CHP saflarında “aktif” siyaset yapan bir dost.
Başarılı bir işadamı.
Siyaset onun için“rant” kapısı değil.
CHP’nin aldığı yüzde 26’ya yakın oy için -şimdiye kadar kimseden duymadığım ve hiç aklıma gelmeyen- bir yorum yaptı.
Şöyle başladı:
“İyi ki AK Parti var. “
Önce yadırgadım ama devamı bu girişi açıyor:
“AK Parti sayesinde yüzde 26 oy aldık. AK Parti’ye karşı tepkiler bu kadar güçlü olmasa belki yüzde 20’ye bile ulaşamazdık.”
Kara mizah gibi algıladım ama sonra bu yargısını birkaç kez daha vurgulayınca daha derinden düşündüm.
CHP’ye verilen oylar içinde gerçekten AK Parti’ye ve R. T. Erdoğan’a “tepkiler” hesaba katılmalı.
Kılıçdaroğlu ya da bir başkası, kim ve hangi ekip yönetirse yönetsin bu tepki oyları gene CHP’ye verilecektir.
“CHP oyları nasıl artırılır, yüzde 30 ve üstüne nasıl çıkar” tartışması elbette yapılmalı.
Ama...
AK Parti ılımlı çizgiye kaydığında, Erdoğan tepki odağı olmayacağı bir koordinata geçtiğinde “tepki oylarının” gerileme olasılığı da dikkate alınmalı.
MAKET SATIŞ
GEÇTİ
İNŞAAT sektöründe satışlar genellikle “maket” üzerinden yapılıyordu.
Paralar nehir gibi akıyordu.
Artık projeleri yansıtan TV reklam filmleri ve şık maketlerin yerini, tamamlanmış “Anahtarı al gir” projeleri pazarda ağırlık kazanmakta.
CHP’li bir dostum bu örneği seçimlere referans olarak kullanıyor.
“Seçimde dile getirilen vaatler pırıltılı ve hesaba, kitaba dayanır olsa da -maket üzerinden- daire satmaya benziyor.
Elle tutulur bir gerçekliğin albenisinden yoksun...”
.......................
Ana muhalefet partisi iktidarda olmadığı için ortaya “elle tutulur, gözle görülür” icraat örnekleri nasıl koyacak?
Aldığım cevap, benim de öteden beri kafamda olan referansla örtüşüyor.
“CHP’li belediyeler...”
CHP iktidara gelirse neler yapabileceğinin somut örneklerini kendi yönetimindeki belediyelerin başarılarıyla ortaya koymalıdır.
Peki...
Elindeki bu kart güçlü mü?
İstisnalar dışında ne yazık ki “hayır.”
CHP yönetimindeki belediyeler -genellikle- “neyin yapılacağının” değil, “nelerin nasıl da engellendiğinin” referansı.
Her biri“laf üretme” merkezi.
Kurultay kombinezonlarının yapıldığı, parti içi dedikoduların kaynatıldığı, arısız bal kovanları...
‘ORTA ORAN’
TUZAĞI
EKONOMİDE Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir grup ülke hızlı gelişme gösterdikten sonra fert başına 10 bin dolar yıllık milli gelirde yıllardır patinaj yapıyor.
Buna“orta gelir tuzağı” denilmekte.
CHP’de yüzde 25 dolaylarında patinaj yapan“orta oran oy tuzağında” kaldı.
Bir türlü aşamıyor.
Sol parti kimliğine karşın orada da hesaplar var.
CHP’li dostum bu “orta oran oy tuzağı” benzetmesinden sonra bir başka ilginç tespitini dile getirdi:
“AK Parti’ye yanaşanlar AVM izni hesabında, CHP’li belediyelere tebelleş olanlar ise büfe ya da çay bahçesi kapmak çabasında...”
........................
Atatürk’ün kurduğu CHP için -korkarım ki doğru olan- bu söylemler içimi fena halde acıttı.
Bu görkemli çınarın kurtlar tarafından kemirilmekte olduğunu düşündüm.
Bana göre hâlâ “laik Cumhuriyet’in” güvencesi olan CHP’nin çok önemli olduğuna inanıyorum.
Büyüklüğünü sürdürdüğünü, seçmenlerinin bilinçli ve saygın olduklarını düşünüyorum.
Alejandro Casona’nın“Ağaçlar Ayakta Ölür” kitabını hatırlatan bu gidişin değişmesi gerektiğine inanıyorum.