Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CİVAOĞLU

Yurttaş girişimi "Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık Eylemini" Abdi İpekçi Kavşağı'nda gerçekleştirdi. Merhum Abdi İpekçi, vurulduğu yerde "mum ışıkları ve çiçeklerle" anıldı.
Aynı gün Can Dündar'ın Abdi İpekçi cinayetiyle, Susurluk arasında bağlantı iddialarını gündeme getiren programı yayınlandı.
Milliyet'le simgeleşmiş ve şu satırları yazdığım sütunun ilk imzası Abdi İpekçi'dir.
Onun katli olayına ister mumların titrek aydınlığı, ister kamera spotu ya da gazeteciliğin projektörleri olsun, her ışığa özel ilgimiz vardır.
Zaten Türkiye'de sadece İpekçi'nin katli değil, pek çok karanlıkta kalmış cinayetin bıraktığı izlenim "devletin içine sızmış bazı güçlerin ve hatta uluslararası komploların varlığıdır."

Özellikle İtalya'nın Ancona kentindeki hapishanede Mehmet Ali Ağca ile ve sonra Roma'da, İstanbul'da İtalyan Savcı Marini ile yaptığım konuşmalar bu kuşkularımı derinleştirdi. Bazı lego parçalarını kafam bütünleştirmeye yöneldi.
İlginç paraleller ortaya çıkıyordu.
Şöyle ki:
Abdi İpekçi ve İtalya eski Başbakanı Aldo Moro aynı tarihlerde öldürülmüşlerdir.
Aldo Moro, sol örgüt Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılmıştı. Bir süre onların - sözüm ona - örgüt mahkemesinde yargılandıktan sonra bir otomobilin bagajında ölü bulunmuştu.
Mehmet Ali Ağca ile konuştuğumda, o da "aldıkları ilk emrin, Abdi İpekçi'yi öldürmek değil, kaçırmak olduğunu" söylemişti. Kaçıracaklar ve yargılayacaklarmış. "Ankara'dan son anda emir değişmiş ve öldürün" denilmiş.
Abdi İpekçi'nin de Aldo Moro gibi, önce kaçırılmasının planlanmış olması düşündürücü bir paralel.

Aldo Moro, İtalya'da çok ağırlıklı bir politikacıydı. O tarihlerde terörün kan batağı içinde olan İtalya'yı kurtaracak formülün Muhafazakar Parti ile, oy yüzdesi tırmanmış Komünist Partisi arasında kurulacak güçlü bir koalisyon hükümeti olacağına inanıyordu. Bunu savunuyordu. Medyadan destek görüyordu. Kamuoyu bu formülü benimsemeye başlamıştı.
Oysa, NATO ve özellikle ABD'nin kabusu komünistlerin iktidara taşınmasıydı. Komünistlerin NATO sırlarına vakıf olmalarıydı. O nedenle İtalya'da Aldo Moro'nun Gladio gibi uluslararası bir derin devlet taşeron örgütü girişimiyle ortadan kaldırıldığı kuşkuları yaygındır. Kızıl Tugaylar'ın bu örgüt tarafından kullanıldığı iddia edilir.
Nitekim daha sonra Kızıl Tugay mensuplarının bu doğrultuda ifadeleri olmuş, ancak üstü örtülmüştür.
Abdi İpekçi de, öldürüldüğü sıralarda Türkiye'nin kan batağından kurtulması için büyük koalisyonu savunuyordu. Adalet Partisi'yle CHP'nin büyük koalisyon kurmaları için Milliyet'te adeta bir kampanya yürütmekteydi. Kamuoyu onun bu girişimini destekliyordu. O sıralarda Moda Deniz Kulübü'nde bir akşam yemeğindeydik.
Eliyle bir jet uçağının havalanış işaretini yapmıştı, şöyle demişti:
"Bak bizim gazetenin satışları Adalet Partisi ile CHP büyük koalisyonunu öneren yayınlara başladığından bu yana, uçağın alandan tekerlek kesmesi gibi havalandı. Demek ki halk bunu istiyor. Sen de, gazetende bu formülü desteklemelisin..."
Amacı, övünmek değildi elbette. Milliyet'in satışındaki artışı kampanyasını yaptığı politikanın doğruluğuna kanıt olarak gösteriyordu.
Ama, herhalde o sıralarda Türkiye'nin büyük koalisyonla güçlü bir iktidar oluşturması, terörün üstesinden gelmesi ve sol'u iktidara taşıması birilerinin hesaplarını bozmaktaydı.
Sezilerime göre Abdi İpekçi'nin öldürülme nedeni bu yayın kampanyası olabilirdi.
İyi saatte olsunların ayağına basıldığında cinayetler oluyor.
Bir çay ocağında 3 gencin kafa kafaya verip Abdi İpekçi'yi öldürme kararı aldıklarına ve bunu uyguladıklarına inanacak kadar saf olabilsek de... Ağca'nın askeri hapishaneden kaçırılışından tutunuz da Papa'ya suikaste kadar uzanan serüven çizgisindeki para, silah, olanak, en üst düzeylerde korunma ve uluslararası görünmez ellerin desteği gibi etkenler, hadisenin arkasındaki büyük güçlerin gölgelerini ortaya koyuyor.
Abdi İpekçi Kavşağı'ndaki mumların ışık titreşimleri bu gölgeleri göstermekte... Ve Bedri Baykam'ın - zevkle okumakta olduğum - son kitabının adı gibi "Dönemin rengini..."

Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr