Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

DOSYALAR ve kasetler uçuşuyor. Her gün en az bir iddia...
AKP’nin Ankara-Keçiören belediye başkan adayı çekilmek zorunda kaldı.
Açıklaması bir yana, en yüksek tirajlı gazete olan “fısıltı” gazetesine göre bir görüntü kaseti Turgut Altınok’un belediye hayatını noktalamış.
Görüntü sözcüğünü etik gereklerle açmamda yarar var.
“Akçalı, aracılı, bulaşık ilişkileri” yansıtan bir kaset değil.
“Özel...”

EBT

Var mıdır, yok mudur bilemiyorum.
İnternete düşmüş değil.
Böyle belden aşağıya vurarak irtifa kaybı, “siyaset için önyargılara” daha da çirkin malzeme veriyor.
Bu köşede daha önce bu zat hakkında ağır eleştiri satırları yayımlandı.
Keçiören’de içki satan bir dükkân sahibinin belediye adamları tarafından dövülmesi utanç vericiydi.
Hele dövenlerin kullandıkları otomobilin plakasındaki “E n B üyük T urgut“ sözcüklerinin baş harflerinden oluşan EBT yazısı olaya tüy dikiyordu.
Ama... Böyle bir zata karşı bile görüntü kasetiyle vurmak yanlıştır.

Sevigen vakası
BİR diğer iddia da CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen için tedavüle çıktı.
Fulya’da bir arsa ve inşaat işine aracılık ettiği, bu hizmet karşılığı 1 milyon 200 bin lira kâr payı alması için imzalanan protokol Vatan gazetesinde yayımlandı.
Ancak... Bu kâr ortaklığı protokolünde bir kişinin imzası yok.
O da Mehmet Sevigen... Hukukçu şapkam altında bunun Sevigen için kanıt oluşturmadığı görüşündeyim.
Kişi, altında imzası olmayan bir kâr ortaklığı
EBT
protokolünde nasıl taraf olabilir?
Soyut olarak herkes hakkında böyle bir protokol yazmak, altını imzalamak olasıdır.
Buna karşılık...
Şu somut olayda Sevigen, “tarafları tanıştırdığını” inkâr etmiyor.
Tanışan taraflar, koskoca bir gökdeleni yükseltiyorlar.
Havada bir koku var ama kanıt değil.
Asıl ilginç olanı, mal sahibinin Sevigen için “Burada nasıl dairesi olabilir? Aç karnını doyursun” gibi bir söylemde bulunabilmek cesaretidir.
Gerçi... Sevigen’in mütevazı ekonomik durumunu yansıtması bakımından olumlu görünüyor ama “CHP Genel Sekreter Yardımcısı’nın erdemi” böyle mi ifade edilir?
Cumhuriyetle yaşıt, Atatürk’ün partisi CHP’nin Genel Sekreter Yardımcılığı ciddi bir görevdir, ağırlığı olan mevkidir.
Bir “yap-sat”çı onun için “Aç karnını doyursun” gibi bir söylemde bulunmak cesaretini nereden buluyor?
İşte “tanıştırma” eylemi hiçbir tarafından olmasa bile burasından sarkıyor.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sevigen bu tür insanlarla nasıl ilişki kurar?
Onlara böyle arsa inşaat işlerinde nasıl muhatap olur?.. Onlarla nasıl yüzgöz olur?
Daha önce de bir başkası, Eyüp belediye başkan adaylığı için Sevigen’in menfaat sağlamak istediğini iddia etmişti.
Onun da bir kanıtı yok.
Ama... Neden hep Sevigen?
CHP’nin Kılıçdaroğlu rüzgârıyla kazandığı hız, yelkenlerde delikler açılırsa fazla sürmez.

SAHTEKÂR

EBT

ANGELINA Jolie’nin “SAHTEKÂR” adlı filmi Los Angeles’ta geçiyor.
Hollywood yapımı bu filme Anadolu yorumu yapayım...
“Ya tuz da kokarsa?..”
Bilinen sözdür.
Eti kokmasın diye tuzlarlar. Ama ya tuz da kokmuşsa?..
İşte bu film, Los Angeles polisinin koktuğunu ortaya koyuyor.
1928 yılından gerçek bir olay, beyazperdeye uyarlanmış.
Kaçırılan çocuğunu bulabilmek çabasındaki annenin polisle mücadelesi...
Polisin görevi bu çocuğu bulmak ama tam tersi oluyor.
Koskoca bir polis örgütü pislik kokuyor.
Ama...
Üç özellik çok önemli.
1- Namuslu bir polis çıkabiliyor ve her şeyi değiştirebiliyor.
2- Yargı kokmamış. Yani... Tuzun tümü kokmuş değil.
3- Hâkim, kararını “halkın Los Angeles polis örgütüne yeniden güvenmeye ve saygı duymaya başlayabilmesi için” gerekçesiyle açıklıyor.
Filme sadece Angelina Jolie’nin dudakları için değil, yurttaşlık sorumluluğu ve tuzların kokmaması gerektiği bilinciyle de gitmek gerek.