"Ilımlı İslam, muhafazakâr demokrat" gibi İslam ortak paydalı tanımlardan "İslam-Türk" sentezine "yatay geçiş" süreci mi?"Arap-İslam" ekseninde Güneydoğu coğrafyasından "Türk cumhuriyetlerinin sıralandığı kuzeydoğu" ilgi coğrafyasına bir yolculuk mu?...........................Bunları, "abartılı" ve "zorlayıcı" yorumlar olarak görmek gerekir.Özellikle dış politikada bir yörünge kayması söz konusu değil. AKP, kimlik kartındaki fotoğrafını da birkaç rötuşla değiştiremez.Bu daha çok "iç politika odaklı bir sandık hesabı" olabilir.SONAR'ın son kamuoyu araştırmalarında, AKP'nin oy oranının dramatik bir düşüşle yüzde 25'e gerilediği açıklandı.Çoğu siyaset gözlemcisi gibi ben de bu denli bir "paraşütsüz çakılma" halinin olduğunu sanmıyorum.Ama...AKP'de ciddi bir oy kaybı olduğu kesin.Erdoğan'ın bazı söylemleri ve özellikle ulusun çok duyarlı olduğu askerlik için "Yan gelip yatma yeri değildir" diye başlayan cümlesi gerçekten talihsizdi.30 bin canın yitirildiği, 10 binin üzerinde şehit cenazesinin taşındığı bir ülkede insanlarımızın gönül tellerinden bir kısmı koptu.AKP'nin oylarının erozyonunda bunun katkısı büyüktür.Ayrıca...Lübnan'a asker ağırlık merkezli İsrail ve ABD politikaları da AKP'den kopmalar yapmıştır.AKP, görülüyor ki, milliyetçi söylemler, eylemler ve etkinliklerle kayıplarını telafi etmek ve önümüzdeki genel seçimlerde sandığa ilk defa gidecek "milliyetçi duyguları bilenmiş" gençliğin oylarını MHP'ye kaptırmamak çabasında.............................Hiçbir taklit, "aslı" kadar çekim alanı yaratamaz.Bir başka siyasi partinin alanına adım atarken, o partinin politikasında sınanmış, kökleşmiş, aynı kaderi paylaşmış, acılarını ve coşkularını birlikte yaşamış olmak gerekir.Milliyetçilik kimyası bir kurultayın sponsoru olmak, örs üzerinde çekiçle demir döverken fotoğraf vermekle kazanılmaz.Nasıl ki... AKP zirvesindekiler ve AKP yöneticilerini, kadrolarını oluşturanlar da uzun yılların içinden demlenerek, damıtılarak süzülmüşlerdir. Ortak gelenekleri, jargonları, kendi aralarında kastları, mürit-imam ilişkileri vardır. Acıları, sınamaları, coşkuları hep birlikte paylaşmışlardır..............................Türkiye'de kökü olan ilk parti CHP'dir.Diğer partiler, iktidarları sürecinde yıprandıkça, kaybettikleri oyların bir bölümünün CHP'ye kayması şaşmaz bir gerçekliktir.Diğer ana damar parti DYP'dir.Demokrat Parti, Adalet Partisi, hatta bir türevi olan ANAVATAN aynı geleneksel tabana sahiptir. Dededen torunlara uzanan bir geleneği vardır. Zaten kıl payı, baraj altında kalmıştır.Yeni durumlar, yeni partiler üretti.MHP, Demokrat Parti'den DYP'ye kadar uzanan ana damarda, özellikle 1960 ihtilalinden sonra bir kopmadır. Merhum Alparslan Türkeş'in liderliğinde 1940'lı yıllardan gelen kadroları bir araya getirmiştir.AKP ise, gömlek değiştirse bile deri değiştirmemiş bir MSP ve RP'nin son aşamasıdır.O da Erbakan tarafından 12 Mart 1971 muhtırasından sonra kopmayla Erbakan'ın imamlığı arkasında saf tutan kadrolarla başlamıştır yolculuğa...Bunlar arasında ihtirası akıl çizgisini aşmazsa DTP de bir damar oluşturabilir.Diğer partiler türevlerdir.Ve... Bu sıraladığım partilerin biri diğerinin fotoğrafını kendi kimlik kartına koymaya kalkarsa, toplum sezgilerinin kriminoloji laboratuvarında enselenir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Siyasetin de "foto-shop" estetik müdahaleleri var. Başbakan Erdoğan, örste çekiçle demir dövüyor. Türk dili konuşan devletlerin birlik oluşturmasını öneriyor. AKP, Türk kurultayını sahipleniyor. Bu görüntüler, AKP'nin kimlik kartındaki fotoğrafına milliyetçi rötuşlardır.