Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

GÜNÜN konusu futbol... Estonya maçı öncesi yazıyorum...
Brezilya -umut- biletleri benim kişisel gündemim.
Futbol için birkaç paragraf...
Türkiye’de yıllarca top koşturan ünlü bir yabancı futbolcuyla birkaç yıl önce “çok özel” söyleşmiştik.
Adını yazmayacağım.
Kimse kızmasın, sadece düşünelim...
İlk cümlesi aynen şöyleydi: “Avrupa’da futbol oynamak zor.
Türkiye’de ise çok çok çok zor...”
Nedenini sordum.
Aziz Nesin’in Türkiye’de “zeki insanlar yüzdesi” için ne söylediğini hatırlayın.
İşte tespiti:
“Takımdaki 11 futbolcunun tamamı veya hiç değilse çoğunluğu aynı futbol zekasına sahip değilse birkaç ışıklı adamla olmuyor...”
........................
Çocuk yaşta futbolcuları alıp yetiştiren, Avrupa spor okullarında kapıları “İPS” şifresi açıyor.
Şifredeki bu üç harfin anlamları şöyle:
İntelligence: (Zeka)
Personality: (Kişilik ve futbol da -stil- dediğimiz özgün tarz)
Speed: (Fiziki hız ve karar hızı)
Bu üç harften biri eksikse çocuk geri çevriliyor.
Atatürk’ün “ben sporcunun zeki ve çevik olanını severim” söylemini de hatırlayın.
Sakın buradan “bizim futbolcuların çoğunda zeka çıtası aşağıda” gibi bir anlam aramayın.
O ünlü yabancı futbolcunun söyleminden benim yaptığım “çıkartım” şöyle:
“Daha küçük yaşlardan futbol zekasını geliştirecek eğitimin verilmesi...”
Amaç futbolcuya “saniyede/salisede en doğru karar” yetisini kazandırmak.
İster savunmada, ister orta sahada, ister golü koklamakta...
Işık hızıyla düşünmek ve karar almak çok önemli.
Yeşil sahada başarı notalarının “sol anahtarı” bu.

Haberin Devamı

HARVARD ÖRNEĞİ
Harvard Üniversitesi’nde iş idaresi masteri yapan bir arkadaşım-dan dinlemiştim.
Her gün en az 150 kez “saniyeler, saliseler içinde en doğru kararı verip uygulamak” çalışmaları yapılırmış.
Öyle sadece “borsa, para kurları, iktisadi kriz yönetimi, çapraz kurlar” gibi iş idaresi alanlarında değil.
Çok farklı alanlarda yapılırmış bu çalışmalar.
Örneğin...
“Uçak pilotusun içeri bir terörist girdi sana talimatlar yağdırıyor” diye başlayan ve o çeşitli talimatlara göre anında en doğru hareketinin ne olacağını sorgulayan çalışmalar.
Veya...
“Doktorsun bulunduğun köyde çok hızlı yayılan bir ölümcül virüs var” girişiyle, anında kararı, kritik seçenekler arasında sıkıştıran sorular.
......................
Futbol zekası için de buna benzer “hızlı düşünme, ani karar” çalışmalarından söz ediyorum.
İnsanımız ve elbette futbolcularımız zekidir ama zihni besleyecek eğitime ihtiyacı ıskalanmasın.
.......................
Bunlara bir de “ortak aklı, kolektiflik şuurunu, sorumluluk almak ve paylaşmak bilincini” de eklemeliyiz.
.......................
Yazının başında sözünü ettiğim o yabancı futbolcuya -ki Galatasaraylı değil- Fatih Terim’i sormuştum.
Cevabı “o büyük bir hoca, hem baba, hem abi, hem psikolog” olmuştu.
Sahi...
Futbol takımlarının bazılarında “psikologlar” da görevliydi.
Şimdi var mı?
Hangilerinde, hangisinde?
Futbolcunun hatta genelde tüm sporcuların zayıf noktası olan “Aşil topuğu” psikolojik durumlarıdır.
Başarılarla yıldızlaşıp uçuşa geçtiklerinde ya da dibe vurduklarında hep psikolojik yardıma ihtiyaçları var.
Hani...
Aşil‘e ok işlemezmiş, sadece topuğundan vurulabilirmiş ya...
Öyle bir durum.
“Topuk” sadece “topuk pası” veya “Aşil tendonu yırtılması” değil.
Böyle bir önemi de var.