Güneri CIVAOĞLU
Türkiye'nin gündemine netameli bir konu olan
yeni Cumhurbaşkanı maddesi girmiş bulunuyor.
Şimdilik...
Aday
"Mesut Yılmaz"
Son
Anavatan MKYK'nda bu konu açıkça konuşuldu.
"Sizi Cumhurbaşkanı görmek istiyoruz. 20 ay sonra yapılacak Cumhurbaşkanı seçimine şimdiden hazırlanmalıyız" denildi.
Hatta...
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun
"Efendim, ben zaten sizin Cumhurbaşkanı olduğunuzu dün akşam rüyamda gördüm bile" sözleri ilginçtir.
Yılmaz, havaya girmiş, ya da havaya sokulmuş bile.
Bir yandan
"şunun şurasında 20 ay sonra Cumhurbaşkanlığı..."
Öte yandan...
"En geç bir yıl içinde yapılacağı görünen Genel Seçimlerden Anavatan'ın - kendi liderini Cumhurbaşkanı yapabilmek için -
en fazla milletvekiliyle çıkmak" kaygısı...
Artık...
Ön planda olanlar, bunlardır.
Yılmaz için
Anavatan, 1953'te Çankaya'ya çıkan babanın
DYP'si gibi olmanın arefesindedir.
Yüreğe
Çankaya ateşi düşmüş bir kez...
Bu aşk yamandır.
Göz, başka şey görmez.
Tabii...
Yılmaz'ın Cumhurbaşkanlığı, arı kovanına değnek sokmak etkisini de yapmış bulunuyor.
Bir
"Anayasa değişikliği"yle
"Yarı Başkanlık" sistemi,
Demirel için
7 yıl daha Çankaya Köşkü'nde kalmak yolunu açabilir.
Çiller'in
"demokrasi turlarında" bu
"Anayasa değişikliği" ve
"Yarı Başkanlık" önerisi amaçlıdır.
Çiller, böylece hem
Demirel'e mektup atmış oluyor.
Bundan sonraki manevraları - aşağıda bu konuya değineceğim - için
Demirel'de umutlar uyandırıp gelecekteki ilişkilerinde
uygun zemin yaratmaya çalışıyor.
Hem de...
İlk seçimde
DYP, Anavatan'ı geride bırakırsa...
FP'li birine
"nasıl olsa Cumhurbaşkanlığı verilemeyeceği" hesabıyla
kendine de - belki -
bir şans kapısı hazırlıyor olabilir.
Başkası,
"Sayın Çiller, sizi rüyamda Cumhurbaşkanı gördüm" dememiş olsa bile,
Çiller'in rüyalarını kim bilebilir ki!
Ayrıca...
Böyle
20 ay kala değil...
Cumhurbaşkanı seçimi yaklaşırken gündeme
güm diye ağırlık koyacak başka köşelerdeki bekleyişler de sezilmeli.
Cumhurbaşkanlığı kimileri için sadece rüyalarda değil.
İnce hazırlıkları şimdiden algılanıyor.
Cumhurbaşkanlığı kartları daha birkaç kez dağıtılacak...
Türkiye'de zaman zaman
Cumhurbaşkanlığı sancısı siyaset haritasını çok etkileyen depremler yaratır.
Türkiye içinde ve dışında beklenti başlamıştır.
Önümüz'de duyarlı bir 30 Ağustos var.
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Karadayı'nın
görev süresi doluyor.
Bir yıl daha uzatılacak mı?
Yoksa...
Emekli olacak mı?
Bu sorunun cevabı
Türkiye'nin zirvelerinde konuşuluyor.
28 Şubat sürecinin ömrü...
Ve
bu hükümetin düşürülmesinden...
CHP lideri Baykal'ın FP ve DYP destekli bir azınlık hükümeti girişimi için düğmeye basılmasına...
Baykal'a Hükümet kurma görevinin, Demirel tarafından verilmesine...
Erken seçime...
Nihayet...
Çankaya Köşkü için adaylıklara kadar çok şey - biraz da - bu sorunun cevabına endesklidir.
Karadayı'nın devrede kalması veya devreden çıkması dengeleri, çoğu hesapları değiştirecektir.
O konuda çeşitli izlenimler aldım.
Ancak...
Demokrasi çizgisinde bu tartışmalarla
rejimi de,
Silahlı Kuvvetleri ve
Orgeneral Karadayı'yı da yıpratmamaya özen gösterilmesi gerekir.
Konunun duyarlığına ve
gündemdeki yerine işaretle yetiniyorum.
Geçen yıl siyaset söylemine
"havada ikmal" deyimi girmişti.
Yani...
Erbakan, Başbakanlıktan istifa ederken, Demirel'e
RP'nin
Çiller'in
Başbakanlığına oy desteği mektubunu sunacaktı...
Demirel de yeni hükümeti kurma görevini Çiller'e verecekti.
Böylece...
RP - DYP ortaklığı düşmeden - havada ikmal - yöntemiyle iktidarı sürdürecekti.
Demirel buna yanaşmamıştı.
Hükümeti kurma görevini
TBMM'nde
2.büyük grubun Başkanı Yılmaz'a verdi.
Hükümeti Yılmaz kurdu.
Şimdi...
FP ve
DYP'nin milletvekilleriyle
CHP milletvekilleri sayısı
Yılmaz Hükümetini düşürmeye yeterlidir.
Ama...
Ya sonrası?
Baykal'a
"FP ve DYP" mektuplarıyla Hükümet kurma görevi?
Seçim kararı?
FP'nin ne olacağı?
Bu soruların cevabı belli değil.
Fakat...
Şunlar da bir gerçek.
Meclis'in en büyük gruba sahip partisi FP, seçimle gelmiş değil.
Kamuoyu araştırmalarında
yüzde 12 oy oranında görünen
MHP TBMM'nde temsil edilmiyor.
Buna karşın...
Meclis'te
8 milletvekiliyle temsil edilen
BBP ise
yüzde 1'in altında.
İktidar ortağı olan,
22 milletvekiline ve
hükümette 5 bakana sahip
DTP oyları da
yüzde 1'in altında çıkmış.
Bu görüntü daha ne kadar sürebilir?
Türkiye'de siyasetin duayenin - bütün statükoyu sürdürme isteğine ve aldığı telkinlere karşın - hükümete öngördüğü vade dolmak üzere değil mi?
Bu manzarayı değiştirebilecek tek faktör, önümüzdeki
3 aylık hükümet icraatının kamuoyu puanlarında tavan yapmasıdır.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr