Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TAKSİM Gezi’si aktivist profili “körler diyarından fil tarifine” dönüşmesin.
Bilinen hikayedir.
Filin bacağından tutan “fil bir sütundur”, kuyruğundan tutan “fil bir halattır”, kulağını tutan “fil yelkendir”, hortumunu tutan “fil kalın bir hortumdur” dermiş ya...
Taksim’de açılan TKP (Türkiye Komünist Partisi) ya da illegal şiddet örgütü flamalarını görüp “Gezi Parkı elemlerinin bunlara ait olduğu” söyleniyor.
CHP, BDP, İP’lilere bakarak hareket onlara mal ediliyor.
Peki o Gezi Parkı’ndaki binlerce “uygar protesto” örneği verenler?
Ha onlar mı?
Körler diyarında fil tarifi yöntemiyle Gezi Parkı eylemlerini okuyamayanlara göre onlar “azınlıktaki bir avuç hayalperest naif!”
Oysa...
Durum tam tersi...
CHP, BDP, İP, TKP, yasa dışı şiddet örgütleri daha önce vardı, şimdi de var.
Eskiden olmayan tek “yeni” Gezi Parkı’nda hareketin çekirdeği “uygar protestler...” Ve onların etrafında koza misali sarılan tüm Türkiye’deki “ruh ikizleri...”
İşte asıl görülmesi gereken gerçek budur.
Türkiye’ye internet 20 yıl önce geldi.
Çekirdeği Gezi Parkı’nda oluşan bu aktivistler ve Türkiye’deki ruh ikizleri internet neslidir.
Hatta onların aileleri de...
Türkiye’yi -daha önce de yazmıştım- “dijital demokrasiyle” tanıştırdılar.
Gezi Parkı’nda paranın konuşmadığı herkese açık, yiyecek stantları, meşrubat köşelerim ve revir, ilaç setleri kuran, Miraç Kandili’nde kandil simidi dağıtan, topluca yoga yapan, gitar çalan, kitap okuyanlar. Kısa şortlu ya da bermudalı, mini etekli ile başı örtülülerin birlikte sabahladıkları yeni bir tepki grubu...
Büyük çoğunluğu bir partiye ait hissetmiyor kendini.
Onları bir araya getiren ortak payda “yaşam tarzıma karışma, farklı yaşam tarzı dayatma” tepkisidir.
İleri demokrasilerde bulunan özgürlükleri istemektir.
Ağacı, yaprağı, böceği seven, tüm canlılara saygı duyan 21’inci yüzyıl “çiçek çocukları”dır.
Yasal ve demokrasi çizgisi, şiddete karşı olmak rotadır.
Yani...
Hareketin fantezisi, köpüğü değil, “omurgası” ve “mayası” onlar.
Bu yeni protesto profiline dışarıdan eklemlenmek çabasıyla yasa dışı örgütler, AK Parti’ye karşı siyaset yapmakta kullanmak için muhalefet partileri olduğu görünüyor.
Ama...
Zaten her toplumsal çalkantıda görünen o aktörlere kimse takılmasın, Gezi Parkı’nda siyasetin kurallarının yeniden yazılacağı eşikteki “dijital demokrasi” işaretleri veren Gezi Parkı iyi okunmalıdır.
Yerkürede artık şiddet inişte.
CERN laboratuvarında “Tanrı parçacığı” üretilen 21’inci yüzyılda, “dijital devrim çağının” insanları da “Gezi Parkı çekirdeği” gibi demokrasinin “bozon parçacıklarını” hayata geçiriyor.

GEZİ DİRENİŞİ VE BARIŞ SÜRECİ
AĞACIN, çimenin, çiçeğin de bizler gibi canlılar olduğu, korunması gerektiği gibi yüksek duygularla oluşan demokratik tavır, mecra değiştirmeye zorlanıyor.
“Vandalizmin” şiddet ve yakıp yıkma örnekleri yasal vadide oluşuvermiş bu tertemiz lagüne karışan atık pis sular gibi.
Dünyanın her yerinde yeşile saygıyı sergileyen Gezi Parkı türü aktivist eylemleri olur.
Sempatiyle ve saygıyla karşılanır.
Ama...
Bu hareketi kirletecek pis su akıntıları nedeniyle faturalar çıkmaya başladı.
Borsa, faiz, döviz, turizmde rezervasyon iptalleri kuşku üretiyor.
Bir diğer rahatsızlık veren konu, “gelişmeler barış sürecini etkiler mi” eksenindeki soru işareti.
Hiç kuşku yok bunu yapmak isteyen tezgah hazırlıkları vardır.
Ancak... Karamsar değilim.
Provokatif tezgahlarla sonuç almaları çok uzak ihtimal.
Çünkü... Bir dizi konjonktürel nedenin yanı sıra Türkü ve Kürdüyle tüm Türkiye insanı artık kanın durması gerektiği inancında.
Zamanın ruhuna aykırı bu tertiplerin şansı, “yok” denecek kadar minimal.
Gezi Parkı’nın “artı demokrasi” hareketi ise zaten özünde ağaç, çiçek, insan, böcek tüm canlıların yaşamı için var.
Barış sürecine “çelme” hayalini kimse görmesin.