İzlenimlere göre, bu patlamalar öyle tek bir nedene indirgenemez.Önce sınır ötesinden başlayalım...ABD parmak izleri var mı?ABD rüzgârı ters mi esiyor? Amerikan-Türk Konseyi toplantısı bu yıl sönüktü.Washington'un siyaset kulislerini doğru okuyan Yasemin Çongar'ın aldığı duyumlara göre, "Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal'in Ankara ziyareti ABD'de 1 Mart tezkeresindeki hayal kırıklığıyla aynı olumsuzluk skalasında..."ABD dış politikasında ağırlığa sahip Musevi lobisinde ve İsrail'de de bu ziyaret soğuk duş etkisi yapmıştı.Onların rotasındaki Barzani coğrafyası, elbette üçgenin sınırımızdaki hatta uzantıları ve ilişkileriyle Güneydoğu'muza kadar giren son köşesini oluşturuyor.Güneydoğu olaylarında bu üçgen için kuşkular "derin..."Yorumlar şöyle:"Ya AKP yönetimi için bir yerlerde düğmeye basıldı... Ya da AKP'ye gözdağı veriliyor, 'dikine tıraşa devam edersen, hiç de iyi olmaz' mesajı veriliyor."Belki de bunlar paranoya...Ama...Geçmişte bu filmi kaç kez gördük...Türkiye insanı, filmin karelerini ve hangi duraklarda son bulduğunu hatırlamalı, oyunu bozabilecek sağduyuyu göstermelidir...................................Diyarbakır'dan gelen bilgiler de, olayların akışının artık "şahinlerin" eline geçtiğini gösteriyor.Kontrol, "demokrasi, sağduyu" diyenlerden çıkmış gibi...Bunun sadece spontane bir patlama olduğuna inanmak saflıktır.Hiç de hafife alınmaması gereken bir senaryonun uygulamaya konulduğu kuşku ve kaygıları var.Yukarıda değindiğim üçgen ötesinde başka hesapları da göz ardı etmemek gerekir.Örneğin...Türkiye siyaseti kader kavşağına yaklaşmakta.Cumhurbaşkanı seçimi gerçi 2007 Şubat'ında yapılacak ama Türkiye 2006 yılını genel seçimlere gitmeden kapatırsa, sonuç şimdiden belli: "Bu Meclis'in oy aritmetiğiyle Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçilir."O halde demokratik düzen içinde o sonucun önlenmesi için erken genel seçimi bir zorunluluk haline getirmek ve seçimlere kadar AKP'yi iyice yıpratmak da bir başka hesap olabilir.Güneydoğu olayları sürmekte.AKP hükümeti düzeni sağlayamamakta.Sanki ipler yörenin belediye ve DTP başkanlarına bırakılmış gibi bir resim çiziliyor.IMF ile makas açılmakta...Merkez Bankası Başkanlığı sorunu tam anlamıyla ağza yüze bulaştı. Sıcak paranın -biraz da ABD'de faizlerin yükseltilmesi nedeniyle- çıkışa geçmiş olduğu konuşuluyor.Yabancı medya da Türkiye için ağız değiştirdi.Zamanın AKP için çalışmadığı ortada...Bu sürecin erken genel seçimlere uzanan bir kaygan zemin oluşturması gündem dışı değil.Siyaset giderek "siyah-beyaz fotoğraf" görüntüsü alıyor."Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte AKP zihniyetinin Cumhuriyet Türkiye'sinde bütün dokulara egemen olacağı kaygısındakiler ile cumhurbaşkanlığının da AKP'li olması halinde dairenin tamamlanacağı inancındakiler karşı karşıya..."Bu gerilim iliklere kadar hissediliyor.Yarınlarda -duyumlarını aldığımız ama satırlara yansıtmakta fayda görmediğimiz- büyük kentlere sarkabilecek eylemler de siyaseti ısıtacaktır.Böylesine bozulmalar sürerken ekonomi de herhalde dikensiz gül bahçesi gibi kalamaz.AKP'nin hareket alanı daralıyor..................................Oylarla seçim kazanılır ve hükümet olunur.Ancak...İktidar olmak için, demokrasinin odaklarıyla ve dış politikanın aktörleriyle sağlıklı, akılcı ve gerçekçi bir diyalog gerekir."Kriz yönetimi" orkestra yönetmek gibi bir sanattır.Orkestra şefinin elindeki "baget" (ince değnek) de "sopa" ya da "kazma sapı" değildir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Güneydoğu'da akan kanın "laboratuvar tahlili" iyi yapılmalı.