Dersimiz Antalya

ANTALYA’da AKP’nin suları çekildi. Tüm Akdeniz, Ege ve Avrupa sahil şeridi gibi Antalya’da da CHP “med”  hareketi yaptı.
CHP’nin suları yükseldi.
Yeni Belediye Başkanı, Prof. Mustafa Akaydın kara tahtanın başına geçmiş, “dersimiz Antalya”  demiştir.
Antalya, Deniz Baykal’ın seçim yöresi .
Elbette sevinçli.
Anımsıyorum... Baykal henüz çiçeği burnunda politikacıydı.
Yıldızı yeni parlayan Bülent Ecevit’in kurmayları arasındaydı.
Ona “merkez kontenjanından seçilebilir yerde liste başı adaylık”  önerilmişti.
Ancak...
Baykal kabul etmemiş, “ben Antalyalıyım, giderim örgütle omuz omuza seçim kampanyasını yürütürüm. Bileğimin hakkıyla seçilmek isterim”  demişti.
Söylediğinin arkasında durmuş, seçilmişti.
Bu tavrı alkışlanmıştı.
O nedenle Antalya’yı zaman zaman başka partilere ve son olarak da AKP’ye kaptırmak, onu üzüyor olmalıydı.

Dünkü etkinlikte sevinci doğal ve yürektendi.

Rektörün dönüşü
ANTALYA  Akdeniz Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Mustafa Akaydın, AKP tarafından biçilmişti.
Akaydın, başarılı ve sevilen bir rektördü.
Üniversitedeki seçimlerde en yüksek oyu almasına karşın, Cumhurbaşkanı Gül, rektörlüğe onu değil, daha az oy alan ikinci adayı atamıştı.
“Hayırlara vesile oldu(!!)”
AKP, gerçek bir Atatürkçü laik olan Mustafa Hoca’dan rektör olarak rahatsızdı ama yağmurdan kaçarken doluya tutuldu.
Prof. Akaydın, yüksek oy farkıyla Antalya’ya Belediye Başkanı seçildi.
AKP’nin  beklentisini “şok dondurucuya”  koydu.
AKP’nin aklının köşesinden geçirmediği, düşüncelerinin bekleme odasına bile almadığı bir kayıptır bu.
Nedenlerini iyi araştırmalı.
Ne var ki,  AKP’nin pek de “sır”  olmayan bu nedenlere  beslendiği zihniyet coğrafyasından çözüm üretmesi çok zor .
“Eşyanın tabiatına aykırı”  söylemi hatırlanmalı, altı çizilmeli.

MENDERES ÜZÜLMESİN
ANTALYA  Belediye Başkanı Menderes Türel’in üzülmemesi için siyasetin “ Asfalt Osman”  vakasını anlatayım...
Demirel’in Adalet Partisi’nden İzmir Belediye Başkanı Osman Kibar anıt gibi siyasetçiydi.
Çok sevilirdi. Zenginin de, yoksulun da dostuydu.
Birkaç seçim kampanyasında bulunmuştum.  Varoş kahvelerinde konuşma yaparken dinleyenlere yeri geldikçe ismiyle hitap ederdi.
Yaptığı yollar nedeniyle İzmir halkı ona “ Asfalt Osman”  adını takmıştı.
Bugünkü Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’in dedesi “Osman  Kibar’ın  İzmir’de seçim kaybetme olasılığı dünyanın sonu”  gibi görünürdü.

Boksör yumruğuyla değil
ŞURASI  bir gerçek ki, oylar , yerel  seçimlerde bile  olsa parti  liderlerinin, partilerinin etkisinde...
“Hizmet”  oyları yönlendiren tek “etken”  değil.
“Hizmet”  ölçüt olsaydı, o zamanlar tanınmamış bir  başka söylemle “meçhul meşhur”  olan eski boksör İhsan Alyanak, Osman Kibar’ı sandıklara gömebilir miydi?
İhsan Alyanak’ın seçimlerde kazandığı süreçte, Bülent Ecevit’in yıldızı yükselişteydi.
Dağa taşa  Ecevit’e halkın taktiği lakap olan Karaoğlan damgası vurulmuştu. Oylar, Osman Kibar’ın  hizmetlerinden esirgendi.
“ Ne ezen, ne ezilen, hakça bir düzen”  söylemleriyle siyaset haritası değiştiren CHP’nin genç lideri  Ecevit için verildi. İhsan Alyanak  da o Ecevit rüzgârıyla İzmir belediye başkanı seçildi.
Yani... Osman Kibar’ı deviren, boksör yumruğu değildi.
Menderes Türel yönetiminde Antalya’daki değişim, kent dönüşümü, hizmetler büyüktür. Sanat açılımlarıyla Antalya, kültürel merkez olmak yolunda önemli mesafeler almıştır.
AKP’nin vitrininde Türel çifti önemliydi.
Önsezim odur ki, Menderes Türel’i önümüzdeki ilk genel seçimler sonrası Ankara’da görebiliriz.