Profesör Duverger’ye ait “seçilmiş krallar” teşhisi, “sözün bittiği yerde” her şeyi ortaya koyan tanımdır.
“Başkanlık sistemi” Başbakan Erdoğan tarafından gündemin tepesine oturtulunca siyaset biliminin gurusu Duverger nasıl hatırlanmaz?
Hele...
Cumhurbaşkanı’nın yetkilerine “tavan” yaptıran şu son anayasa değişiklikleriyle aynı zamanda örtüşüyorsa...
Geleceğe dönük siyaset projeksiyonu için “medyum” olmaya gerek yok.
Abdullah Gül’ün görev süresinin sonunda -ki bu eski düzenlemeyle 7, son düzenlemeyle 5 yıl fark etmez- Başbakan Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne yol haritası artık görünmekte.
Halk tarafından seçilerek 5+5 iki dönem Çankaya...
Ancak cumhuriyetin ilk kez farklı statüde bir başkanı olmayı hedefliyor.
Elbette bunu açıkça söylemedi ama her söylemi lego parçaları gibi bütünleştirilirse ortaya çıkan tablo eskizi budur.
Parti başkanlığından ve başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçenler kendilerini orada yalnız ve güçsüz hissederler.
Tarafsız, sorumsuz protokol figürü olmak içlerine sinmez.
Daha düne kadar “Emrinizdeyiz” diyenler yeni başbakana, yani iktidar iplerini elinde tutana “biat” etmişlerdir bile...
Bütün takımlarda futbolcular genellikle birbirlerine çok yakın düzeydeler.
Ama...
“Yıldızlar” maçın kaderine imza atarlar.
Galatasaray’da Arda, Fenerbahçe’de Alex işte böyle “top büyücüleri...”
Alex daha karşılaşmanın başında attığı golle sadece skor levhasını değil şampiyonluk kupası için “ihtimal hesaplarını” duman etti.
Alex oynayınca Kanarya kanatlanıyor...
Arda oynayınca Aslan kükrüyor.
Bu fotoğrafın pozitif görüntüsü.
Tam tersine...
Alex Fenerbahçe’de, Arda Galatasaray’da olmayınca her ikisi de arıza yapıyor.
Alex’i kutluyorum.
Arda’yı ise kucaklıyorum.
Ve...
Ona Ali Sami Yen’de yapılan haksızlığı kınıyorum.
Böylesine yürekten Galatasaraylı, böylesine her şeyini renkleri için ortaya koyan, sakat olduğu halde kendi isteğiyle/ısrarıyla sahaya çıkan bu evladına tüm Galatasaray camiasının da büyük sevgiyle kucak açtığına inanıyorum.
“Koç” diye anılan “taçsız kral” Metin Oktay anlatmıştı.
Metin, kadınlar arasında süksesi olan bir topçuydu.
Geceleri çıkmayı severdi.
Fakat her futbolcu gibi onun da özel yaşamı sorgulanırdı.
Yaşamında en fazla değer verdiği Galatasaray Teknik Direktörü Baba Gündüz’e (Gündüz Kılıç) “Baba, beni geceleri biraz serbest bırak ötesini merak etme bende sahaya çıkıp senin için leblebi gibi goller atayım” demiş.
Gerçekten onun deyimiyle “leblebileri sıralıyordu.”
Tribünlerden, diğer futbolculardan, kulüp yönetiminden en küçük eleştiri hatta bir ima bile olmazdı.
Galatasaray tüm futbolcularına ve özellikle sarı-kırmızı renklerin simgesi olan yıldızlarına toz kondurmazdı.
Galatasaray’ın bu geleneğinin yönetim tarafından tribünlere yansıtılması gerek.
Arda hassas ve Galatasaray terbiyesiyle yetişmiş nazik bir genç adam.
Kıymeti bilinmeli.