İLK tepkim “Olamaz, doğru değildir” isyanı...
Biraz daha okuyorum.
“5N1K” dediğimiz ve daha mesleğe ilk girdiğimiz günlerde öğrendiğimiz haberde gerekli olan bütün unsurlar var.
“Ne, Neden, Ne zaman, Nerede, Nasıl ve Kim?”
Resmi makamlara da doğrulatılmış.
Gene de inanmakta zorlanıyorum.
Cumhuriyetimize ne oldu?
....................
ŞU rezaletlere bakın...
YURTTA TACİZ
Devlet Yurdu’ndan 4 küçük kız kaçıyor.
Bulunduklarında nedeni anlaşılıyor.
Uzun süredir yurtta cinsel tacize ve şiddete maruz bırakılmışlar.
Dertlerini kimse dinlememiş.
Sonunda çareyi kaçmakta bulmuşlar.
Yani tek başlarına sokağa sığınmak bile onlara daha güvenli görünmüş.
Bu nasıl bir rezalettir?
Hadi 1 ya da birkaç sütü bozuk sapık yurda memur olarak sızabilmiş diyelim, peki bunun şefi, müdürü, güvenlikçisi var.
Hepsi de işin içinde olabilir mi?
Açıklama yapılıyor:
“Çalışanların tümü görevden alındı” deniyor.
Peki, bunların tümünü göreve alanların hiç mi sorumluluğu yok?
BEKÂRET TESTİ
Diyarbakır’da bir cinsel taciz olayı daha...
Mağdur 8 yaşındaki bir kız çocuğu.
Savcının bu 8 yaşındaki çocuk için bekâret testi istediğini okuyoruz.
Elbette görevini yapıyor ama olay dehşet verici.
Baba 8 yaşındaki kızıyla 10 yaşındaki oğlunu komşudan şeker istemeye göndermiş.
Oğlu tek başına dönmüş.
“Kardeşinin başına gelecek olmasından şüphelendiğini” söyleyince bıçak taşıyan 25 yaşında bir adamın elinden tutarak götürmekte olduğu sırada yakalanmış.
Savcı daha önce neler olduğunu saptamaya çalışıyor.
SAÇI AÇIĞA MÜBAH
Olay Tokat’ta geçiyor.Bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni, ortaokul öğrencisi, başı örtülü olmayan kızlara bakın ne demiş:
“Zaten başınızı örtmüyorsunuz, size tecavüz de, kötülük de mübah!..”
Böyle öğretmenler varsa ve onlar dini, ahlakı böyle öğretiyorlarsa suç saçını örtmeyen ve bazıları tacize uğrayan çocuklarda mı yoksa öğretmen diye okullara bunları gönderen kafada mı?
KADIN SANATÇIYI AŞAĞILAMAK
Bir de kitap...
Adını yazmıyorum.
Okunmasına katkım olmasın.
Zaten yazarı bile kendi adını kullanmayı göze alamamış olmalı ki “müstear ad” kullanmış.
Onu da yazmıyorum.
Fakat...
Bazı satırları “İbret olsun” diye yansıtıyorum.
‘ Dişi olanların, güzellerini seçin.
Bunları sanatçı adıyla meşhur edip, paraya boğacağız.
Birçoğunu içki ve uyuşturucuya alıştıracak, bu durumu da normal bir şey gibi göstereceğiz. Sık sık eş değiştirmelerini alkışlayacağız. Onlara benzemeye çalışan gençleri de “boş kafalar” haline sokacağız.
............ Dişi olanlardan daha çok korkuyoruz. Verdiğimiz özgürlükle, zaten bizim esirimiz olacaklar. Yani istediğimiz her şeyi yapacaklar. ‘
8 YAŞINDA EVLİLİK
Bir din görevlisinin “8 yaşında bir kızla evlenmek mümkündür” fetvasını (!!) da hatırlayın.
Ve...
ERKEK ÇOCUKLARA TACİZ
Çok kısa bir süre önce çocuk hapishanesinden fışkıran rezaleti de hatırlayın.
Küçük mahkumlara daha büyüklerinin tecavüz ettikleri ve şiddet uyguladıkları haberleri utanç vericiydi.
.......................
Bunlar veya benzerleri dünyanın gelişmiş ülkelerinde de zaman zaman oluyor.
Ama...
Çok seyrek.
Ve siyaset de, toplum da, medya da, STK’lar da yanardağlar gibi alev püskürtüyor.
Bizde ise her gün birkaç tanesi...
Pardon...
“Nasıl bir gençlik yetiştiriliyordu?”