YUNANİSTAN’la milli maç öncesi yaşananlar hem üzdü, hem utandırdı.
Yunanistan milli marşı çalınırken tribünlerden gelen ıslıklar, atılan sloganlar için “uygar aklın” kabul edebileceği hiçbir gerekçe olamaz.
Tek tük de olsa Ezan-ı Muhammedi’nin ilk sözleri olan “Allahu ekber” sesleri de tam IŞİD’in Paris katliamı yankıları sürerken “zamanlamasıyla” talihsizliktir.
Batı toplumlarında “İslam karşıtlığı” dalga dalga kabarırken, laik Türkiye’yi tepkilere hedef olmak riskine açmıştır.
Ayrıca...
Yaygınlaşma ve salgına dönüşme tehlikesini de görmeliyiz.
Tribünlerin siyasileşmesi ve siyasetin tribünleri ele geçirmesi kar topu gibi yuvarlanarak “çığa” dönüşebilir.
Futbolun siyasetle kirletildiği örnekleri yansıtayım ki kaygı duyulması gereken tehlikeyi abartmadığım görülsün.
SOL VE FUTBOL
SOLCU entelektüellere göre bakın futbol nedir?
Futbol, halk yığınlarının devrimci güçlerin enerjisini, heyecanını yeşil sahalara yönlendirir. İşçi sınıfı futbol topu tarafından hipnotize edilerek bilincini yitirir. Futbol kulüpleri toplum çelişkilerini gizlemek amaçlı burjuva entrikasıdır. Toplulukları daha çocuk yaşta baskı altına almak için kurulmuş bir emperyalist tezgâhtır.
......................
Tam tersi örnekler de var.
Örneğin:
Arjantinde Argentinos Juniors kulübü 1 Mayıs günü asılan anarşist liderlerin anısına “Chicago şehitleri” referansıyla kuruldu.
Chacarita kulübünün kuruluşu için de 1 Mayıs günü seçilmişti.
Mekân ise Buenos Aires’teki anarşistlerin devam ettiği kütüphaneydi.
SAĞ VE FUTBOL
SİYASETİN malzemesi olarak futbol için başka örneklerle devam.
İtalyan Milli Takımı 1934-1938 dünya kupalarını -faşist lider Mussolini adına kazandığını- açıklamıştı.
Oyuncular maç öncesi tribünlere doğru uzattıkları ellerinin ayalarıyla -faşist selamı- veriyorlardı.
......................
Hitler dönemi Nazi Almanyası için futbol “ülke sorunuydu.”
Tarihten bir sayfa çevireyim...
Ukrayna, Alman işgali altındaydı.
Ukrayna ve Alman takımları sahaya çıkmadan önce Ukraynalı futbolculara “kazanırlarsa ölecekleri” söylendi.
Sahaya bu tehditle, “kaybetmeye razı, korkudan ve açlıktan titreyerek” çıktılar.
Ancak...
Dakikalar ilerledikçe “saygın olmak” içgüdüleri onlara egemen oldu.
Maçı kazandılar.
Sonrasında üzerlerinde üniformalarıyla birlikte bir çukurun dibinde 11’i de kurşuna dizilerek öldürüldüler.
Ukrayna’da bu olay için Dinamo Kiev’in 1942’deki oyuncuları anısına dikilmiş bir anıt vardır.
......................
Futbolda ırkçılığa da işaret edeyim. Güney Amerika kulüplerinde “siyah futbolcu” yasağı vardı.
1916 yılında ilki düzenlenen Güney Amerika Şampiyonası’nda Uruguay, Şili’yi 4-0 yenerek hezimete uğratmıştı.
Uruguaylı Isabelino Gradin 4 golden 2’sini atmıştı.
Bunun üzerine Şili heyeti “Uruguay takımında iki siyah Afrikalının oynadığı” gerekçesiyle maçın iptali için başvuruda bulundu.
......................
Futbolun yeşil sahaları akciğerlerimizdir.
Kirlenmemeli.
......................
Not: Bu yazıda anlattıklarımı ve çok daha fazlasını Eduardo Galeano’nun “Gölgede ve Güneşte Futbol” adlı kitabında okuyabilirsiniz.