ÖNCE CHP...
Yeni seçim kampanyası filmleri ile CHP bir taze rüzgâr estirdi.
“Gençliği” hedeflediği belli.
Ali Taran bakış açısını bildiğim için stratejisini hissediyorum.
Anlatayım:
Cem Uzan’ın partisine girdiği ilk seçimde yüzde 7 oy kazandıran Ali Taran’ın seçim kampanyasıydı.
Düşünün ki bu oran HDP’nin yeni sürgünü olduğu daha önceki partilerinin yüzde 6’sından yüksektir.
İlk toplantılarında Cem Uzan ve kurmayları Taran’ı uyarmışlar:
“Bizi sevmeyen çok insan var.
Kampanyanda onları da dikkate almalısın.”
Ali Taran sormuş:
“Uzanları kaç kişi tanır? Hepsi de sevmiyor olsalar kaç kişidirler?”
Aldığı cevap daha henüz Cem Uzan meydanlara çıkmamış ve kitleler tarafından tanınmamış olduğu için zamanın gerçeklerine uygun:
“500 bin, hadi bilemedin en fazla 1 milyon...”
Ali Taran stratejisini, hedef kitlesini anında şöyle tanımlamış:
“O 1 milyon kişiyi yok farz edeceğiz.
Bütün kampanyamızın hedef kitlesi o 1 milyonun dışında kalanlar, sizi tanımayanlar olacak.”
Ve...
Başarılı oldu.
TARAN’IN UZAN’A CEVABI
Ali Taran şimdi CHP’nin kampanyasını yaparken de “benzer” strateji uyguluyor diye düşünüyorum.
CHP’nin “kemik” oyları belli.
Ali Taran onların “zaten CHP’ye oy vereceklerini” biliyor.
Geri kalanlara oynuyor.
Özellikle de gençlere.
Kampanyasındaki “ironi” gençlere ve kendini genç hissedenlere mesaj.
Sadece “trafodaki kedi” bile bunun apaçık örneği.
“Kedidir kedi” dedirtiyor.
Ya “alkış?”
Orada da müthiş bir “kara mizah” var.
“Türkiye’de artık sadece alkışa izin var” mesajını veriyor.
Gençliğin seveceği şeyler bunlar.
“Çarşı kültürünü” yansıtıyor.
“Çarşı”nın Gezi ve sonrasında internette uçuşan esprileri ve mizah kültürüyle örtüşüyor.
Zaten...
İnternet ortamında güçlü ve yaygın bir kampanya da stratejinin diğer ayağı.
ALİ Taran’ın bu stratejisi gerçekçi.
BAYKAL’IN UYARISI
CHP’nin oylarını yükselteceği kesin.
Belki...
“Sırf HDP barajı aşsın diye CHP’li -farkındalığı yüksek- seçmenin bir defaya mahsus HDP’ye oy vereceğim” psikolojisi olumsuz etki yapabilir.
Ama...
Kamuoyu araştırmalarının -bir önceki yazımda belirttiğim gibi- “HDP’nin barajı şimdiden aşmış olduğunu” göstermesi bu tehlikeyi zaman içinde hayli azaltacaktır.
Yerini “HDP zaten barajı aşıyor, ben oyumu gene kendim partim olan CHP’ye vereyim” kararına kaydıracaktır.
CHP’nin bir önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’ın “CHP seçmeni sakın sırf barajı aşsın diye HDP’ye oy vermesin” uyarısı da önemlidir.
Gerçeği yansıtıyor.
Mühendis kökenli iyi bir hesap adamı olan Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin ile ayaküstü laflarken şu söylemini altını çizerek not ettim:
“HDP’nin barajı aşması yetmez... Meclis’e bu kez 4 partinin girmesi AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını engeller gibi bir inanış var. Tam doğru değil. CHP ve MHP’nin de oyları yükselirse bu mümkün...”
Yani...
CHP’li seçmen “HDP’nin zaten barajı aşmış göründüğü” ve ancak “bunun yeterli olmadığını, MHP ve CHP’nin de oylarını artırması gerektiğini” dikkate alarak sandığa gitmeli.
CHP’li seçmenin “fantezi” yapmak lüksü yok.
MHP’nin oylarını artırdığı apaçık ortada.
CHP’nin de ciddi tırmanış yapması gerekiyor.
.........................
Not: Bir yurtdışı gezisi nedeniyle önümüzdeki 2 gün için yazıya ara...