Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bejan Matur’un son kitabının adı bu. Yüz yüze PKK’lı söyleşilerini yansıtıyor.
Dağdakilerle, düze inmiş olanlarla, Avrupa ülkelerinde yaşamını sürdürenlerle konuşmuş.
Görünenin ötesinde insani dokunuşlar yapmış.
Görüşleriyle görüşlerimiz ve bakış açılarımız örtüşmese de ilgiyle okudum.
Bir sorunun çözümünde “empati” yapmak sorunun kaynaklarına yolculuktur. Çözüm arayışlarına ve pratiğine katkısı olabilir.
Bazı satırları altı çizilerek okunması gereken önemde.
Fotoğrafın “bütününün” görünmesini sağlıyor.
PKK’nın iç gerçeklerini ortaya koymakta.
Psikolojik analizini yapmakta.

KANDİL-ANKARA HATTI
Başbakan Erdoğan önceki gün şöyle konuşuyordu:
“Gözlerini bu kadar mı kan bürüdü?
Önümüzdeki seçimlerde seçilebilmek için çatışmalara çağrı yapıyorlar.
Her seçimde bunu yapıyorlar.”
BDP’ye yönelttiği bu suçlama, BDP’nin gerçekten siyaset pratiği mi?
“Toptancılık” ağır kaçmış olabilir ama Bejan Matur’un kitabından bazı satırlar düşündürücü...
Kandil’de konuştuğu PKK’lı, Bejan Matur’a “biz dağda olmasak, Ahmet Türk Ankara’da kürsüde (TBMM kürsüsünde) konuşamaz” diyor.
Yani...
Anlaşılan “BDP’li milletvekillerinin varlık nedeninin arkasında Kandil’in olduğu” kanısı var dağdakilerde.
Bu çarpık bir düşünce...
Ve tehlikeli.
Böyle bir “düz mantıkla” şu sonuca varılır:
PKK ne kadar çatışırsa, ne denli çok kan akarsa o kadar milletvekili çıkarır örgüt uzantıları...
Demokratikleşme, daha fazla özgürlük ve sivil siyasetle “Kürt sorununa çözüm” amaçlanırken bunun tam tersi doğrultuda süreç gelişir.
Ayrışma, kamplaşma, husumet cepheleri oluşur.
Yazık değil mi?
Seçimlere 3 ay kala PKK’nın durup dururken “ateşkesi noktaladığını” açıklaması kaygı vericidir.
Ankara bu “kirli savaş tuzağına” uzak durmalı.

DAĞLARDA AĞARAN SAÇLAR
Peki...
“Çatışmalara, kana dayalı” bir seçim platformu gerçekten Ankara’ya bölgeden daha fazla milletvekili taşır mı?
Bunun gerçeği çok da yansıttığı kanısında değilim.
Bölgede “yorulmuşluk” var.
Halk “kanın” artık durmasını istiyor.
Fidan gibi gençlerini sonu belirsiz bir macerada yitirmek acısını taşıyamayacak psikolojiye girdi.
Kamuoyu araştırmaları, bir seçimde BDP oylarının -biraz da bu nedenle- yüzde 6’dan yukarıya çıkamadığını göstermekte.
Dağlardaki psikolojiye gelince...
Gene Bejan Matur’un kitabından satırlar, Kandil’de de havanın değişmekte olduğu izlenimini vermekte.
Bejan Matur “Kandil’deki PKK üst düzey yöneticilerinin 30 yıldır dağlarda olduklarına 60-65 yaşa geldiklerine, ak saçlı bu yaşlı başlı adamların psikolojilerine” işaret ediyor.
Bir bakıma çelikte bile zamanla oluşan “metal yorgunluğu” gibi algılanmalı.
Hele “silahla çözüm ümidi” iyice aşınmışsa dağlarda ağaran saçlar “fobisi” daha bir anlaşılır.
Ayrıca para kaynakları da kurumakta.
Bejan Matur’a “Avrupa’dan para gelmese çok zorlanacağız” mesajını veriyorlar.
Ancak...
Kandil’de “pes” rüzgârları esiyor da sanılmasın.
30 bin can kaybının sorumluları olarak Türkiye’ye dönemezler.
Belki bir üçüncü ülkeye gitmek ve diğerleri için genel af gibi çözüm eskizlerinin yansımaları var kitapta.
Ne var ki gençler “ak saçlılar” gibi değil.
Çatışmalarda yaşadıkları dehşet ruhlarını sertleştirmiş, yanı başlarında yitirdikleri arkadaşlarının acıları içlerine zehir gibi akmış.
Dağlardaki yaşama alışmışlar.
Bir örnek...
Bejan Matur anlatıyor:
“Bir PKK’lı düze iniyor, güvenilir diye tanımladıkları arkadaş evinde konuk oluyor.
Sabah bir bakıyorlar PKK’lı yok.
Az sonra geri geliyor.
‘Evde, rahat döşekte yatmayı unutmuşum. Bir türlü uyuyamadım. Civarda bir inşaata gittim orada uyuyabildim’ diyor.”
Avrupa’ya şu veya bu şekilde göçmüş ve yerleşmiş olan bazı eski dağ kadrolarından PKK’lıların da anlatımları ilginç.
Avrupa’daki örgüt mensuplarını bozulmuş, özlerinden kopmuş buluyorlarmış.
Hatta örgütün derneklerine bile bu nedenle gitmiyorlarmış.
Bejan Matur’un kitabını okuduktan sonra, daha fazla demokrasi, insan hakları, kültürel haklar, yönetime katılma olanakları ötesinde psikoloji duvarlarını yıkmak gereğine inancım pekişti.
Karşılıklı empati, birbirini anlamaya çalışmak ortak paydayı zenginleştirmek önemli.
Profesör Vamık Volkan’ın danışmanlığı ile bu amaca odaklanan EKOPOLİTİK‘in çabaları ve aralarında eski PKK’lılarla eski Ülkü Ocaklı yöneticilerin ve eski MİT’çilerin de olduğu platform toplantılarının yararına inanıyorum.
...............
Not: Bu satırların yazılışından sonra “Öcalan’ı avukatları aracılığıyla örgüte temaslarım var ‘21 Mart’a kadar eylem yapmayın. Ateşkes hazirana kadar da uzayabilir mesajını’?yansıtan haber geldi.”
Ayrıca silaha, kana ve bunları uygulayan PKK’ya kesin karşı olduğumu da vurguluyorum.

Haberin Devamı


Haberin Devamı
Dağın Ardına Bakmak


Şener “Eve baskın yaparlarsa kızım görmemeli” demişti.

MANTIK-YÜREK KESİŞMESİ
Nedim Şener ve Ahmet Şık ile diğer gazeteci arkadaşlarının gözaltı saatleri uzadıkça uzuyor.
Karşıt görüştekilerin bile kabul edemedikleri ve içeride dışarıda tepki dalgalarının yükseldiği bu olayın noktalanması için beklentiler büyümekte.
Mantık ve yürek kesişmesi onların serbest bırakılacakları ümidinde örtüşüyor.
Hukuk devleti inancı sürecin yol haritası olmalı.