Özkan’ın elbette bir "B" planı vardı. Kendisinin ve çorap söküğü gibi gelen istifalarının bir amacı olmadığı düşünülebilir mi?
Derviş de bankacılara "Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay’la konuştum.
Siyaset beni çekiyor. Aktif siyasete girerek siyasi belirsizliğe çözüm oluşturmaya çalışacağım. Birkaç hafta içinde sonuca ulaşılır" derken elbette boş konuşmuyordu. Bildiği olmalıydı.
Cumhurbaşkanı neden "tatile çıkmayacağını ve Ankara’da kalacağını" açıkladı? Düğmeye basma zamanının geldiğininin bir işareti... Liderler toplantısında, Derviş boşuna mı "Ecevit’e sağlığınızdan kaynaklanan siyasi belirsizlik nedeniyle ekonomi kötüye gidiyor" demişti? Rüzgara karşı adım attığını bilmediğini kim düşünebilir?
Ve Yılmaz, "Sizin doktorlarınızın gizli raporuyla olmuyor, topluma bir sağlık kurulunun raporu açıklanmalıdır" derken o raporun "Ecevit başbakanlık yapamaz" mesajını vereceğini tahmin etmiyor muydu?
Sonra... Bahçeli neler hisseti de "erken seçim" dedi?
Ecevit 2 buçuk aydır neden direniyordu?
Ecevitler ve DSP arkeolojik siyaset kalıntıları olarak ilk seçimde barajın altında kalma kaderine sürüklenmekteydiler.
Eşiyle birlikte kendi elleriyle kurdukları DSP’yi yüzde 10 barajının altında soluksuz bırakarak boğmak için miydi bu "çekilmem" direnişi?
Zeugma kalıntılarına mı özenmişti?
Şimdi... İstifalarla zaten "son"a dayandı.
Türkiye’yi 80 yıl sonra "hasta adam" etiketi ile yeniden bir arada andıran Bülent Ecevit’tir.
Çok acı.
DSP’yi de yokediyor.
Gene soruyorum:
Ecevit 2 buçuk aydır neden direniyordu?
Kendinden sonrasının kaos olacağı ve ekonominin zembereklerinden boşanacağı kaygısıyla mı?
Bunu söyledi... Ama Devlet Bahçeli "3 Kasım’da seçim" dedi... DSP hariç diğerleri de - ANAP kerhen - çağrının üzerine atladılar.
Ve yer yerinden oynamadı.
Hatta Derviş’in erken seçim için ekonomide güvence vermesinden sonra dolar düşüşe bile geçti.
Yani... En kuşku verici senaryonun kapağı açılmış bulunmakta. Daha korkulacak ne kaldı?
Kasım’da seçimler yapılırsa, artık siyasette ne Bülent Ecevit, ne Rahşan Ecevit olacak ne de DSP...
Firavunlar da gömülürken yanlarına yakınlarını canlı canlı gömdürürlermiş.
Başı eğik bekleyen DSP’liler firavun dönemindeler mi?
Ecevit’in İsmet Paşa’ya başkaldırırken "kapıkulları değiliz" sözlerini hatırlasınlar.
Ecevit neden direniyor sorusunun yanıtı Firavunlar Vadisi’nde gizli olsa da... Artık parantezi kapanıyor. DSP, MHP’nin altına düştü, Ecevit çekilmek zorunda. Keşke bütün kamuoyu araştırmalarında büyük farkla önde görünen İsmail Cem’in başbakanlığında Derviş ve siyasi koordinasyon için Özkan üçlüsü, Türkiye’nin geleceğini üstlenseler.
Hem şu kısa ve duyarlı dönemi olabildiğince az kırık dökükle atlatır, hem de ılımlı sol, merkez ve ılımlı sağ oylar için bir çekim alanı yaratabilirler.
Anavatan ile 28 Şubat sürecinin sicilini temizlemek isteyen AKP, DYP, SP’den destek alabilir. MHP, zaten sistemle uzlaştı.
Onların da kazanılmaları demokrasinin yararına.
Bu oluşum, CHP ile birlikte ikili ya da DYP’yi de aralarına alarak seçim sonrası AB rotasında gidecek bir ortak hükümet formülünün eskizidir.
Artık mümkün olduğu kadar erken seçim kararı gerekiyor.
Eğer bunun için çok geç değil ise iki turlu ve ittifakları öngören seçim kanunu ile siyasi reformu öngören Siyasi Partiler Yasası ve olabildiğince erken seçim için TBMM’nin - hemen - toplanması sağlanmalıdır.