Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dünyanın yazgısı yoksa iki çılgından sağduyu beklentisi mi? THE TIMES’ta John le Carre, ABD’nin tarihi çılgınlık dönemlerinden birini daha yaşadığını yazmış. İkinci Dünya Savaşı sonrası komünist avcılığının yapıldığı McCarthyism’den, Küba’yı işgali amaçlayan ve skandala dönüşen Domuz Körfezi çıkarmasından, hatta Vietnam Savaşı’ndan bile rezalet bir çılgınlık diye yazıyor.
Yani Irak’a silahlı müdahale...
Le Carre şu mesajları veriyor:
ABD halkının yüzde 88’i Irak’a silahlı müdahale istiyor.
Çünkü, her iki Amerikalıdan biri, ikiz kulelere saldırının arkasında Saddam olduğuna inandırılmış.
Orkestra yönetircesine bu kamuoyu oluşturulmuş.
Hedef... Böylece Bush’u ikinci kez Başkan seçtirmek.
Başkan Bush ve cuntasına göre... Allah sanki ABD’yi dünyayı kurtarmakla görevlendirmiş. İşin aslı petrol... Eğer Saddam petrol sahibi olmasaydı halkına işkenceyi keyfince sürdürebilecekti.

Peki açık ya da kapalı görüşmelerde, ABD, Irak için Türkiye’ye hangi kanıtları gösteriyor?
Görüşmelere katılmış olanlardan şu cevabı dinledim:
"Biz Nevada Çölü’nde, yeraltına kitle imha silahları saklasak, bilim adamı denetçiler bulabilir mi?
Irak, var olduğunu bildiğimiz ve Bin Ladin’in eline geçeceğinden kuşku duyduğumuz kitle imha silahlarını, toprak altına saklamış.
Bunları denetçi nasıl bulsun?
Irak BM denetçilerine pasif katkı veriyor. İstediğiniz yeri arayın. Varsa bulun tavrında.
Biz ise var olduğunu bildiğimiz füze başlıklı biyolojik ve kimyasal stokların tahrip belgelerini, tahrip kanıtlarını istiyoruz.
Vermiyorlar."
Peki kanıt yoksa BM nasıl müdahale kararı verecek?
Bush zaten BM’yi takmayacak havalarda.

ABD’nin Irak’a silahlı müdahalesi nedeniyle Türkiye ekonomisinin kaybı Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hesaplanmış. Doğrulatamadım ama bana yansıtıldığına göre tahmin, 15 - 25 milyar dolar arasında...
ABD yetkilileri de bu rakamları referans almaktalar.
"120 - 140 milyar dolar olası zarar gibi iddiaları uçuk bulduklarını" söylüyorlar.
Verdikleri güvencenin ilk aşamadaki sınırları "Türkiye’nin ekonomik programının Irak’ta savaş nedeniyle çökme olasılığını önleyecek katkı..."
Bunun koşulu ise şöyle:
"ABD’nin kesenin ağzını açtığını varsayarak programı delecek hovardalıklar yapılmamalı. Programı popülizm yapmadan uygulamalı."
Peki bunun kararını kim verecek?
Cevap "IMF" oluyor.
Katkılar, IMF denetimlerine paralel süreçde gerçekleşecek.

Türkiye’nin ekonomik programın uygulanmasını sağlamanın ötesinde, karşı karşıya kalabileceği ağır riskler de var. Örneğin güvenliği artırıcı ek askeri harcamalar...
Biyolojik ya da kimyasal başlıklı füzelerin atılması halinde, karşı karşıya kalınması olası zararlar ve bunlara karşı sağlık önlemleri için kaynak...
Turizm gelirlerinde kayıpların karşılanması...
İşte program uygulaması ötesinde bu ve benzeri zarar tahminleri 15 - 25 milyar dolar dolaylarındaki paketin içinde yer alacak.
IMF dışında, siyasi ilişkilerin ve değerlendirmelerin konusu olacak.
Diliyoruz ki...
Bütün bunlara gerek kalmasın.
Le Carre’nin söylediği gibi ABD’de kolektif çılgınlık yaşanıyorsa bile, Ortadoğu ülkelerinin toplu tavır koyuşlarıyla, bir diğer çılgın olan Saddam, savaşı önleyecek sağduyuyu göstersin. Çekilsin.
Dünyayı kurtarmak sağduyusunu çılgınlardan beklemek, tarihin acı veren bir çelişkisi...
..........
NOT: Rauf Denktaş’ın torunu Can Denktaş’tan bir açıklama aldım.
Özeti şu:
"Mitingi Başkanlık Konutu kenarından ve çok kısa süre izlediğini" belirtiyor. "Büyükbabamı yanılttılar diye bir söylemde bulunmadığını, kimseyle konuşmadığını" öne sürüyor. "Size yanlış yansıtmış olabilirler" diyor.
O söylemi Kıbrıs’ın deneyimli gazetecilerinden biri yansıttı. İsteniyorsa gazeteci dostumun onayını alarak, - yeniden - adını verebilirim.
Zaten amaç, bir aile içi sorun yaşatmak ve devlet adamlığına saygı duyduğumuz Denktaş’ı yıpratmak değildi. Halkın nabız atışlarının da dikkate alınması gereğini işaret etmekti.