Kıbrıs'ta seçimler bir "referandum" olacak. Partilerin propaganda afişleri bile bunu ortaya koyuyor.
Örneğin iktidara oynayan M.Ali Talat'ın CTP'si şöyle bir afiş yaptırmış:
"GÖRÜŞMECİ TALAT AVRUPA GÖZÜKTÜ ORTAK GÖRÜŞ AVRUPA" Yani, seçimleri kazanırsa CTP, "Cumhurbaşkanı Denktaş'ı, Kıbrıs Rum Kesimi'yle görüşmelerden çekeceğinin ve Talat'ın görüşmeci olacağının" mesajını veriyor.
Şimdiden açıkladıkları yol haritası "Annan Planı.."
CTP'yle olası hükümette daha küçük ortak olarak yer alması beklenen Mustafa Akıncı başkanlığındaki BDH'nin afişinde şu mesaj var:
"MEVSİMİ GELDİ ARTIK
ÇÖZÜM VE AB"
Bu parti de kampanyasını, Rum Kesimi'yle Annan Planı zemininde çözüm ve AB üyeliğine dayandırmış.
İktidardaki UBP'nin, afişleri ise "- terse! - AB eksenli";
Görüntüde, "başına silah dayanmış bir adam AB için görüşme masasında"
ve altında şu satırlar:
"YA ONLARIN ŞARTLARINDA
YA BİZİM ŞARTLARIMIZDA
SAĞDUYUYA OY VER."
Referandum
Muhalefet, seçmenin önüne; AB üyeliğini; "umudu" koyuyor.
29 yıl süren küresel dışlanmışlıktan, pasaportu bile olmamaktan, ekonomik ambargo ve gelecek belirsizliğinden... Annan Planı'nı kabul ederek Birleşik Kıbrıs Devleti şemsiyesi altında kurtulmak umudu bu. İktidar partisi UBP ise seçmenin önüne "kaygı"yı koyuyor.
KKTC, silah dayarcasına zorlamayla Rumlarla masaya oturtulursa "Pirince giderken, bulgurundan olur" kaygısını vurguluyor.
Örneğin...
Annan Planı'nın bu haliyle, KKTC'deki 200 bin Türk'ten yarısına yakını belki "göçmen" durumuna girecek. Evini, bahçesini, toprağını yitirebilecek.
Plan gereği 100'er metrekarelik sosyal konutlara yerleştirilecek.
En fazla direniş tetikleyen madde zaten bu.
Ayrıca, daha önce mücahit olarak çarpışmış nispeten yaşlı kuşak da iktidar partilerinden yana. Dün Cumhurbaşkanı Denktaş'ın odasında kadın erkek eski mücahitler gruplar halinde "bağlılık bildirimine" gelmişlerdi.
Kamuoyu nabzı
Türkiye'de olduğu gibi KKTC'de de her parti kendisi için özel kamuoyu yoklamaları yaptırıyor. Kendi oranlarını şişiriyor. Bu araştırmaları, oyları etkilemek için propaganda olarak kullanıyor.
Ancak, ciddi çalışmalar yapan KADEM'in Başkanı Muharrem Faiz, CTP'nin, "iktidardaki UBP'yi geçmekte olduğunu, diğer muhalefet partisi BDH ile birlikte hükümet kurabileceğini" söyledi. Gene de önceki haftalarda daha ilerideyken, puan yitirmişler. Genelkurmay Başkanı Özkök'ün Kıbrıs için son demeci, Başbakan Erdoğan'ın Denktaş'a arka çıkması, seçim öncesi buraya Abdüllatif Şener'in gelerek iri bir mali katkı paketini açacağı beklentisi etki yapmış. Ancak, AB'nin genişlemeden sorumlu komiseri Verheugen'in "KKTC'de iktidar seçimi kazanırsa, hile yapılmış olur, muhalefet kazanırsa onları tanırız" densizliği, ABD büyükelçisinin köy köy dolaşması da doğru mu?
Telefon, siyasi yasaklı...
Muharrem Faiz'e göre CTP'nin UBP'ye atacağı fark hiç de az değil. 3 bin gibi KKTC'nin küçük nüfusunda dikkati çekecek seçmen artışı bile bu farkı kapatamaz.
Böyle bir hayali seçmen kitlesi yaratıldı mı?
Belki...
Geçen yerel seçimler için de bu tür iddialar ortaya atılmıştı, ama incelemelerden sonra, değil sayıyı şişirmek tam tersine 600 seçmenin eksik yazıldığı mahkemeler tarafından saptandı. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Taner Erginer ve üyelerinin gerçekten dürüst çalıştıkları, muhalefet partileri tarafından da kabul ediliyor.
Örneğin... Seçmenin eline kameralı cep telefonu vermek ve kullandığı oyun fotoğrafını çektirtmek yöntemiyle oyları yönlendirmek olasılığı üzerine, sandıkların bulunduğu odaya cep telefonuyla girilmesini yasaklattı. Cep telefonları da gözaltında.
Seçim hilesinde bile böyle bir değişim, halklarda siyasi değişim isteminin işareti mi?