Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı açıklama geç bile kalmıştır.
Hukuk tartışırken, hukukun en önemli ilkelerinden birini hatırlatmıştır.
Hukuk tartışmak bir şeydir. Anayasa Mahkemesi üyelerini ve hukuku kendisi gibi düşünmeyenleri hedef gösteren yayınlar çok daha başka...
Başörtüsü için karar veren Danıştay dairesine baskın ve üyelerine kurşun yağdırılması kulaklara küpe olmalıydı. Yargı, üniversite, ordu, medya “hedef” atışlarıyla delik deşik edilirlerse, sistemi ayakta tutmak çok zor olur.
Vebali büyüktür.

Haberin Devamı

RUS MODELİ MAFYA
Gorbaçov’un son aylarıydı...  Gecenin geç saatlerinde kaldığım otele girerken giriş kapısında iki genç Rus yolumu kesti.
Tek kelime ettiler “mafya...”
Belli ki korkutup üzerimde ne varsa almaya niyetlilerdi. Birkaç kadeh votka devirmiştim. Onun verdiği cesaretle sert bir bakış attım, yüksek sesle “Cosa Nostra” cevabını verdim ve ikisi arasından sert adımlarla yürüdüm. Şaşırdılar. Öylece kaldılar. Daha sonra Moskova’daki Türk arkadaşlarıma bunu gülerek anlattım.
“Herhalde mafyaya özenen çaylaklardı bunlar” yorumumu da ekledim. Arkadaşlarım uyardı.
“Bu karşına çıkanlar belki çaylak gençlerdi. Ama bundan sonra dikkat et, Rusya’da türeyen mafya çok kan dökücüdür.”
Moskova’daki kazanç yollarından biri de, “kimsesiz yaşlıları yok etmekti.”
Akrabası, yakınları olmayan yaşlıları tek tek saptamışlardı. Önce tehditle oturdukları evleri kendi adamlarının üstlerine geçiriyorlardı. Sonra da bu yaşlı insanları öldürüyor, bir yerlere gömüyorlardı. Gasp ettikleri evleri elden geçirtiyor, modern bir konut haline getiriyorlardı. Yüksek fiyatlarla satıyorlardı. Öyle üç beş tane değil, binlerce, belki on binlerce ev. Büyük para kazanıyorlardı.
Gazetelerde yayımlanan son haberlere göre bu “Rus modeli” Türkiye’deki mafya özentileri tarafından da uygulanmaya başlamış.
Yaşlı ve kimsesiz insanlarımızı saptıyor, onların taşınmazlarını kendi üstlerine geçirdikten sonra öldürüyorlarmış. Bilinmeyen yerlere gömüyorlarmış.
Bu işler öyle otel önünde “mafya” diyerek yol kesen çaylakların işi olamaz. Bürokrasiden, özellikle tapudan hatta güvenlik güçlerindeki bazı birimlerden destek gerekir.
Nitekim gözaltına alınanların arasında bir tapu müdürünün bulunması bu kuşkuyu vurguluyor.
Tapu birimleri noterlik gibidir. Çok güvenilir olmak durumundadır.
Ancak...
Ne yazık ki sayıları giderek artan bir soru işaretleri dizisi özellikle sahil yörelerinin bazı tapu daireleri üzerinde yoğunlaşmakta.

Haberin Devamı


AH GÜZEL İSTANBUL

Geciken uyarı


Alta Fine Arts’ın yöneticisi Özlem Ünsal’dan bilgi aldım.


City’s karşısındaki Sofa Hotel’in terası bana gene “Ah güzel İstanbul!” dedirtti.
İstanbul’a tepeden bakan bir Nişantaşı keyfi.
Önümüzde Boğaz’dan Marmara’ya uzanan deniz, bu güzellikleri kucaklıyor.
Akşamın limonata gibi serinliğinde hoş saatler geçti.
Davetin nedeni Art&Lounge’ın ev sahipliği yaptığı resim ve heykel sergisi. Düzenleyen Alta Fine Arts...
Özlem Ünsal’ın anlatımıyla sergiyi gezdim. Ünsal, Mimar Sinan Sanat Tarihi’nden sonra Art Management üzerine mastır yapmış. Alta Fine Arts‘ın yöneticisi.
Mermer ve bronz heykeller ilgi çekiciydi.
Andy Warhol‘ün “GERENIMO” adlı tablosu ise serginin yüzük taşı gibiydi. Pop-artın babası sayılan Andy Warhol, sanat eserinin çoğaltılabileceğini iddia eden ve uygulayan bir isim. Buna karşılık, Philippe tam aksi görüşte. Bunun için Andy Warhol‘ün resimlerini tekrar üretmiştir ama serigrafi (baskı) yerine fırçasını ve boyasını kullanmıştır.
Alta Fine Arts da bu örnekleri Warhol‘ün tablosunun iki yanında sergiliyor.
Yazacak çok şey var ama en iyisi gidip görmek.