Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Hristiyan dininde “kıyameti haber verecek mahşerin dört atlısından” bahsedilir. 

Beyaz at İsa’yı temsil eder. 

Kızıl at kan ve savaşı. 

Siyah at kıtlığı. 

Solgun renkli at ise salgın hastalıkları ve ölümü. 

Yazının başlığını “Futbolun üç atlısı” yazdım. 

Dördüncü atlı gelecek mi bilmiyorum ama “futbolda kıyametler” kopuyor. 

Özellikle Suudi Arabistan astronomik paralar ödeyerek dünya yıldızlarını kendi ligindeki takımlara aldı. 

Sadece Ronaldo’ya 400 milyon dolar. 

Manchester City’nin koçu Pep Guardiola’ya göre futbolda “sismik bir hadise” bu. 

Haberin Devamı

………………… 

Messi’nin Miami İnter’e gidişiyle birlikte başka yıldızlar da onu izledi. 

Miami yeni bir futbol kutbu olmak yolunda. 

Futbolun üç atlısı

………………….. 

Ve Almanya’yı 4-1 yenmesiyle birlikte Japon futbolu “sıcak bir gündem” oldu. 

Ramp ışıkları Japon futboluna yöneldi. 

Japonya’nın hedefi Dünya Kupası. 

Avrupa’nın ünlü ve köklü futbol kulüplerinde 18’den fazla Japon futbolcu ilk 11’lerde yer alıyor. 

………………… 

Ekonomide, uluslararası ilişkilerde olduğu gibi futbolda da “çok kutuplu” yapılanma oluşmakta. 

Önce… 

Bu saydıklarımdan sonuncusu olan Japonya’yla başlayalım. 

HUZUREVİ DEĞİL 

Japon liginin genel menajeri Takeyuki Oya iddialı ve sert konuşuyor: 

“Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Çin ve Suudi Arabistan’daki liglerden farkımız, Japonya’nın bir huzur evi değil, yetenekler için bir kreş olmayı hedeflemesidir.” 

Yani… 

“Onlar Avrupa’da futbol hayatlarının sonuna gelmiş şöhretleri büyük paralarla alıyor, onların kulüpleri huzurevi gibi. Biz ise kendi gençlerimizi yıldız yapıyoruz” mesajını vermekte. 

Japon Milli Takımı daha yeni Almanya’yı 4-1 yendi. 

Bizim Milli Takımımızı ise 4-2. 

Bu mucize gibi performans nasıl gerçekleşti. 

The Japon Times şöyle yazıyor: 

“Samurai Blue (Mavi Samurai)” sadece Almanya değil eski Dünya Şampiyonu İspanya’yı da yendi. 

E grubunda zirveye çıktı. 

Japonya’da futbol 1873’te İngiliz Deniz Subaylarının izniyle başlamıştı. 

Tüm Japonya liseler arası futbol turnuvası ve imparator kupası 1917 ve 1921’de kurulmuştu. 

Futbolun üç atlısı

100. yıllarını kutladılar.

…………………. 

Ancak gelişiminin kilometre taşı 1990’larda profesyonelleşmedir. 

Haberin Devamı

1964 Tokyo Olimpiyatları öncesinde Japonya Futbol Federasyonuna Teknik Danışman olarak Almanya’dan alınan Dettmar Cramer yetkililere “futbolu güçlendirmek için ulusal bir lig kurun” çağrısında bulunmuştu. 

İlk futbol ligi 8 kulüpten oluşuyordu. 

Bölgesel ve valilik ligleri oluştu. 

Japon futbolu büyüdü, milli takımı da gelişti. 

Kurumların kulüpleri Asya turnuvalarında kupalar kazandı. 

Ancak Japon ekonomik balonunun patlayışıyla birlikte sendeledi. 

Gene de 1998 de Japon ligi 18 takıma çıktı. 

Ardından ikinci ve üçüncü Japon ligleri kuruldu. 

Artık Japonya’nın her yerinde her ilinde, ilçelerinde çok sayıda futbol kulübü var. 

Futbolun üç atlısı

Bununla beraber asıl Dünya sahnesine çıkış 2010 Dünya Kupasıyla oldu. 

Japon Milli Takımı’nın 23 oyuncusundan 6’sı Avrupa kulüplerine transfer oldu. 

2014’te bu sayı 12’ye, 2018’de ise 14’e yükseldi. 

Artık… 

Gençler arasında bir zamanlar Ronaldo ve Messi ilahlaştırılırken artık onların yerini Japon yıldızları Takefusa Kubo ve Takumi Minamino aldı. 

TEZ YAZAN FUTBOLCU 

Haberin Devamı

Kaoru Mitoma için ayrı bir bölüm açmak gerek. 

İngiltere’de Brighton’da “ayın oyuncusu” ödülünü kazanan Mitoma’ya kulübü bir de Porche araba hediye etmişti. 

Mitoma Japonya’da üniversite futbol takımında oynarken bir yandan da devam ettiği Beden Eğitimi Fakültesi’nde bir tez yazdı. 

Tez konusu “top sürme becerileri” üzerineydi. 

