Son ekonomik sarsıntı bir alarmdı.
Çok büyük yara almadan atlatıldı.
Ama...
Bir eksiği ortaya koydu. Ekonominin dümeninde kaptan yok.
Deneyimli, iyi yetişmiş, tutarlı ve düzeyli ekonomi bürokratları işi yürütüyorlar.
İktidar ortağı üç partinin üç değerli bakanı da onların başında.
Ama, siyasi sorumluluğa ve yetkiye sahip tek patronun bulunmayışı nedeniyle, hükümet, ekonomide ani barometre düşmelerini zamanında okuyamıyor, patlayan fırtınalara karşı yeterince hızlı refleks gösteremiyor.
Oysa...
Türkiye'nin siyaset vitrininde olumlu görüntüler oluştu.
Siyaset dışı
Portreler galerisinde bir gezinti yapalım.
Cumhurbaşkanı Sezer, göreve başladığından bu yana farklı bir profil çiziyor.
Yıllar önce
Cumhurbaşkanı merhum Fahri Korutürk, bazı krizlerde ağırlık koyması istendiği zaman şöyle derdi:
"Ben, ne Atatürk ve İnönü gibi Cumhuriyet'in kurucusuyum... Ne ihtilalle geldim... Ne de çoğunlukta bir siyasi partiden kuvvet alıyorum. Yani tarihi ağırlığım, arkamda silah ve halk yığınları yok."Cumhurbaşkanlarının "etkinliği" için
merhum Korutürk'ün bu sözleri, bir
"skala" oluşturmuştu.
Cumhurbaşkanı Sezer ise en büyük etkinliği sağlayan bir gücü kullandı;
"Hukuk"...Kamuoyu araştırmaları, onun puanlarını yüksek gösteriyor.
Silahlı Kuvvetler'in tavrı, geleneksel çizgi olarak aynı...
Ama...
"Üslup" ve
"yöntem" farkları hissedilmekte.
Siyaset dışından, siyaset kadrolarına da geçelim.
"Arı" siyaset
Bülent Ecevit, siyasetin
"duru" ismidir.
Onun yönetiminde, simgesel isimlerle devlete yeniden güven oluşmakta.
Örneğin
İçişleri Bakanı Tantan...İnsanların sadece dostlarını seçebildiği, ama akrabalarını seçemediği gerçeğinin ışığında, ailenin büyük bölümüyle karşı karşıya gelmek pahasına,
kayınbiraderi Aslıtürk için en katı soruşturmayı gerçekleştiren Maliye Bakanı Sümer Oral...Sosyal Sigortalar ve Hizmetleri'nde
"çiftlik anlayışı"nı infilak ettiren
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan...
Dış politikada İsmail Cem...Bankacılık sektörünü turnusol kağıdına batırmışçasına gerçek rengiyle ortaya koyan
Bankacılık Üst Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel...Ve böyle birkaç isim daha...
Şok tedavi
Elbette, galeriden sıralanan portrelerin
"kusursuz" oldukları söylenemez. Eleştirilebilirler.
Ama...
Hemen hemen hepsinin ortak paydası
"aykırı" olmaktır. Statükoyu kırmaktır.
Ama...
Psikolojik tedavilerde bazen
"şok" yöntemi uygulanır.
Çok ani ve çok farklı değişimler; sinir sistemini, beyinsel fonksiyonları normale dönüştürür.
Toplum, uzun süredir
siyasal, hukuksal ve
polisiye alanda ciddi bir
"bozulma" ve
"çözülme süreci"ndeydi.
Yadırganan
son şok yöntemler, belki de toplumu tedavide yararlı olacak.
Eksik olan artı
Yeniden yazının başına dönelim...
Toplumda
yapıcılığı, üretimi, canlanmayı, kendimize güveni yeniden hissettirecek bir portre de gerek.
Pisliklerin ve eksilerin üzerlerindeki örtüler kaldırılırken, skandallar ardarda ortaya çıkarken ekonominin kaptan köşkünün boş kalmaması, topluma moral verecek, normalizasyona geçişi sağlayacak, girişimleri motive edecek,
Türkiye'ye yeniden yabancı sermaye ve kredi girişleri için güven ortamı oluşturacak artıların da gösterilmesi gerek.
Toplumun yıllarca biriktirdiği eksilerden, bu artıyı da üretebilmeliyiz.
Böyle bir portre de aranıyor.
Çünkü...
Sadece
geçmişi değil,
bugünü de yaşıyoruz ve
yarınlarda da yaşayacağız.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr