Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

UEFA, haziran bitmeden FB ve BJK ile yöneticileri hakkında karar verecek.
Bunlar çok ağır.
Türkiye üzerine “biber” değil “hardal” gazı sıkılmakta.
Siz bakmayın Galatasaray divan üyeliğime...
Yargıtay kararı bile beklenmeden böylesine kesin ve katı tavır “vandallıktır.”
Ya davalar yüksek yargıdan dönerse?
İki büyük kulübümüze UEFA’nın “kıyımı” nasıl onarılır?
FB’nin ve Türk futbolunun duayeni Ali Şen başkanla konuştum.
Şen’in Avrupa futbol doruklarında çok yakın dostları vardır.
Etkin çevresini bir zamanlar Galatasaray için de servis etmişti.

Haberin Devamı
FB ve BJK

Ali Şen gene devrede.
Hem Fenerbahçe, hem Beşiktaş için derinden dirsek temaslarında.
Aldığım izlenimlere göre “durum ciddi.”
UEFA özgün hukukuna göre “şike iddiaları” için “yerel mahkeme ve yüksek mahkeme kararlarının beklenmesi” zorunluğu yok.
UEFA 2013-2014 döneminde eşleştirmelerin yapılması için temmuzda düğmeye basmak zorunda.
Haziran sonuna kadar Fenerbahçe ve Beşiktaş için karar vermek UEFA’nın “olmazsa olmazı...”
Şimdi, an itibariyle bütün çabalar, şu 2 haftaya yoğunlaşmış.
Zayıf da olsa, telaffuz edilen “küme düşme” ihtimalini sıfırlamak öncelikli hedef.
İkincisi...
Elbette “Avrupa’da oynamaktan men” gibi bir cezayı önlemek.
Olmadı...
Hiç değilse Fenerbah-çe’nin olası cezasını 1 yıla indirmek, Beşiktaş’ın 1 yıl ceza almasını ise engellemek.
.......................
Hele her ikisine de olası cezaları ertelemek “kaymaklı ekmek kadayıfı.”
Zor, ama imkânsız değil.
Dünya medyasının Türkiye’deki eylemlere odaklandığı şu “alacakaranlıkta” Türkiye “her şeyin olabileceği önyargılarını” adeta besliyor.
Biber gazları, maskeli insanlar, molotof kokteylleri, yakılan araçlar ve dükkânlar, coplar, tekmeler, sökülen kaldırım taşları, barikatlar, ölüler, yüzlerce yaralı...
Bu dekorun UEFA’yı etkilemesinden, önyargılar oluşmasından korkuyorum.
“Böyle bir ülkede her şey olabilir” diye düşünenler olabilir UEFA’da.
Gezi’de Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı omuz omuza, kol kola...
Hatta bu üçünün amblemlerini bir arada gösteren forma bile yapıldı.
UEFA, sanal medyada mesaj seline boğulmalı.
Sarı-kırmızılı, siyah-beyazlı, sarı-lacivertli hepimiz bastırmalıyız.
UEFA’nın -olası- bir ceza kararı, bütünüyle Türkiye futboluna, hatta Türkiye’ye “damga” olur.

İFLAS

ANAYASA Mahkemesi eski Raportörü Osman Can “AK Parti’nin kapatılması davası” sürecinde öne çıkmıştı.
Fikirlerimiz her zaman tam örtüşmese de donanımlı bir hukuk adamıdır.
Dün ZAMAN gazetesindeki “analiz makalesini” okudum.
Özetle “Gezi sürecinde 3 halka” tanımını yapmış.
“Gezi eylemleri ve Türkiye’deki yansımaları neye yaradı” sorusuna alternatif cevaplardan biri ve ağırlıklı olanı.
Osman Can’a göre “ilk halka (çekirdek)“ algıladığıma göre “çevreci romantiklerdir...”
“3. halka vandallar.”
Asıl etkin olan ise 2’nci “gri” halka...
İnisiyatifi her iki halkadan da aldı. İletişim kanallarını etkin kullanarak Türkiye’de ve uluslararası medyada bir algı yarattı.
Bu algıdan meşruiyet yarattı.
Ya sonra?
Haziran 2013 Türkiye’sinde cevabı en çok aranan soru budur.
Osman Can’ın satırlarından “cevap” şöyle:
Kısacası ikinci halkanın kendisi çok önemli bir dinamik olsa da, bir bütün olarak kanalize olabileceği bir siyasal muhalefet kanalı yok.
Esas sorun ise kanalize olsa dahi iktidar olabilecek potansiyelinin olmaması. Yıkıcılığını tetikleyen önemli nokta burası.
Şans da burada karşımıza çıkıyor. Zira bu saptama, “tek parti diktatörlüğünün toplumu dizayn etmek üzere oluşturduğu siyasal sistemin, kurumlarıyla ve kurumsal tercihleriyle iflas ettiği” gerçeğini bize hatırlatıyor.
Bu sistemin ürettiği veya dayattığı siyaset yapma biçimi muhafazakarlar dahil olmak üzere 21. yüzyılın yeni toplumsal gerçekliği karşısında “iflas” etmiş durumda.
Bu yüzden aynı sistemi yeniden üretecek bir anayasa yapım yöntemi de iflasa mahkum. Bu açıkça görülüyor.
Demek ki yeni bir yapılanma hamlesi demokratikleşme ve toplumsal barış için çok iyi bir zemin sunuyor.
Gezi olayları, demokratikleşmede ilk test olarak görülmeli. Bu testten bugün fazla hasar görmeden çıkılacağına yönelik ümit çok güçlü.
Ancak bir sonraki test, yapısal dönüşümler olmadan geçilebilecek durumda değil.
Eski siyaset biçimi, eski siyasal örgütlenme, eski anayasal düzen ve eski siyasal iletişim araçlarıyla yola devam edemeyiz.
İkinci testin sonucu, bu gerçeği fark edip etmedi-ğimize göre değişecek.
..........................
Can’ın “geleneksel politika iflas etti” söylemi bu sürecin etiketidir.
Benim görüşüm “her şey böyle askıda kalmayacaktır.”
Hiçbir uçak havada sonsuza kadar kalamaz.
Siyaset toprağı “alternatif” üretecektir.
Bir gezi nedeniyle haftaya kadar -2 gün- yokum.
Cevabı dönüşte...