Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Üç Amerikalı, ıssız bir adaya düşer.
Birincisi patrondur... İkincisi genel müdür... Üçüncüsü de onların sıradan bir memuru...
Sahilde buldukları sihirli lambayı ovuştururken, içinden cin çıkar...
Önce patrona sorar:
"Dile benden ne dilersen..."
Patron dileğini söyler:
"Beni bu lanet yerden kurtar. Havai adasında, güzel kızlarla yaşayayım... Şirketlerim, bana para akıtsınlar..."
Patron, kendini o anda Havai'de, kızların arasında bulur.
Genel müdürün isteği ise şöyledir:
"Sabahın karanlığında kalkıp işe gitmekten bıktım. Artık patron olayım. Genel müdürlerim olsun. Emirleri ben vereyim. Rahat yaşayayım."
İsteği anında olur.
Patronunun bürosundaki koltukta otururken bulur kendini.
Sıra, şirketin memuruna gelir.
Cine şöyle der:
"Bugüne kadar kimse fikrimi sormadı... Ne emir verdilerse onu yaptım. Şimdi de ne isteyeceğimi bilmiyorum. Sen en iyisi, bizim patronla Genel Müdürü geri getir. Ben ne isteyeceğimi onlara sorup, onlardan öğreneyim."
Cin, patron ve genel müdürü, anında ıssız adaya geri getirir.
Yaşamlarını ıssız adada sürdürmek zorunda kalırlar.
Bu öykü, geride kalan hafta İstanbul'da yapılan Liderlik 2000 Konferansı'nda anlatıldı.
Konuşmacıların üzerinde birleştikleri ortak payda, "bir kurumda başarı için bütün çalışanların katılımlarının çok önemli olduğu"ydu.
Çağın bu değişim dansını liderler öğrenmeliydiler.
Eğer çalışanlar, aynı tornadan çıkmış bir üretim makinesinin cansız parçaları gibiyseler... Sadece kendilerine değil, kurumlarına, hatta kurumun sahibine ve yöneticilerine de ıssız ada sürprizi hazırlayabilirler.

Şu bizim Türkiye

Türkiye'de her gün gerçek bir siyasi lider arayışları sürerken ve siyasetçiler de bu arayışlar içindeyken, belki, bu öyküde kıssadan hisse vardır.
Siyasetin fikri sorulmayan seçilmiş memurları olmak gibi...
Peki, "katılım çok önemli, ama nasıl?"
Silicon Valley'de şöyle cevaplar veriliyor:
"Eskiden çalışanlar, sadece mideden ibaretti.
Sonra beyinleri, ardından kalpleri keşfedildi.
Şimdi ise ruhlarıyla iletişim kuruluyor."
Çünkü...
Kollektif başarıda çalışanların mutlulukları çok önemli.
Çağımız lideri, böylece "hep birlikte biz yaptık" kavramını oluşturur. Ama, liderin işlevi ıskalanmasın.
Sonuca ulaştıran liderdir.
Eisenhower şöyle demiş:
"Elinize 20 santimlik bir ip alın.
Arkasından itin, ip hiç bir yere gitmez. Sadece kıvrılır.
Ama ipi önünden tutup çekerseniz, istediğiniz yöne haraket ettirirsiniz."
İşte liderlik...

Oradaydım

Gene bu konferanstan bir başka öykü...
Dönemin Sovyetler Birliği lideri Kruşçev, kürsüde, Stalin'i yerden yere vurmaktadır.
O sırada...
Görevlilerden biri, kürsüye bir kağıt getirir, bırakır.
Kruşçev, kağıttaki notu salondakilere okur.
"Stalin, bütün bu kötülükleri yaparken, siz nerelerdeydiniz?"
Kruşçev salona seslenir: "Bu kağıdı bana kim gönderdiyse ayağa kalksın"
Kimse kalkmaz.
Bunun üzerine Kruşçev şöyle der:
"Kağıda bu notu yazan şahıs; Siz şu anda neredeyseniz, ben de oradadıydım."
Bu da hayatın bir başka gerçeği.
Ama...
Konferanslar, yapıcı gerçeklerin oluşması için düzenleniyor.
Liderlik 2000 Konferansı'nda, Fransa'ya 1998 Dünya Futbol Şampiyonluğunu kazandıran Milli Takım Teknik Direktörü Gerard Houllier, takım ve liderlik ilişkilerini... Ünlü keman virtüozu Miha Pogacnik, Bach'ın müziğiyle liderlik grafiğini yorumladı.
Tiyatro dahil, daha pek çok değişik açıdan ve sektörden, yeni liderlik kavramları üzerine ilginç görüşler ortaya kondu.
Konferansa katılan yabancı konuşmacıların da hepsi liderlikte "Atatürk" örneğini vurguladılar.
Bu konferansı düzenlemekle Ayşegül Yürekli Şengör de, bir liderlik örneğiydi.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr