Çift cinsiyetli “RADİKAL”
“RADİKAL” yeniden doğdu. Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can’a “bu gazetenin hem babası hem anasısın, yaşamının yayıncılık boyutunda hermafrodit (hem dişi, hem erkek) olduğun bir süreçti bu” dedim.
Cevabı “gazetenin de çift cinsiyetli olmasını istiyorum” oldu.
Doğrusu da bu.
“Unisex” ürün çağımızın trendi.
RADİKAL’in sayfaları da bu vizyonu yansıtıyor.
Eyüp Can yazarları için de “tek yaşa” odaklanmış.
“Kafanın içi genç olmalı...”
Yeni ve genç yazarların yanı sıra yakında meslekte 60. yaşını kutlayacağımız Altan Öymen ve yılların gazetecisi Hakkı Devrim “beyinleri genç olanlar.”
Daha sonraki kuşaklardan deneyimli arkadaşlarımız da öyle.
Bu söylem tuttu
Bazı söylemler daha ağızdan ya da kalemden ilk çıkışta tutar.
Örneğin...
Artık görünmezler arasında olan Ufuk Güldemir’in “Beyaz Türkler/ Siyah Türkler” ayırımı...
Prof. Şerif Mardin’in “mahalle baskısı” gibi damardan söylemi.
İkisi de siyaset literatürünün gözdeleri.
Eyüp Can’a “onun -sokak yazarı- tanımının da tuttuğunu ve medya muhabbetlerinde ağırlığı olacağını” söyledim.
Eyüp “Başbakan Erdoğan’ın da bu tanımı sevdiğini ve ‘ben de sokak siyasetçisiyim’ dediğini” o görüşmeden diğer medya izlenimleriyle birlikte anlattı.
Eyüp Can’dan “RADİKAL”de bulduğumuz başka özellikleri dinledik.
İşte birkaçı...
Online internet gazeteciliğiyle yazılı gazeteciliğini eşleştirmiş.
Pazar günleri “RADİKAL” ayrı bir hafta sonu gazetesi anlayışıyla hazırlanıyor ve yayımlanıyor.
“RADİKAL Pazar’ın” Genel Yayın Yönetmeni de farklı; Çınar Oskay...
Ayın konuları ayrıca değerlendirilecek ve daha geniş olarak işlenecek, bu interaktif çalışmanın yayın yönetmeni de katılımcılar arasından olacak.
Yazarlar kadar muhabirlerin de önemli olduğunun sözde kalmayacağı bir “RADİKAL...”
Sabah toplantıları için yuvarlak bir masa yaptırmış. Bu formatın mesajı herkesin eşit söz hakkıyla o masa çevresinde yer aldığının vurgulanması.
Daha pek çok yenilik var...
Uzatmayayım, birine daha işaret edeyim.
Yazarların çeşitli portreleri o günkü yazının konusuna göre köşesine konulacak.
Söz gelişi terörün kan akıttığı bir eylemin yazıldığı köşede “sırıtan” bir kafa -benimki dahil- iyi olmuyor.
Bu arada söyleşirken gazetelerdeki çok sayıda yazar uygulamasını SABAH‘ın başlattığını söyledim.
İlan verenler ilanın çıktığı sayfada köşe yazarı istiyorlardı.
Bunu ilk kez SABAH görmüştü. SABAH‘ın o yıllarında çok kısa sürede en büyük ikiden biri oluşunun nedenlerinden biri trendleri iyi okuması, ilklerin gazetesi olmasıydı.
Bir de not:
Programda “Ciddiyet” adlı mizah sayfasının Abdi İpekçi imzasını taşıdığını -sehven- söyledim.
Aslında sanıyorum “Cumhuriyet” gazetesinin bir uygulamasıydı.
SPOR MEDYASINDA KADIN SİMGE
Burcu Esmersoy da “RADİKAL”de yazıyor. Spor dışından ünlülerle spor eksenli röportajda da başarıya imza attı.
