalık arasında bıçkının biri, önündeki genç kıza arkadan acayip yanaşmış, edepsizlik yapıyor.
Genç kız arkasına dönüp sert sert baktıkça, bizim bıçkın pişkince “Cambaza bak cambaza” diyor. Bir milim bile geri çekilmiyor. ‘
“Cambaz” öyküsünü siyasete uygulayalım.
Türkiye’de garip şeyler oluyor. Kişisel hakların, temel hukuk ilkelerinin, “EVETÇİ” olmayan medyanın üzerinden silindir geçiyor...
Tepki gösterenlere cevap hazır:
“Silindirin ezdiklerine değil, gittiği yere bak. Büyük hedefe giderken yol kazaları olacak, acılar çekilecek ama nereye varılacağı önemlidir. Büyük resmi gör.”
Yani...
“Cambaza bak” gibi bir söylem bu “büyük resmi gör...”
Oysa...
“Büyük resmi” görmek “resmin tamamını” görmektir.
O zaman, “yol” ve “hedef” gibi silindirin altında kalanlar da vardır resmin tamamında.
Yaşanmakta olan “açılıma” ve “demokratikleşmeye/normalleşmeye” elbette omuz vermeliyiz.
Ancak... Bunu yaparken “kişilik haklarının, temel hukuk ilkelerinin” çiğnenmesine ve kurumları yıpratan kaba sabalıklara göz yummak gerekmez.
Hukuk devletinde “daha fazla demokrasi” hedefine, “daha az demokrasi” ile gidilmez.
Eleştiriler bunadır.
Herkes susmadığı, herkes iktidar korosunda saf tutmadığı içindir ki, hiç değilse bir yere kadar çoğunluk iktidarı keyfiliklerine ayar çekmek hâlâ mümkün olabiliyor.
Zemberekler henüz büsbütün boşalmadı...
Bülent Ecevit’in yüzde 42 oyla partisini iktidara taşıdığı süreçte şu söylemi çok alkış almıştı:
“Amaç kadar, araç da önemlidir...”
Ecevit böylece, amaca ilerlerken kullanılan araçların “hukuki, meşru, temiz ve vicdani” olması gereğini işaret ediyordu.
Hatta...
“Temiz araçlar giderek temiz amacı oluştururlar” da diyebiliriz.
Sadece “amaca” odaklanmanın tuzakları da vardır.
“Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla örülmüş olabilir” söylemini de hatırlayalım.
Üzerinde yürünen taşlar görmezden gelinirse, en temiz sanılan hedef zehirlenebilir.

Haberin Devamı

KIRIK KUCAKLAŞMALAR

Cambaza bak

Kör bir sinema adamı, eskiden, gözlerinin gördüğü zaman çekmiş olduğu filmin montajını yeniden yapabilir mi?
Yapıp da harikalar yaratabilir mi?
Pedro Almodovar’ın en iyi senaryo Oscar’ını aldığı filmde böyle bir öykü var.
Çünkü...
“Bakmak” ile “görmek” aynı şeyler değil.
Duyarlığı yüksekse, gözleri engelli de olsa, bakamasa bile “görebilir.”
“Kırık kucaklaşmalar” bu filmin adı.
Gözleri engelsiz ama sadece “bakan” fakat “göremeyenlerin” dünyaya, insanlığa yaptıkları yanlışları düşündürtüyor.
Penolope Cruz’un oynadığı her film gibi bu da bir göz şöleni...
Bakıp da göremeyenlerin insanlığa ve dünyaya yaptıkları hasarı anlatan bir diğer film de AVATAR.
Müthiş bir yaratıcılık, teknoloji harikası...
Sinema tarihinde gerçek bir kilometre taşı...
Bunun ötesinde mesajı da önemli.
Uzaydan gelenler, dünyayı ona son derece hoyrat davranan ve tüketmekte olan insanları yok ederek kurtarmaya kararlıdırlar.
“Dünyamızı bize bırakın. Uzaya, geldiğiniz yere dönün” diyen insanlara “Dünya sizin değil ki” cevabını verirler.
“Sizin olsa bu kadar hoyratça kullanır, tüketir miydiniz?”
Sadece “bakan” ama dünyanın güzelliklerini göremediği için ona kıyan insanlığa uygar denebilir mi?
Gezegen Pandora’nın eşsiz güzellikleri, çok güzel vücutlu Pandoralıları, muhteşem teknolojiyi izleyenler, aslında bilinçaltlarına “Doğaya barbarlık bitsin” kelimeleri kazınarak çıkıyorlar salondan.