Yeni CHP nedir? Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte ilk değişiklik, “mobil lider” görüntüsüdür.
Kılıçdaroğlu genel başkan seçildiği günden bu yana Türkiye’yi dolaşıyor.
İl il, ilçe ilçe, mahalle mahalle...
Halkla iletişimi “göz göze” ve “dokunarak...”
Yakın çevresi de onun bu yöntemini uygulamakta.
“Avare kasnak” değil, bilinçli bir “bayrak gösterme” eylemi bu.
“CHP var ve ayağınıza geliyoruz işte” mesajı bu.
Hareketin ürettiği enerji hissediliyor.
Kılıçdaroğlu “CHP’nin hiç girmediği” coğrafyalara da uzandı.
Özellikle bir zamanlar CHP’nin kalesi olan ama zamanla elinden kayan Güneydoğu’ya gezileri zemin yapmaya başladı.
“Etnik” damardan BDP, “ırk değil ümmet” damarından AK Parti arasında alan bulmak zor ama bu ikisinin dışında seçenek arayan kesimler CHP’ye sıcak bakıyor olabilir.
YENİ MERKEZ
Kılıçdaroğlu ile “Yeni CHP” seçmendeki “eksen kaymasına” teşhis koymuş görünüyor.
Siyasette “merkez” daha sağa kaymıştır.
CHP’nin “orta sol” konumunu bu yeni “merkez” koordinatlarına göre güncelleyerek tanımlamış.
Aday listelerinde yadırgananlar ve “bunlar düpedüz sağcı, sosyal demokrat partide ne işleri var” tepkilerine hedef alınanlara bir de bu açıdan bakılmalı.
Benim de “olmadı” diye düşündüğüm birkaç isim dışında diğerleri “merkezin” güncellenmiş yeni tanımıyla yorumlanmalı.
Sadece bazı adaylar değil, başka tavırlar da eksen kaymasının sonucu olarak görülmeli.
“Başörtüsüyle yükseköğrenim...
Laikçi olmayan laik duruş...
Cemaatler karşısında köşeli olmamak...”
Siyaset tartışmalarını bunlara odaklı olmaktan çıkararak CHP önyargı bariyerine takılmamayı hedefliyor.
PROJE ÇANTASI
Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP topluma somut ve çekici projeler sunuyor.
Bu da yeni.
“Aile sigortası, yeni askerlik modeli” gibi toplumun geniş kesimlerinde ilgi uyandıran vaatler ses getirmekte.
AK Parti’nin orantısız tepkileri bu projelerin promosyonu oldu.
Topluma ulaşımı yaydı.
Ses getirecek başka projelerin olduğu izlenimlerini aldım.
AK Parti’nin gündemine sadece “HAYIR” modeli muhalefetten kendi gündemini dayatan CHP’ye geçiş bu.
SİYASET MİTOLOJİSİ
Ancak...
Amacını aşan söylemler, gereksiz kuşkular üreten sahiplenmeler, ne eksen kayması nedeniyle “yeni” merkez tanımıyla bile izah edilemeyecek bazı aday isimleri, CHP’ye önemli katkıları olabilecek -Ercan Karakaş, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın gibi- değerlerin dışarıda bırakılması, Kürt ve Alevi sorunlarında ay ışığı gibi solgun kalınması, ortalığı hallaç pamuğu gibi atan birkaç dosya yokluğu.
Sonu belli bir seçimin yavaş gösterilen bir film gibi sıkıcı olacağı da görünüyor.
CHP’ye yüzde 42 oy kazandıran, en büyük parti yapan “Ecevit” olayını başından sonuna gazeteci olarak izledim.
Ecevit rüzgârı Türkiye’nin tozunu alıyordu.
“Karaoğlan” siyaset mitolojisinde efsane oldu.
Öyle bir heyecan var mı?
Dalga dalga kabarıyor mu Türkiye insanı?
Liderinin rantını toplayan seçim sonuçlarından emin başarıya doymuş bir AK Parti ve yüzde 30’un üstüne çoktan razı bir CHP...
Belki milletvekillerinin yüzde 60’ı çizik yediği için yeni adaylar ağır havaya esintiler getirebilir ama o da ne kadar?