Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Davutoğlu’na ‘dağcı ipi’

Barzani ile konutundaki yemekteyiz.

Kürt sorununda Barzani’nin elindeki kartlar kuvvetli. Türkiye için bu durum ne kadar yararlı?
Oyun masasına Barzani’nin karşısına oturarak onunla eşleşmek güvenli mi?
Barzani Ortadoğu’nun siyaset duayenidir.
Ortadoğu’daki diğer bütün başkan, başbakan, kral, şeyh ve diktatörlerden çok daha eskidir.
Deneyim birikimi zengindir.
Bu, ortadan az kısa, topluca adamın, konutundaki yemekte misafiri olmuştum.
Baş başa yemekten sonra, konutun bahçesinde dolaşmış, sohbet etmiştik.
“Aşktan” bile konuşmuştuk.
Eşine, daha evlenmeden önce romantik mektuplar, şiirler göndermiş miydi?
Az konuşan, belli belirsiz gülümseyen Barzani ilk kez bir kahkaha atmıştı.
Aynı şeyi bir daha yapmadı.
Cevabı şöyleydi:
“Ne aşk mektubu, ne şiiri!
Bizim gençliğimiz, mağaralarda elde silah çatışmalarla geçti.”

Haberin Devamı

TALABANİ BABAMA İHANET ETTİ!
Bu konuşmamız, ABD’nin müttefiklerle birlikte birinci Irak Harekâtı sonrasındaydı.
Barzani’nin, Talabani’yle ipleri kopardığı bir süreçti.
Talabani’ye öfkeliydi.
Ama...
Kökleri daha derinlerde olan kinle zehirlenmiş bir öfkeydi bu.
Şöyle diyordu:
“Talabani, babama ihanet etmiştir” diyordu.
Barzani, Kuzey Irak Kürtlerinin lideri olarak Bağdat’a karşı isyanı başlattığında, kendi aşiret tabanı olan Talabani bu harekete yamanmış.
Baba Barzani’nin en yakınında yer almış, saf tutmuş.
Fakat...
Sonralarında ansızın koparak kendi liderliğini ilan etmiş.
Oğul Barzani bunu hiç unutmamış, iç dünyasında Talabani’yi affetmemiş.

TÜRKİYE SÖZÜNÜ TUTMADI
Barzani, Türkiye’ye nasıl bakıyordu?
O konuda da Barzani’nin içine işleyen bir “Ankara tavrını” anlattıklarından ve sesine eşlik eden kızgın belki de kırgın bakışlarından hissetmiştim.
Anlatıyordu:
Biz Türkiye için ve Türkiye’yle anlaşarak PKK’ya karşı savaştık.
Ancak sonunu getiremedik. Bıraktık.
Çünkü Türkiye’nin bize vaatleri havada kaldı, hiçbir zaman gerçekleşmedi.
Silah ve para katkısı sürmedi.
Oysa...
Kuzey Irak’taki PKK sorununu bitirebilirdik.
...........................
Daha sonraları bu anlattıklarının gerçek olup olmadığını, imkân nispetinde araştırdım.
Doğru ama eksik.
Şu kadarını belirteyim:
“Ankara, acaba neden desteğini zaman geldi kesti?
Buna hangi kuşkular, hatta kanıtlar sebep oldu?”
...............................
Barzani, tek yönlü, tek boyutlu, tek nedenli, tek amaçlı tavır koymaz.

Haberin Devamı

BARZANİ’NİN ‘POKER YÜZÜ’
Bütün bunlar konuşulurken, yemek masasında ya da bahçe gezintisinde, Barzani’nin yüz ifadesi renk vermiyordu.
İyi kart oyuncuları için söylenen “poker yüz (poker face)...”
Bunun kanıtını birkaç saat sonra yaşadım.
Barzani’nin konutunun bulunduğu Selahaddin kentinden çıkıp bir süre yol aldıktan sonra “no mans land’i (insansız tampon bölge)”den geçip Erbil kentine vardım.
Şimdi Kuzey Irak’ın Başkenti olan Erbil, Talabani’nin elindeydi.
Daha Türkiye’deyken alınmış randevulara göre o akşam Erbil’de Talabani ile görüşecektim.
Tam randevu saatinde çalışma ofisi olarak kullandığı binanın en üst katındaki odasına gittim.
Kimsecikler yoktu.

Haberin Devamı

TALABANİ’NİN FİRARI
Etrafıma bakınırken birisi geldi ve kısaca durumu anlattı:
Barzani güçleri ansızın saldırdı. Savaş başladı. Saddam’ın kuvvetleri de aşağıdan saldırdı. Erbil’e doğru ilerliyor. Erbil artık güvenli olmadığı için Talabani kendi bölgesine gitti. “Sizin de isterseniz- oraya gelmenizi” söylemekle görevlendirdi beni.
Fena halde şaşırmıştım...
Erbil’de iki ateş arasında kalmak olasılığı az değildi.
“İnsansız tampon bölge geceleri tehlikeli olduğu için, gece otelde kalıp günün ilk ışıklarıyla birlikte geri dönmeye” karar verdim.
Otel deyince akla 5 yıldızlı cam saraylar, yüzme havuzları, çiçekler, barlar gelmesin. 3 katlı eski bir bina...
Kapısı boydan boya çelik.
Gece kapı sürgülendi.
Arkasına zincirlerle kilitler vuruldu.
Gözümü kırpmadan sabahın ışıklarını bekliyor ve bir yandan da Barzani’yi düşünüyordum.
Birkaç saat sonra kuvvetleri Talabani güçlerine saldıracak, Saddam Hüseyin’le Talabani’yi birlikte vurmak üzere (bu bir ilkti) anlaşmış...
Benim o ateşin ortasına gideceğimi biliyor...
Ve... Hiç renk vermeden poker yüzündeki gülümsemeyle, yemekte ve bahçede yürürken gayet sakin konuşuyor.

TEK GAZETECİYDİM
Oradaki tek gazeteciydim.
Çekilen fotoğraflar ve yazdıklarımla Milliyet’in birinci sayfasındaydık.
İyi gazetecilik anılarımdandır.
.....................................
Bunları yazdım...
Çünkü...
“Suriye’nin kuzeyinde oluşan Kürt bölgesi için Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu, Barzani’ye göndereceğini” açıkladı.
Akıl öğretmek gibi olmasın ama Davutoğlu’na “dağcı ipi kullanmasını” tavsiye ederim.
Hani dağa tırmanırken aynı ipe dağcılar bellerinden halkalarla bağlanır, sabitlenirler ya...
Biri düşerse diğerleri de tehlikededir.
Davutoğlu, Türkiye’nin ipine Barzani’yi de sabitlemeli.
Birlikte tırmanmaktan, birlikte yolculuktan başka seçeneği olmamalı Barzani’nin.