Helsinki Zirvesi'ne
24 saat kala manzara...
1- "Yunanistan'ın tavrı ne olabilir?"........
- Dün
3 saat süren Bakanlar Kurulu'ndan sonra
Yunanistan Başbakanı Simitis'in açıklamasına dikkat ediniz.
Kesinlikle
"veto" ya da
"ret" gibi kelimeler kullanmadı.
Türkiye ile ilişkilerde son ayların ılımlı ortamıyla, partisinin sağladığı
yüzde 1,5 dolaylarındaki oy artışını yitirmek istemiyor.
Çünkü...
Zaten kamuoyu araştırmalarına göre iktidar partisi
Pasok, muhalefetin sadece
2 puan önünde.
Birkaç kez belirttiğim gibi ekonomik durumu ileri düzeye ulaşan
Yunan halkı, her şeyini yitirebileceği bir savaş paranoyasını yeniden yaşamak istemiyor.
Buna karşılık...
Bir başka gerçek de,
Türkiye'nin tam üyeliğe aday kabul edilmesi için
Helsinki Zirvesi'nde
"EVET" oyu kullanmanın faturasıdır.
Yunanistan, eğer
Helsinki Bildirisi'nde
"EVET" oyu ile verdiklerini tartacak bir şeyleri
Türkiye'den koparamazsa,
26 Mart 2000'de yapılacak genel seçimlerde çöker.
"Bu gerçeği istesek de, istemesek de dikkate almalıyız.Yunanistan'ın tavrı, 'EVET AMA...'
doğrultusunda olacak."
AMA'nın anatomisi
2- "AMA geniş bir yelpaze. Nereden başlayıp, nerede biter?"........
- Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu, yelpazenin açılabileceği en uç noktayı açıkladı.
O noktaları yansıtalım, parantez içinde ise olabilecekleri sunalım.
Şöyle ki...
a- Kıbrıs'ın
AB ile tam üyelik görüşmeleri hemen başlamalı.
"Bunu önleyen - Kıbrıs, önce içte KKTC sorununu çözmeli - diye özetlenebilecek
AB ipoteği kaldırılmalı.
(Bu çok zor.Çünkü...
Kıbrıs Rum Yönetimi'ndeki Kıbrıs, AB'ye tam üye olursa, Yunanistan'ın yanı sıra Türkiye'ye veto koyacak üye sayısı ikiye çıkar.
Ayrıca...
Kıbrıs, AB'ye tam üye olduğu anda, AB, tek bir devlet statüsü olarak varsayıldığı için KKTC ve Türkiye ile ihtilaflı bir sınır komşusu haline gelecektir.
Başta Fransa ve Almanya olmak üzere, Avrupa ülkeleri, - Kıbrıs'ın sorunlarını ve bunalımlarını ithal etmek istemiyoruz -
diyorlar.
Herhalde Yunanistan'ın ısrarı, - önce KKTC sorununu çözmek -
koşulunun, tam üyeliğe kabul aşamasına ertelenmesi olacak.)
b- Türkiye ve
Yunanistan arasındaki ihtilaflı konuların
Lahey Adalet Divanı'nda çözümünün
Helsinki Bildirisi'nde yer alması...
(Türkiye, ilke olarak buna zaten karşı değil.Ama...
Ajanda 2000'e göre önce müzakere ile çözüm öngörülmekte.
Müzakerelerin ne kadar süreceği ise belli değil.
Türkiye, Lahey'e gitmenin takvime bağlanmasını kabul etmez.)
c- Yunanistan, Türkiye'de idam cezasının kaldırılmasından tutunuz da, insan hakları ve demokrasinin derinleştirilmesi, azınlık hakları gibi kayıtların da bildiride yer almasını istiyor.
(Genel kanıya göre bu madde, dolgu malzemesi...Eğer bir adım geriye çekilmesi gerekirse, jest olarak "işte bu önerilerimizden vazgeçiyoruz"
diyebilir.)
Güzel ve çirkin
3- "Peki bu 'AMA'
dozajını Yunanistan nasıl ayarlayacak?"........
- Simitis'i etkileyenlerden
Spiros Simitis, ağabeyine
"Yunanistan'ın uzun vadede çıkarı, Türkiye'nin AB'ye tam üye adaylığından geçer" telkininde bulunuyor.
Simitis'in en yakın arkadaşı
Uluslararası Hukuk Prof. Hristos Rozakis ve
Dışişleri Bakanı Papandreu, "Helsinki ile çok fazla bir şey kopartmasak da Türkiye'ye EVET demeliyiz.Türkiye, Yunanistan arasındaki bütün sorunlar böylece çözüm yoluna girer" diyorlar.
Simitis, akılcı bir politikacı.
Halkın nabzının da böyle attığının farkında.
Ama...
Hükümette bazı bakanlarla parti içi muhalefetten eski
Dışişleri Bakanı Pangalos ise
veto lobisi yapıyorlar.
"Yaklaşan şeçimler nedeniyle Helsinki Zirvesi'nin zamanlaması kötü. Sandıkta kaybederiz" görüşündeler.
Helsinki'de sağduyunun üstün gelmesini diliyoruz.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr