İyi bir konuşma kadın eteği gibi olmalıdır.
Dikkat çekici olacak kadar kısa...
Gerekenleri kapsayacak kadar uzun...
Bu söylemi, cuma gecesi Prof. Dr. Bernard Lewis'ten dinledik.
Sordum:
"Ya etekte derin ve yandan bir yırtmaç varsa?"
Cevabı:
"O zaman konuşma rotasından çıkar" oldu.
Bernard Lewis önümüzdeki hafta Türkiye'de yapılacak olan İslam Ülkeleri Konferansı'nda AB dışişleri bakanlarına bir konuşma yaparak Ortadoğu sorunlarını tahlil edecek.
Lewis yaşayan en değerli İslam tarihçisi.
Arapça, Farsça ve İbranice biliyor. Amerikanın ünlü Princeton Üniversitesi'nde öğretim üyesi.
Binhan - İlhan Kesici'nin evlerinde verdikleri davetin onur konuğu Lewis'ti.
Elbette herkes onu tanıyordu. Fakat o salondakilerin çoğuyla yeni tanışıyordu.
"Her tanıştığınızı hatırlayamazsınız" gibi bir söylem üzerine şu öyküyü anlattı:
"New York hayvanat bahçesindeki maymun Charlie'yi bütün New Yorklular tanır. Ama Charlie onları tanımaz!"
Lewis bu paraleli çizerken hem dünyaya keyifli bakışını, hem de kendisiyle dalga geçen bilgeliği ve tevazuu sergiliyordu.
Geceden bir öykü daha...
"Eşek müthiş bir kulis yapmış ve ormandaki hayvanların oylarıyla kral seçilmiş.
Ertesi sabah bir bakmış hepsi önünde saygıyla eğiliyorlar. Kurt, çakal, tilki, ayı...
Ama, aslan hiç oralı olmadan önünden geçip gidiyor.
Eşek sinirlenmiş.
Seslenmiş 'Bana bak aslan. Bu ormanın kralı benim. Sen de önümde ötekiler gibi saygıyla eğil.'
Aslan yaklaşmış. Eşeğin kafasına bir pençe atmış. Eşek yerde... Sonra anlaşılmış ki, aslan seçimi kaybettiğini bilmiyormuş!"
Artık kim alınırsa...
Masada, Ecevit'in Saddam'a mektubu ve Saddam'ın yanıtı konuşuluyordu.
ABD'nin Irak'a olası müdahalesi ve Türkiye'ye etkileri tartışılıyordu. İlhan Kesici şu öyküyü anlattı:
"Allah Baba, canını alması için Saddam'a Azrail'i gönderir. Saddam'ın özel birlikleri Azrail'i yakalar... İşkence, dayak... Azrail'i, Azrail olduğuna bin pişman ederler.
Sonra da 'hadi geldiğin yere' deyip kovarlar.
Azrail süklüm püklüm Allah Baba'nın yanına gider durumu anlatır. Allah Baba onu sessizce dinler, 'Umarım ki seni gönderenin ben olduğumu söylememişsindir' der."
Saddam'ın kıyıcılığı, vandallığı... Biyolojik ve kimyasal silahlarla yapabileceği çılgınlıklar düşündürücü.
Bernard Lewis Ermenilerin "kıyım" iddialarına karşı hala direnmeyi sürdürebilen - belki de tek - Amerikalı bilim adamı.
Şükrü Elekdağ'ın büyükelçiliği sırasında oluşturulan platformda sayıları 72'ydi.
Ermeni Lobisi öyle bir saldırıya geçti ki hepsini dağıttı.
Bernard Lewis, "Tarihçilerin, Türklerin Ermenilere kıyım iddialarını doğrulayan hiçbir kanıtı yok" demişti.
Bu söylemini hep sürdürdü.
Ona karşı neler yapılmadı ki!
Kitaplarının bilimsel değeri olmadığı yolunda yayınlar... Satışını engellemeler... Ders vermekte olduğu Princeton Üniversitesi'nden kovulması için okul yönetimine baskılar ve büyük para önerileri.
Dünyanın her yerinde 1'er dolarlık tazminat davaları...
Bernard Lewis ise bütün bu olumsuzluklara hala direnebiliyor.
Bu 84 yaşındaki bilge ve karakterli adama sevgi, saygı...
İlhan Kesici ve eşinin Bernard Lewis için düzenledikleri davet, zarif bir jesti.
Kesici'nin konuşması da devlet adamı profili çiziyordu.
"Neden böyle iyiler" siyasetin dışına itilirler?
Bilmem, bu pazar yazısının etek boyu nasıl oldu?
Not: Yitirdiğimiz Osman Bölükbaşı ve Muzaffer Özdağ'a rahmet, ailelerine, yakınlarına başsağlığı diliyorum. G.C