Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD ve İsrail’in ardından Türkiye terörün üç numaralı hedef ülkesi olmanın eşiğinde.
Türkiye’nin bir parmak gerisinde İngiltere yer alıyor.
ABD’nin Türkiye üzerinden Irak’a Kuzey Cephesi açmasıyla birlikte düğmeye basılabilir.
Canlı bombalardan tutunuz, sabotajlara, kalabalık mekanlarda, meydanlarda patlamalara kadar terör dişlerini gösterecek.
İsrail’in hemen arkasından terörün üçüncü hedef ülkesi olmak şaka değil.
İsrail’de yaşananları düşününüz. Eşiğinde bulunduğumuz riskin vahim boyutları algılanabilir.
Türkiye’nin güvenlik ve istihbarat güçleri çok iyi hazırlanmalılar.
Oluşacak panik, ekonomiyi de zehirli sarmala çekebilir.
Askeri araçların, ABD silahlarının sınıra yolculuklarını, Mardin ve Diyarbakır’da taşın toprağın altına dönüştüğünü, ABD’nin kaç haftada bu işi bitireceğini izliyoruz...
Sanki atari savaş oyunu.
Oysa...
Oyun değil...
Irak yangınında patlayacak terör kozalaklarının Türkiye’nin nerelerine düşeceği bilinmez.
Patriotlar, Saddam’ın füzelerini avlayabilir ama, terörü hayır.

Kuzey Irak’ta "iki yeminli düşmana" dikkat.
Bunlardan birincisi kimsenin meçhulü değil; sayıları 5 bine varan PKK’lılar.
Irak’a harekat başladığında, bir yandan oradaki silahlı kuvvetlerimize vur - kaç eylemleri koyacaklardır. Öte yandan Türkiye’nin Kuzey Irak’ta yoğunlaşmasını önlemek için, kendi topraklarımızda kanlı eylemlere yeniden geçmeleri büyük olasılıktır.
Çünkü... Kuzey Irak, PKK’nın üstlenebileceği ve siyasi hedeflerine hazırlanacağı önemli sığınaktır.
O coğrafyadan çıkarılırsa, silinir.
İkincisi ise, Afganistan’dan kaçan kökten İslamcılar...
Bunların bir kısmı Usame bin Ladin yanlısı.
Afganistan’daki birleşik kuvvetler içinde yer alması nedeniyle, Türkiye’ye zaten kin yüklüler.
Aldığım duyumlara göre Türkiye’deki terör örgütleriyle ilişkileri var. Onların da eylem koymaları olasılığı az değil.
Bu iki grubun dışında, Filistinli örgütlerin, Türkiye’ye karşı eylemleri doğrudan ya da bağlantılı olarak destekleyecekleri yolunda duyumlar alınmakta.
Ve nihayet Saddam’ın canlı bombalardan oluşan intihar birlikleri de unutulmamalı.

Türkiye, istihbarat ve iç güvenlik kurumlarıyla, teröre karşı tam saha pres yapmalıdır.
Bunun için İçişleri Bakanlığı, son 20 yıl boyunca teröre karşı mücadele etmiş bakanları, emniyet genel müdürlerini, bu alanda sivrilmiş emniyet müdürlerini, generalleri, olağanüstü hal valilerini, MİT başkanlarını ve önde gelen isimleri dinlemeli, deneyimlerinden yararlanmalıdır.
Hatta şu kriz dönemi için bir güvenlik şurası bile kurulabilir.

Batı medyası "krize nasıl hazırlanıyorlar" sorusunun cevaplarını araştırıyor.
Bütün ülkeler savaşın yaratabileceği bir ekonomik krize karşı önlem almakta.
En güvenli ekonomilerden biri olarak, döviz rezervleri 120 milyar doları bulan Güney Kore gösterilmekte.
Döviz rezervi yüksek olan ülke krizden en az zararla çıkacak.
Dünya ekonomileri artık frene basmış, tasarrufa odaklanmış durumda. Devletler ve bireyler olabildiğince nakitte kalmaya çalışıyorlar.
Türkiye ekonomisini yönetenler de döviz rezervlerini olabildiğince yüksek tutma çabasındalar. Savaşın ve olası terörün yaratabileceği şoklara karşı döviz rezervleri, ekonomilerin çelik yeleği gibi görülüyor.
Hele küresel terörün üçüncü hedefi olabilecek bir ülke için, bu yelek daha da gerekli.