Güzellik yarışmalarında taç giymekten, tüm dövüş sporlarına, spor haberleri sunuculuğuna, spor programlarına açılan geniş yelpazesinde şimdi yazılı basın rengi de var.
Sanıyorum uzak olmayan bir tarihte onu spor ve özellikle futbol yorumcusu olarak da izleyeceğiz.
HÂLÂ İDEAL DAMAT ADAYI...
CÜNEYT Özdemir 20 yıldır kamerayla yaşamakta. Önce arkasında, sonra önünde...
Başta “5N1K” olmak üzere programları, muhabirlikleri ile gerçekten başarılı bir kariyer.
Bu arada yazdığı kitaplar da önemli. Dalıyor, yüzüyor, kaptan ehliyeti almış, Ege adalarına açılıyor.
O da “RADİKAL”de yazmaya başladı. Kendi internet sitesinden sonra şimdi de yazılı basında...
Bütün bunları yapan 40 yaşa merdiven dayayan Cüneyt gülerek yakınmakta: “Medya benden hâlâ ideal damat adayı diye bahsediyor.”
Güzel bir TV söyleşisi yaptık üçüyle.
İyi aktı.
KAMERANIN ARKASI
ALİ Ağaoğlu’nun yeni reklam kampanyası için NAHİDE’de verdiği davetteydim.
Bunda da sunucu kendisi.
Reklam firmasından 3 milyon lira istemiş, 1 milyon vermişler.
Almış...
Bir eğitim kurumuna bağışlamış.
Ali Ağaoğlu inşaatta olduğu gibi bu reklam sunuculuğunda da başarıya imza attı.
Daireler inanılmaz bir süratle satılmakta.
Ancak bunu sadece reklamcıya ve sunucunun karizmasına bağlamak eksik değerlendirme olur.
Bence Ali Ağaoğlu ışığını, geride bıraktığı tamamlanmış 30 bin daireyle yarattığı güvenden alıyor.
O gece biraz söyleştik.
11 bin 200 inşaat halinde daire portföyünden bahsetti.
Bu sayı katlanmak üzere.
Ancak kameranın arkasındaki daha önemli bir gerçeğe işaret etmek isterim.
Onun kampanyaları kriz dönemindeki Türkiye’de ekonominin motorunu inşaat sektöründe ateşlemek gibi bir işlevi yüklenmiş.
Ağaoğlu, başka inşaat firmalarına da kampanyalar düzenlemek ve satış yapmak için öncü olmuş.
“Meslektaşlarım telefon ederek bunu söylüyorlar, mutluluk duyuyorum” dedi.
ÖZER ÇİLLER BEYOĞLU’NDA
BİZİM bir grup arkadaşın çarşamba yemeklerinde Özer Çiller de vardır.
Bir çarşamba yemeği için grubu “BİRD”e davet etti.
Beyoğlu’nda bir New York bar restoranı izlenimi veriyor.
Yemekleri gerçekten farklı ve lezzetli.
Zaten life stile ve gusto eksenli dergilerde fotoğraflarını görüyor, övgü satırlarını okuyordum ama Çiller’lerin olduğunu bilmiyordum.
40 yıla yakın arkadaşlığımız var.
Hemen her hafta bir araya geliyoruz fakat hiç bahsetmemişti.
Mekânda özellikle geceleri masa bulmak için 4-5 gün önceden rezervasyon yapmak gerekiyor.
Şaraplar için de birkaç satır...
Zengin bir kavı var.
Ancak Özer Çiller’in Kuşadası’nda ürettiği kendi şarabını da tavsiye ederim.
Ayrıca Türkiye’de elle soğuk çekilen tek zeytinyağı da Kuşadası’ndaki çiftlikten...
Özer Çiller’in oğulları bu işin başında.
Aynı sokakta başka mekânları ve otelleri de var.
Özellikle HARDAL ...
Ama mevsimi geçti, Haliç’e bakan çatı terasındaki bu mekân için ilkbaharı beklemek gerek.
