Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÇOK deneyimli bir siyasetçi, "Refahyol Hükümeti düşecek mi" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Düşmek dahi, bir hareket halini işaretler.
Oysa...
Bu hükümet, bütün enerjisini yitirmiş, yerinde duruyor.
Hatta...
Durmak bir yana, itelenip kakalanıyor."
Görüntü gerçekten budur.
Ancak...

"Darı ambarı" rüyalarına da işaret edeyim.
SİYASETİN, üzerine güneş ışığı düşmemiş kulislerinden ilginç sayılabilecek bazı fısıltılar...
"RP ve DYP, Fransa'da uygulanan seçim sistemindeki - havuz yöntemini - inceletiyorlar.
İki parti de, tüzel kişiliklerini yitirmeden... Yani, biri diğerine - göstermelik olarak - iltihak etmeksizin ittifak halinde seçimlere girdiklerinde, oylarının önce beraber sayılması...
Sonra, yüksek oy rantı ile yüksek sayıda milletvekili kontenjanını elde edip, kendi aldıkları oylara göre bunu paylaşmaları..."
Hesapları, Özal'ın 1987 seçimlerinde 292 milletvekili getirdiği gibi, bir parlamento çoğunluğunu yakalamak.
Bir başka fısıltı...
"Erbakan'ın RP'nin onursal Genel Başkanı olarak kalması... Yerine gençlerden bir Genel Başkan'ın seçilmesi.
Böylece, Erbakan'ın ileride Cumhurbaşkanlığı seçiminde RP bağlantısının kendisine engel oluşturmaması...
Hatta, RP'nin daha merkeze açılarak, Hıristiyan Demokrat Partiler gibi bir imaja kayması.
Bunun için, Anavatan'da kendilerinden gördükleri 30 milletvekilinin RP'ye transferi ile merkeze açılma hareketinin başlatılması...
RP içindeki uçların, azınlıkta kalarak eritilmesi.
Bu süreç içinde iyice küçülen ve Genel Başkanı gücünü yitiren Anavatan'ın, DYP tarafından yutulması..."
Refahyol Hükümeti'
nin "uzatmaları oynadığı" düşünülürken, RP ve DYP zirve kulisleri, işte böyle 2000'li yılların düş gezginleri...
ASLINDA, bu Erbakan ve Çiller için tatlı bir rüya olsa da...
Türkiye, bir gün gözler açıldığında, "kabus da değil... Kaskatı böyle bir gerçekle" karşılaşabilir.
Geçen yıl bu zamanlar, Türkiye'nin Necmettin Erbakan Başbakanlığı'nda bir RP - DYP hükümetiyle yöneticiliğine...
Başbakanlık Konutu'nda tarikat liderlerine ve ulemaya iftar verileceğini kim aklından geçirebilirdi?
Eğer...
Merkez sağ ve merkez solda aymazlık sürerse...
Türkiye, bugün de akıllardan geçmeyen, ancak düş gezginlerinin uykularını süslüyor gibi görünen fantezilerin ülkesi olabilir.
1983 seçimlerinde bugün DYP ve Anavatan'ın mirasçısı oldukları merkez sağ partilerin oy oranı, yüzde 69'du.
Bu oranı DYP ve Anavatan, büyük savurganlıkla yüzde 51'e düşürdüler.
1994 yerel seçimlerinde, yüzde 42'ye... 1995 genel seçimlerinde de yüzde 39'a...
Yarın seçim olsa...
Kamuoyu araştırmalarına göre, DYP ve Anavatan'ın oy toplamları, yüzde 32'dir.
Merkez sol oylarına gelince...
1989 yerel seçimlerinde, merkez sol oyları yüzde 38'e kadar çıkmıştı.
Son 1995 genel seçimlerinde, yüzde 25,3'e indiler.
Bu iniş sürüyor.
Solun düş gezginleri dahi yok.
Yani...
DSP ve CHP'de iktidara gelmek fikri, rüyaları dahi süslemiyor.
Merkez sağda ise, Anavatan'ın böyle bir hedefi şu son 6 ayda hiç dile getirilmedi.
Buna karşın, ilk kez Çiller, kendisinin iki misyonu olduğunu söylüyor:
Birincisi...
"Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne sokmak..."
İkincisi...
"Merkez sağı birleştirmek."
"Kendini, bu iki misyon önünde engel olarak görürse, liderliği de, siyaseti de bırakacağını"
açıklıyor. (Taha Akyol, 18.Mart 1997 - Milliyet)
ÇİLLER daha 15 ay önce de, kendine iki misyon çizmişti. Bu iki misyon için Türkiye'den oy istiyordu.
Bunlardan biri...
Gene "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne taşınması"ydı.
İlk adım Gümrük Birliği'ydi.
İkincisi, "RP'yi ne pahasına olursa olsun, iktidara getirmemekti."
Aradan 6 ay bile geçmedi, Çiller, RP'yi sırtında değil, başının üstünde iktidara taşıdı.
En güzel yürüyüş dersleri, başın üzerine ağırlık konarak yapılır.
Refah'ı baş üstünde taşımak da, müthiş bir siyaset oryantali idi.
Çiller'in Türkiye'yi Avrupa'ya taşımak için batıyı etkileme çabaları, başarılı olmamıştır denemez.
Ama...
RP'yi iktidardan uzak tutmak misyonuyla oy isteyenin, RP'yi başının üzerinde iktidara taşıması ve sonra da, RP'ye karşı merkez sağı birleştirme misyonunu yüklenmesi, inandırıcı değildir.
Zaten...
DYP'nin oylarını da, yüzde 27'den alıp, yüzde 19'a indiren, kamuoyu araştırmalarına göre, yapılacak ilk seçimde yüzde 13'lere gerileteceği görünen Çiller'in, bu misyonun aradığı olmadığı açıktır.
Sola bir Tony Blair, merkez sağa da, de Gaulle çapında bir siyaset bilgesi gerekiyor.
Yoksa, düş gezginlerinin rüyaları, yaşanan kabuslar haline gelebilir.