Clinton'ın beyin takımından dinliyoruz:
"Gelecek yıl Bill Clinton'ın görev süresi bitiyor.Eğer yardımcısı Al Gore, Başkan seçilirse, herhalde Clinton'dan kendi özel temsilcisi olarak yararlanır.
Dünyanın neresinde bir sorun varsa, Clinton'ı oraya gönderir, sorunu ona çözdürür.
Clinton'ın konuşmalarında inanılmaz bir büyü vardır."
Washington Temsilcimiz Yasemin Çongar da, dünkü yazısında
Clinton'dan
"Şeytan Tüylü Başkan" diye söz ediyordu.
"İki kez seçilmesine, bir dizi seks skandalına karşın popülaritesini koruyan hatta yükselten Başkan" diye ekliyordu.
Gerçekten...
Clinton'ın dün
TBMM'de yaptığı konuşma, bu anlatımlara uygundu.
Türkiye'nin özellikleri, tarihi, dış ilişkileri ve
Atatürk gibi çok duyarlı konularda söylemleri altı boş iltifatlar ya da dokunuşlar değildi.
Konuşma, belli ki iyi bir ekip tarafından hazırlanmış.
Ama...
Türkiye'nin bir önceki
Washington Büyükelçisi Nüshet Kandemir'in
"Bill Clinton'ı Arkansas Valiliği döneminden tanırım. Eşi ve kendisi, tarihe, bu bağlamda Osmanlı - Türkiye tarihine de özel ilgi duyarlar.
Bir ekibe hazırlatmışsa bile, konuşmasının çizgisini kendisinin saptadığına inanıyorum" dediğini de belirtmeliyim.
Amaçlar
Gene beyin takımından aldığım izlenimlerle,
Clinton'ın bu gezi için amaçlarını yansıtayım.
- Türkiye ile
ABD ilişkilerini karizmasıyla güçlendirmek.
- Demokrasiyle yönetilen tek
İslam toplumu olması nedeniyle, ekonomiden laisizme ve insan haklarına kadar açılan geniş bir yelpaze ile
Türkiye'nin model oluşturmasına katkıda bulunmak.
Bu bağlamda...
IMF'den
AB'ye kadar
Türkiye'ye bütün kanalların açılması için
ABD'nin ağırlık koyduğunu belirtmek.
- Türkiye'nin, yörede enerji akslarının kesiştiği güvenilir ve istikrarlı bir ülke olması.
Örneğin...
Bakü - Ceyhan enerji hattının gerçekleşmesi...
- ABD ile
Türkiye'nin yararlarının örtüştüğü,
- diğer ülkelere göre öncelik taşıyan - bir stratejik ilişki oluşturmaları.
- Yaratılan olumlu ortamın ambalajı içinde,
Kıbrıs ve
Ege konularında bazı adımların atılması olanaklarını sağlamak.
..............
- Ve bütün bunların dışında,
Clinton'ın yakınlarına dile getirdiği bir amacını daha ileteyim:
"Türkiye'nin bazı turistik yörelerine gitmek istiyorum.Çünkü...
Bu yıl Türkiye'nin turist girdileri azaldı.
ABD'li ve Batılı turistlere, belki de öncülük etmiş oluruz."
Gerçekler
Yukarıda anlatılanlar için birkaç satır...
Önce şu
"Şeytan Tüyü" özelliği.
Yıllar önceydi.
SSCB'nin bir numarası
Podgorny de aynı kürsüden konuşuyordu.
Hiç de olumlu izler bırakmadı.
Hatta...
Bir parlamenter kürsüye gelerek,
Podgorny'i öfkeden kıpkırmızı yapan laflar etmiş ve
"Podgorny bu kürsüde konuşamaz" demişti.
Buz gibi bir hava esmişti.
Clinton ise beğeni kazandı.
Ama bunlar
Meclis kubbesinde bırakılmak istenen hoş seda mıydı?
Sanmam.
Clinton'ın görev süresi
1 yıl sonra bitiyor.
Türkiye'ye karşı kişisel bir zorunluğu ya da
Türkiye'den bir başarıyla içeride puanlarını artırma kaygısı yok.
Ayrıca...
Yakınlarından dinlediğime göre,
Clinton'ın yerine
Al Gore ya da bir
Cumhuriyetçi seçilse bile
ABD'nin
Türkiye politikası değişmeyecek.
Ve nihayet petrol boru hattı...
Clinton'ın kurmayları tarafından
Bakü - Ceyhan boru hattı için basın toplantısının bir teknede ve
Boğaz'da yapılması
- galiba vazgeçiliyor - öngörülmüş.
Böylece
Türkiye ve dünya kamuoyuna, bir
"çevre koruma" mesajı da verilmesi düşünülmüş.
"Her gün Boğaz'dan yüzbinlerce ton petrol yüklü Rus tanker sürülerinin geçmesine karşıyız" mesajı...
1974 silah ambargosunun Buzul Çağı'ndan bu sıcaklığa...
Acaba neden?
Bu sorunun cevabını hep hatırlamalıyız.
"Devletler arasında ebedi dostluklar değil, yararlar vardır."
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr