Yakın tarihimizde
Susurluk diye geçen dönüm noktası, topluma
aydınlık için yurttaş girişimini armağan etmişti.
Her gece aynı saatte, yüzbinlerce evin ışıkları yanıp sönüyordu.
Mumlar, çakmaklar yakılıyordu.
Karanlık bir deniz gibi uzanan
Türkiye görüntüsünde, bu ışıklar, yakamoz gibi göz okşayıcı ve güzeldi.
Zamanla, karanlığı ezdi.
Karanlık güçlerin kabusu oldu.
MİKOM'lar
Şimdi, aynı hareket genel seçimlere ağırlık koyuyor.
Aydınlık için yurttaş girişimi çerçevesinde, kısa adı
MİKOM olan
milletvekili izleme komiteleri kuruldu.
Hem de,
İstanbul'un hemen hemen bütün seçim bölgelerinde.
Ayrıca...
Muğla'da,
Mersin'de,
Adana'da,
İzmir'de de...
Yurdun diğer yörelerinde de,
MİKOM'lar art arda hizmete girmekte.
Amaç, kısaca...
"Haklarında şaibe, soruşturma, yargı süreci olan kişileri, milletvekili seçmemeleri için halkı uyarmak" diye özetlenebilir.
Türkiye'de sivil toplum örgütleri giderek çoğalmakta, ağırlıklarını hissettirmekte.
Eskiden, daha çok
TOBB, mühendis, mimar, tabip odaları, sendikalar, tarım birlikleri, cemiyetler, işadamı dernekleri etkin olurlardı.
Şimdi, mesleğe dayalı olmayan ve
Türkiye'yi bütünüyle kucaklayan sivil toplum örgütleri, güçlü ses veriyorlar.
Örneğin...
KADER, bu seçimlerde bütün partilerde kadın adayların daha fazla olmasında önemli katkı sağladı.
MİKOM'lar da, daha düzeyli bir
Parlamento'nun oluşması için öyle görünüyorki yararlı hizmette bulunacaklar.
Yakında, kirli adaylığa geçit veren partilere karşı, yurt çapında gene ışıklar göreceksiniz.
Buna,
"Karanlığa Ses Vermek Eylemi" diyorlar.
Toplumun kararlı isteğini böylece yansıtacağı görüşündeler.
Yargının kutsallığı
Hareketin öncülerinden
Avukat Engin Cinmen ile hadisenin hukuk boyutunu da konuştuk.
Eylem iyi düşünülmüş.
Amacı temiz.
Ancak...
Bunun
"yargısız infaza dönüşmemesi" gerekir.
Aksi halde, yargının yerini komiteler alır.
Cinmen, "Bu konuda son derece özenli davranacaklarını" söyledi.
Belki, hazırlanan listelerin büyük çoğunluğu, gerçekten o protestoları hak etmiştir.
Ama...
Ya aralarından çıkabilecek tek tük masumun da kurban edilme olasılığı!
Cinmen, bu konuda özellikle pozitif hukuk sürecinin başlamış olması üzerinde durduğunu belirtti.
Anayasa değişikliği
Fakat...
Asıl önemli olan, daha ileri adımların atılması ve köklü çözümlerdir.
Parlamento'ya girmiş bulunanların bulaştıkları yanlışlar, nasıl yargı önüne çıkarılacak.
İşte sorun budur.
TBMM'de soruşturma komisyonları ve dokunulmazlık kararları, siyasi nedenlerle de yönlenebiliyor.
Kamu vicdanı sızlayabiliyor.
Bildiğimiz örnekleri tekrarlamayalım.
Oysa...
Milletvekilliği dokunulmazlığını düzenleyen
Anayasa'nın 83. ve
bakanların yargılanmasını düzenleyen 100. maddeleri değişirse, herhalde o sakınca büyük ölçüde giderilmiş olur.
Çünkü...
Meclis gündeminde bulunan
Anayasa değişikliği tasarısına göre, milletvekili ve bakanlar ayrıca dokunulmazlıklarının kaldırılması için
TBMM'nin bir karar alması gerekmeksizin, doğrudan
Yargıtay'da yargılanabilecekler.
Yargıtay'da, bu amaçta bir özel daire kurulacak.
Savcının isteği, yeterli olabilecek.
Bu durumda, hukukçu olmayan üyelerin ve yargılama prosesi uygulanmayan genelde siyasi rüzgarlara göre alınmış kararları sonucu, dokunulmazlık kaldırılmakta veya sürmektedir.
Bunun adı hukuk değil, siyaset.
Aydınlık için yurttaş girişimi, bu seçim öncesi bütün
Türkiye'yi alev alev aydınlatmalı ve bütün partilerin seçim taahhütlerine Anayasa'da yapılacak bu değişimi, yeni Meclis'in ilk icraatı olarak koymalarını sağlamalıdır.
Aydınlık için yurttaş girişimi yöneticileri, zaten o konuda birer öneri paketini siyasi partilere yolladılar.
Ancak...
Yeterli değil.
İsimlerin ötesinde, sistemi de kucaklayan bu büyük hukuk reformunun arkasında milyonlar yer almalıdır.
Çağdaş anlayış
Zaten, çağdaş demokrasilerde milletvekili dokunulmazlığı, su geçirmeyen yağmurluk gibi
hukuk geçirmeyen bir zırh değildir.
Genelde, milletvekillerinin siyasi söylemleri, dokunulmazlık korunmasına alınmıştır.
Adi suçlar nedeniyle, diğer vatandaşlardan farkları yoktur.İngiltere'de ekim, kasım, aralık... Ve şubat, mart, nisan, mayıs sezonları vardır.
Meclis'in bu çalışma dönemleri dışında, adi suç işleyen parlamenterin dokunulmazlığı yoktur.
Yargı organlarında yargılanır, cezalandırılır.
Fransa'da yargı hiçbir ön izin gerekmeksizin, parlamenter için yargılama sürecini uygular.
Ancak, özgürlüğü kısıtlayıcı karar alınırsa,
Parlamento'nun onayı gerekiyor.
İtalya'da da öyle...
Bizde de, bunlardan esinlenerek bazı küçük düzenlemeler yapılmalı ve bu
Anayasa değişikliği sivil, demokratik örgütler tarafından sahiplenilmelidir.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr