Güneri Cıvaoğlu
Medyanın manşetlerine ve ekranlarına getirdiği konuları,
Erbakan ve
Çiller çifti
"yapay gündem" diye niteliyor ve yeriyorlar.
Aslında
yapay olan
gündem değil, şu kısa dönemli
sessizliktir.
Yapay sessizliğin ve aldatıcı durağanlığın, hiç de uzun sürmeyeceği seziliyor.
Siyasetin birden hareketlenmesi, kimse için sürpriz olmasın.
Örneğin...
Yüksek rakımlı çevrelerde, giderek sık kullanılan ve şu ingilizce deyim dikkat çekicidir.
"Last resort."
Yani
"son çare."
Her kesim için
Türkiye "son çareye" doğru sürüklenmekte.
Çünkü...
Aymazlık ve
sorumsuzlukla siyaset manzaralarını okumaktaki inanılmaz idraksizlik, bütün insani
IQ limitlerinin altında.
Diğer kesimlerdeki
"son çareye" istemeye istemeye sürükleniş tespitlerini, önümüzdeki günlere, hatta, haftaya bırakıyorum.
Şimdilik,
DYP'deki gelişmelere işaret edeyim.
Çanak tutanlar - herhalde - epeyce vicdan sızısı duyacaklardır.
Ankara Hilton'un
701 numaralı odasında karargah kuranlara göre
"bu iş tamam."
En karamsarına göre
19...
Diğerlerine göre ise,
30 kişilik bir liste hazır.
Yani...
Hükümeti düşürecek sayı.
Gerçi...
RP'nin
Anavatan içinde
Truva atları var.
Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının da, herşeye rağmen desteğini alacaklarına inanıyorlar.
DYP de, bağımsızlara çengel atmış durumda.
Fakat...
Üç gelişme,
Refahyol'u çökertecek sayının gene de oluşmasını sağlayabilir.
1) Önümüzdeki haftanın başlarında Meclis üzerinde, özellikle
DYP ile
Menderes ve arkadaşları üzerinde baskılar yoğunlaşacaktır.
Daha doğrusu, kamuoyuna açıklanacak bazı programlanmış olası gelişmelerin takvimi, Meclis'teki varolduğuna inanılan sağduyu sahiplerini harekete geçirebilir.
2)
Hilton'un
701 numaralı odasında sağlanan
DYP'liler listesinin, boş olan bakanlıklara tayinlerden sonra daha da kabarması bekleniyor.
3)
Aydın Menderes ve arkadaşları
imsak yani
konuşma perhizi politikası sonunda eyleme geçerek,
Refahyol'a karşı tavır koyabilirler.
Bu olasılıklar, herhalde Meclis içindeki
hükümeti düşürme oluşumunu hızlandıracaktır.
Özellikle Meclis'teki hareketlenmeyi hızlandıracak olan bazı gelişmelerin takvimi...
Varılan noktadan sonra, parlamento içi
dirsek temasları da başladı.
DYP içindeki hareket adına
Yalım Erez, bugün (Perşembe)
Anavatan Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile görüşüyor.
Yarın (Cuma) ise,
CHP Genel Başkanı Baykal ile bir araya gelecek.
Bunun anlamı şöyle:
"Liderler, Tansu Çiller ile bir anlaşmaya vararak, yeni hükümetin kurulması olasılığını gözönünde tutuyor ve hem sözlerini, hem ilişkilerini buna endekslemiş bulunuyorlardı.
Çiller'i kıracak, DYP'yi soğutacak sözlerden kaçınıyor, DYP içinde bir karşı hizip hareketiyle temas halinde gibi görünmek istemiyorlardı.
Ayrıca... O hizip hareketinin henüz sonuç alacak bir büyüklüğe erişmediği kanısındaydılar.
Şimdi anlaşılıyor ki...
Tansu Çiller'den umut kesilmiştir.
DYP içindeki hareket de, bu hükümeti düşürecek ve yeni bir hükümet oluşumunu sağlayacak büyüklüğe yaklaşmıştır."
Nitekim, bu yoğun trafik sadece
Refahyol Hükümeti'ni yıkma amacına dönük değil.
Bu arada,
yeni kurulacak hükümetin yapısı, fonksiyonu, misyonu da görüşme masasına konuşmuş bulunmakta.
Yalım Erez, Mesut Yılmaz ile görüşme öncesi
Anavatan'ın beyinlerinden
Işın Çelebi'yle bir araya geldi.
Işın Çelebi'nin
"Siyasi Bunalımdan Çıkış" konulu bir kitabı var.
Ayrıca o yoldaki araştırmalarını güncelleştirmiş bulunuyor.
Erez'le konuşmalarında şu soruların cevapları tartışıldı.
"Merkez sağ nasıl bütünleşir?
Kurulacak hükümetin kapsamı...
Ekonomik, siyasi, sosyal hedefleri...
RP'yi daha da güçlenerek iktidara taşımayacak icraat...
Hükümetin süresi...
Seçim sistemi...
MGK kararları...
Yeni bir Anayasa için tartışmalar...
Vs..."
Kısacası
12 Mart Hükümetleri'ni andıran demokrasi dışı bir yapılanma...
RP dışarıda güçlenirken, bu hükümetin kendi arasında didişerek tükenmemesi...
Türkiye'nin ve demokrasinin akılcı çizgide yeniden yapılandırılması konuşuluyor.
Refahyol'un akıldaneleri ise, giderek
Türkiye'yi bir inatlaşmanın, sosyal fay kırılmalarının tehlikeli bölgesine çekme çabasındalar.
Onların yüksek rakımlı tepelerinde de,
"dayatmaya karşı diretme" sloganı konuşuluyor.
Oysa hükümet etmek, kucaklamaktır.
Elim elinin üstünde oyunu değildir.