Yaşar Nuri Öztürk hocaya saldırıların karşısına Behçet Kemal Çağlar’dan Türkçe İbadet surelerini yansıtıyorum. Önce İHLAS Sûresi.
‘Söyle ki gündüz gece
Tanrı tek Tanrı yüce
O doğmaz ve doğurmaz
Kimse O’na denk olamaz...’
Yüreklerinizi ısıtan, içinizi aydınlatan Kur’an sureleri bunlar.
Ya ALAK Suresi!..
"Candan seslen, Rabbin yanında hazır
Temiz tut gönlünü koy secdeye baş."
Gerçekten...
En sıkıştığımız anlarımızda "Allahım sen yardım et" çağrımızı ne de güzel sözcüklerle örmüş.
Böyle bir Türkçe ibadet sevilmez mi?
İşte Çağlar’dan MAUN Suresi:
"Yazık gösteriş için namaz kılana
Yoksula yardımdan uzak kalana
Öksüzü hor görüp azarlayana
Ödünç vermeyi de ayıp sayana
Onun nasibi yok imandan yana"
Kimileri Türkçe ibadete yoksa "gösteriş için namaz" foyaları ortaya çıkacak diye mi karşılar?
"Arapça değil mi uydur uydur söyle... Uydur uydur, yuttur" tezgâhını kuramayacaklar diye mi?
Yoksa...
Şu güzelim ifadelere nasıl tavır konulur ki!
İşte LEYL Suresi:
"Bir kul ki yardım sever, bir kul ki hakkı tanır,
Yüreği bu sayede arınır, aydınlanır.
Karşılık beklemeden iyilik yapar her sabah.
İşte böyle kulundan razıdır elbet Allah."
Ve FATİHA ...
"Hamd, evrenler sahibi yüce Allah içindir.
Allah ki acıyandır, koruyandır, sevendir;
Günü gelince ancak
O’dur hesap soracak.
Tek sana tapar, senden medet umanlarız biz..."
İbadet, Allah’a yaklaşmaktır.
Allah’a kulluğunu ve insanlığını derinliğine yaşamaktır,
Bunun bilincine ermektir.
Anladığın dille ve bu insanın içine bal damlaları gibi akan söylemle düşünce zenginleşir, evrenle kucaklaşır. Yüce yaradana yaklaşılır.
Bilinmeyen dille hissedilir ama derinliğe ve düşüncenin enginliğine ulaşılmaz.
Bilinmeyen söylemler ezbere tekrarlanır.
Zaten Arapça ibadetin amacı, Mekke ve Medine yöresi halkının anlaması içinde.
Ama çevirisine, İslamı yaşayan her toplumun kendi dilinde ibadet edebileceğine cevaz vardır.
Atatürk, yobaz takımının dini sömürmesini önlemek ve insanlarımızın İslamı tüm anlam zenginliği ile yaşamasını sağlamak için kutsal Kur’anı Türkçe’ye çevirtti.
Ancak bu çeviriler beyinleri aydınlatıyor fakat yürekleri ısıtamıyordu.
Eğitimini İngiltere’de Atatürk’ün yaptırttığı büyük şair Behçet Kemal Çağlar’a şiir diliyle Türkçe Kur’an görevi verildi.
Yukarıda bunlardan bazılarını yansıttım.
Atatürk Türkçe ibadet projesine önem veriyordu.
Beyin kadar kalbin de inancı sağlanmalıydı.
Ancak ölümünden sonra bu çalışma yarı yolda durdu.
Atatürk’ün yolunda olan bizler, onun bu aydınlık yolundayız, ama "Türkçe İbadet" diye bir dayatmaya da karşıyız.
Herkes istediği dilde ibadet eder.
Ne var ki...
Atatürk’ün partisi CHP de bu özgürlükçü bakışı benimsemekle birlikte Atatürk’ün başlattığı ve yarısına getirdiği çalışmayı sürdürtmeli, tamamlatmalıdır.
Türkçe ibadet olanağını insanlarımızın yararına sunmalıdır.
İşte anladığım kadarıyla aydın din alimi Yaşar Nuri Öztürk’ün de kitabında ve söylemlerinde verdiği mesaj budur.
Yoksa bir çağrı niteliğindeki Arapça ezanın Türkçe yapılması değil.
Ayrıca Y. N. Öztürk hoca ezanın insan sesiyle okunması görüşünde de son derece haklıdır.
Hiçbir kilisede ibadete çağrı olan çanların hoparlörle duyurulduğuna tanık oldunuz mu?
Cesur ve bilgili Öztürk’ün CHP kadrolarında yer alması bir şanstır.
Değeri bilinmeli.
2002 baharı, Tarabya Toplantısı’nda 120 din alimi "Mazeret halinde Türkçe ibadeti" kabul etmiştir.
Nasıl mazeret?
Örneğin "Arapça bilmemek ..."
CHP’nin aydınlanma takviminin yaprakları Tarabya Toplantısı miladının ve Diyanet işlerinin gerisinde kalamaz.