Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün Türkiye'nin Avrupa yol haritasında çok önemli bir etabı geride bıraktık.
AB zirvesinde Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlaması, ilk kez bir AB belgesinde yeraldı.
Açıklamanın "böylece Türkiye'nin Avrupa'ya tam üyeliği için müzakerenin açılması yaklaşmıştır" söylemi altı çizilerek okunmalıdır.
Özellikle Türkiye'nin Avrupalı olabileceğine bir "serap" gözüyle bakanlar tarafından...
Aldığım izlenimlere göre eğer, Türkiye bu kararlı çizgisini sürdürürse 2002 sonlarında müzakeler başlayabilir.
Dışişleri Bakanı İsmail Cem'i, AB nezdindeki Büyükelçi Nihat Akyol'u, Türkiye'yi dünya birinci liginde oynatmak için yüreğini ve beynini koyan herkesi, Anayasa'daki son değişiklikleri yapan TBMM'yi - ihtiyatlı iyimserlikle - bizim nesil ve gelecek kuşaklar adına yürekten kutluyorum.
Ve bir başka konu...
"Çanlar kimin için çalıyor diye sorma; çanlar senin için çalıyor" dizeleri 11 Eylül'den sonra küresel uyarıya dönüştü.
Usame bin Ladin'in yanındakilerle binlerce masumun katlinden söz ederken sırıtışları, bu vahşeti "Allahın lütfu" olarak yorumlamaları iğrençliğin ötesinde, yansıttığı küresel tehdit nedeniyle ürperticiydi.
Bu terör çılgınları yerkürenin her ülkesinde, belki de her kentinde döşenmiş mayınlar gibi.
"Çanlar hepimiz için çalıyor."
Hele "kafir Türkler" sözleri, Türkiye'nin terörün tehdit haritasında hedeflerden biri olduğunun kanıtı.

ABD Savunma Bakanlığı'nda, "AĞLAR VE AĞ SAVAŞLARI" adlı bir proje yürütülmekte.
Bu projenin satırlarından bazı izlenimleri yansıtalım.
11 Eylül ile dünya tipik bir "ağ savaşına (netwar)" tanık oldu.
Dünyaya dağılmış ama birbirleriyle ağ halinde iletişimde bulunan uluslarötesi (transnasyonel) teröristlerin sanal işaretle nasıl bir araya gelebileceklerini, aynı anda saldırabileceklerini gösterdiler.
İletişimlerinde internete dayandılar. Şifreli haberleştiler. Hatta mesajlarını Web sitelerindeki fotoğraflara ve diğer görüntülere sakladılar.
ABD Savunma Bakanlığı "Ağlar ve Ağ Savaşları Projesinin" direktörleri olan John Arquilla ve David Ronfeldt'e göre, terörün küresel ağına karşı savaşım için "küresel savunma ağı" kurulmalı. Ulus - devletlerin özel yetiştirilmiş timlerinden bir vurucu güçler ağı oluşması öngörülüyor.
Bu ilk aşama.
Ayrıca...
Terörizme karşı küresel bir istihbarat ağı da gerekmekte.
Üçüncüsü ise, dünya çapında hükümet dışı sivil örgütlerin (NGO) ağlarıyla oluşmalı.
Buna sosyal nitelikli ağ savaşı denebilir.
Demokrasi, İnsan Hakları, Barış Kültürü gibi ortak değerlerin küresel ağı, birbirine internetin tellerle bağladığı terör ağına karşı daha güçlü olabilir.

Savaşılacak şiddet örgütlerinin devleti, ülkesi, tek coğrafyası yok.
Bu bir anlamda siber - savaş.
Sanal ortamda dolaşan elektronik sinyallerle yönetilmekte..
Örgütlenmeleri de eski ve klasik tarzda değil.
Adem - i merkeziyetçi nitelikte olabiliyorlar.
Çoğu kez eylemlerinde başsız (asefal) ya da zaman zaman çok başlı (Polisefal).
Afganistan
dağlarındaki bir mağaradan, sakallı bir terör manyağının dünyanın kalbi olan ABD'yi vurabilmesi ancak böyle izah edilebilir.
Bütün bu organizasyonu sanal ortamda gerçekleştirmiş.
Bir Maksist / Lenisist şiddet örgütü ya da Korsika, Bask veya İrlanda Bağımsızlık Hareketleri Örgütleri'nin coğrafyası olan hiyerarşik yapılarından silahlanma, kamplaşma, toplanma modellerinden çok farklı.
Savunma da artık ulus - devlet modelinden küreselliğe geçmek zorunda.
Çanlar hepimiz için çalıyor.
Dünyayı Sarsan 1 Gün bağlamında çok değerli yazıları yansıtan NPQ Türkiye'yi okuyucuların ilgisine sunarım.

Not: Ramazan Bayramınızı kutluyor. İnsanlığa hayırlı olmasını diliyorum.
Bu köşe birkaç gün izinli. G.C