Antrenmanlarda takım arkadaşlarının başlarına kameralar takarak onların nereye, neye baktıklarını ve rakiplerinin de onlara nasıl baktığını gözlemledi. 

Sonuç… 

İyi dripling yapanlar topa bakmıyor, aksine topu ayaklarında hapsederek koşuyor. 

Dripling yapan oyuncu karşısındaki savunmacının vücudunu hareket ettirebilirse başarılı top sürme şansını arttırıyor. 

Futbolun üç atlısı

AKADEMİLER 

Tekrar Japon liglerine dönelim. 

Her kulübün 15 yaş altı ve 18 yaş altı gençlerle kendi akademilerini kurması zorunlu. 

İlk 11’lerde en az iki yerli ve bir 21 yaş altı oyuncusunun bulunması da… 

Akdemi mezunlarını geliştirip oynatan kulüpler ayrıca ödüllendiriliyor. 

Bugün Japonya U20 Takımında Barcelona, Bayer Münih ve Real Madrid gibi üst düzey kulüplerde oynayan gençler yer almakta. 

Kısacası Japon futbolu önemli mesafeler alıyor, günümüzün söylemiyle “organik büyüyor…” 

………………….. 

Ve bir özel not daha… 

Japon Milli Takımı’nın futbolcuları ister kendi ülkelerinin stadyumlarında, ister deplasmandaki stadyumlarda olsun kullandıkları soyunma odasını temizleyip pırıl pırıl yapmadan bırakmıyorlar. 

Japon taraftarlar da “holiganlık” yok. 

Kadınlar ve erkekler hoş sloganlar atarak futbol maçlarını güzel bir hobiye dönüştürmüşler. 

Japon futbolu bu nedenle de saygın. 

Futbolun üç atlısı

PETRO DOLAR VE FUTBOL 

Le Monde’de “Suudi Arabistan transfer pazarındaki depremden” söz edilmekte. 

Japon Teknik adamının yukarıda belirttiğim “huzurevi” söylemi tam gerçeği yansıtmıyor. 

Gerçi Suudi Arabistan’da Karim Benzema ve Ronaldo gibi yaşlanan Dünya yıldızları dikkat çekmekte ama onların yanı sıra N’Golo Kante, Firmino, Jordan Henderson, Kalidou Koulibaly gibi 30’lu yaşların başındaki çok iyi oyuncular da var. 

Dahası E.Mendy, S.Mane, M. Brozovic gibi hayatlarının baharında olan futbolcular da… 

Hepsi Avrupa’nın en iyi takımlarında oynayabilirler. 

Fofana, Savic, Ruben Neves, Jota gibi futbol yaşamlarının en iyi döneminde olanlara da ayrıca işaret edeyim. 

Suudi Arabistan’ın Al-Nassr, Al-Hilal, Al-İttihad ve Al-Ahli kulüpleri çok yüksek para kaynaklarına sahip. 

Suudi Arabistan Avrupa’yı da kapsayan bir “süper ligi” hayata geçirmeye odaklanmış bulunuyor. 

2022’de golf sporunda ayrılıkçı bir lig kurabildi. 

Petro dolar oluk oluk akarken futbolda yeni bir kutup oluşturma hamlesi bir fantezi değil. 

Suudi Arabistan için yeni imaj oluşturma projesinin bir parçası. 

“ROKET YAKITI” MESSİ 

Messi, Suudi Arabistan’dan önerilen 500 milyon dolara rağmen Miami İnter takımına geçti. 

Ayrıca Barcelona’daki eski takım arkadaşlarından Sergio Busquets ve Jordi Alba’da ona katıldı. 

Kulübü Miami İnter’e ve Miami Spor Endüstrisine katkısı “roket yakıtı” olarak tanımlanıyor. 

Messi’nin kulübün pembe formasını giydiği ilk maçında bilet fiyatları ortalama 300 dolardı. 

Kulübün geliri, Messi adlı “roket yakıtı” performansıyla iki kat artma yolunda. 

Miami futbolunun prestij yükselişi de dikkat çekici. 

FİFA 2026 Dünya Kupası öncesinde Miami’de büro açmak için görüşmelere başladı. 

Kuzey ve Orta Amerika, Karayipler Futbol Federasyonu CONCACAF zaten bu şehirde. 

Miami futbola yatırımlar için zengin bir Pazar. 

Nüfus sayımına göre şehirde yaşayanların yaklaşık yüzde 70’i kendilerini “hispanik” veya “Latin” olarak tanımlıyor. 

Miami bir “göç cenneti.” 

İspanya’nın, İngiltere’nin önemli kulüpleri Miami de özel maçlarda oynuyor.  

Ayrıca… 

“Grand Prix”i Miami de. 

Tenis’te Miami Open’ı, Key Bisayne’den çekip aldı. 

Bunlar futbol dışında ama dikkatleri Miami’ye çeken etkinlikler. 

Şimdi Miami insanı “daha çok Avrupalı futbol yıldızı” istiyor. 

Sonuç… 

Financial Times’e göre “insanlar Miami’deyken kendini Barcelona, Mexico City veya Buenos Aires’te” gibi hissediyor. 

………………….. 

İşte bu da futbolda çok kutuplu dünya.