Ferhat şarkısıyla Elif’i ağlattı...
FERHAT Göçer’in son albümü “BİZ AŞKIMIZA BAKALIM...” Bu albüm için “devlerin buluşması” denebilir.
Sezen Aksu, Nazan Öncel, Sinan Akçıl...
Ferhat Göçer, albümdeki “YANINDAYIM” şarkısını söylerken Elif Dağdeviren ağladı...
“Çok güzel söylüyorsun. Teşekkürler duyguları böylesine harekete geçirdiğin için” dedi.
Ferhat’ın bu albümü de gerçekten tutkulu...
Albümdeki bütün şarkılar hem söyleyenin, hem dinleyenlerin büyülenmiş tutkusunu yansıtıyor.
Bu haftaki ŞEFFAF ODA bir “mini Ferhat Göçer” konseri gibi...
Ferhat ile Elif Dağdeviren yakın arkadaş.
Hatta albüm vitrinlere, stantlara çıkmadan şarkıları özel bir davette dost grubuyla birlikte dinlemiş.
Bu yakınlık Ömür Gedik’le olan arkadaşlıkları nedeniyle oluşmuş.
Ferhat “Ömür Gedik’in hem müzik yaşamına, hem özel yaşamına büyük katkısı olduğunu” söylüyor.
Projeleri “birlikte şaraplaşmak...”
Yıllanarak, lezzeti katlayarak...
Albümdeki Ferhat’ın şarkılarından biri “AH YILLAR...”
Elif Dağdeviren’in yaşamında “AH YILLAR” değil “OH YILLAR” var.
Hepsi keyifli, renkli, değişik yıllar ona “Oh! İyi ki dünyaya gelmişim, yaşıyorum” dedirtecek kadar güzel.
Daha erken çocukluk yıllarında TRT stüdyolarının devamlı konuğuydu.
Babası TV Daire Başkanı Yılmaz Dağdeviren ona, çocuklar için çizgi film seçimlerinde görüşünü sorardı.
Sonraları o zamanki teknoloji ile TV üretiminin her aşamasında bulundu.
Hatta film banyosu yapılırken zehirlendi bile.
Aşkları, evlilikleri, muhabirlik, sayfa-ekler-dergi yönetmenlikleri, TV’de dizi oyunculuğu, Oscar aday adaylığına kadar çıtayı kaldıran film yapımcılığı...
Dolu ve güzel bir hayat...
Şimdi de internet ortamıyla TV’yi seviştiren bir TV programı yapıyor ve sunuyor.
Keyifli bir program.
ŞEFFAF ODA Ferhat’tan “CENNET” şarkısıyla dinleyenleri yeryüzü cennetine götürüyor.
ŞARABIN PRENSESİ
SİBEL Kutman Amerika’da dans eğitimi almış, Türkiye’ye bu sanat kariyerini sürdürmek üzere dönmüştü.
Ama... Yazgısı onu ailenin şarap işlerinin başına getirdi.
DOLUCA şarapları onun dokunuşlarıyla daha da lezzet kazandı.
Boğaz’a karşı Sunset’te hoş bir gece...
Sibel’in getirdiği “satışa yeni çıkacak” şaraplar yudumlanıyor.
İlerleyen saatlerde lezzeti paylaşanlar çoğalıyor. Nuray Sert, Tuğçe Tatari, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Ahmet Hakan, Oray Eğin...
Gerçek bir gurme olarak güzel şarap, güzel yemek ve güzel sohbetin buluştuğu o güzel gece nedeniyle en keyifli olan Sunset’in sahibi Barış Tansever’di.
Önce DOLUCA‘nın pembesi, İspanyolca “yaz” mevsimi anlamına gelen VERANO (2009)... Cabernet Sauvignon ve Öküzgözü harmanı... 8-9 derecede içilmesi gerekiyor. Bu yıl 30-35 bin şişe üretilmiş.
Yemek KAV-Tuğra ile başlıyor.
Kalecikkarası’ndan üretilmiş gövdeli bir şarap.
Boğazkere-Tuğra gelecek yıl satışa çıkacak.
Ana yemekle ALÇITEPE (2007)...
Shiraz ve Cabernet Sauvignon kupajı.
Enfes... O gece 2 gezi planlandı.
Birincisi DOLUCA‘nın bağlarına, ikincisi Nuray Sert’in Karadeniz’deki evine...
4 KADIN 4 HİKÂYE
İLAYDA Sanat Galerisi’nde 4 kadının resimleri sergileniyor. 4 değişik tarz...
Gül Alpata cumhuriyet kadınlarını tuvale yansıtmış; Latife Hanım, Türkiye’nin ilk dünya güzeli Kerime Halis, ilk Avrupa güzeli Günseli Başar ve diğerleri.
Nilgün Sarıoğlu nasıl da gençlik ışığı olan kadın tabloları yapmış.
Dilek Talu “caz” müzisyenleri için fırçasını ve paletini kullanmış. Nuran Karagülle ise İtalyan şehirlerinden ilginç sokaklara götürüyor resimleriyle.
Tabloların kenarlarında kırmızı noktalar dikkatimi çekti. Epeyce satış olmuş.
İlayda ilgisi çok bir sergi düzenlediği için de keyifliydi. Ben çıkarken galeriye Hıncal Uluç ve dostları giriyordu. Hıncal “iyinin” kokusunu alır.