Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CİVAOĞLU

Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden "30 Aralık'ta, 3 ay sonra emekli oluyorum" dedi.
Emekliye ayrılırken son büyük misyonu RP'nin kapatılma davası...
Herhalde...
Bu karar alınacak... Ve Özden emekliye ayrılacak.
RP davası görülmekte olduğu için bu konu üzerinde yazmıyorum.
Sanırım...
Özden'in yeni misyonu polikitanın yukarı basamakları olacak.

Yekta Güngör Özden'i bundan 35 yıl kadar önce Ankara Işıklar Caddesi'ndeki yazıhanesinde tanımıştım.
Genç, idealist, atılgan ve yükselme hırsı olan bir avukattı.
Ticari davalarla para kazanma amacında değildi.
Siyasetle daha ilgiliydi.
Kamu hukukuna, baroya ve devrin yükselen değeri orta sol CHP'ye yakındı.
Mütevazı bürosuna, o sırada Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nin başkanı olan sevgili dostumuz merhum Beyhan Cenkçi'yle gitmiştik. Ben de çiçeği burnunda gazeteciydim.
Yanılmıyorsam konu, Özden'in Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nin hukuk müşavirliğini alacak olmasıydı.
Bu, her genç avukatın severek adım atacağı bir basamaktı. Zevkli ve moral tatmini olan ilişkiydi.
Nitekim, Özden'in CHP'ye hukuk müşavirliği de gerçekleşti.
Birkaç yıl sonra da, baroda parladı.
Nihayet, Anayasa Mahkemesi üyeliği ve başkanlığı...
Hiç ödün vermeden... Titrek ya da kırık çizgisi olmadan, 40 yıla yakın bir hukuk kariyeri.
Çağdaş, laik, Atatürkçü, sosyal demokrat ağırlıklı bir dünya görüşü.
Yekta Güngör Özden, şimdi bu kariyerin sonlarına geldi.
Bu deneyimlerinin ışığı altında bir kişisel karşılık beklemeksizin görüşlerini sıralamakta.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'le "partiler, milletvekilleri, bakanlar ve başbakanlar hakkında soruşturma, yargılanma" bağlamında bir süre söyleştik.
Yeni eğilimlerden biri, siyasi partilerin mali durumlarının Sayıştay tarafından denetlenmesi.
Özden buna karşı.
"Sayıştay'ın zaten Meclis emrinde çalıştığını" söylüyor.
"Bunun yerine Cumhuriyet Başsavcılığı'nda, uzmanlardan kurulan bir denetim biriminin oluşması" taraftarı.
Bu birim, siyasi partilerin mali durumlarını denetleyebilir... Gerekirse Başsavcı, o denetimden sonra siyasi partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde dava açabilir.
Bu denetimi kendisinin yapması, yüce mahkemeyi, hem savcı, hem yargıç haline getiriyor.
Bu yanlış.

Bir diğer görüş, bakanların, başbakanların Yargıtay'ın özel bir dairesinde yargılanmaları yolundadır.
Özden'e göre bu da yanlış.
Bu durum, başbakanları ve bakanları, Yargıtay Başsavcısı'nın iki dudağı arasında tutabilir.
Özden'e göre doğru olan, Meclis'in kararıyla gene Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmaları.
"Aksi halde kimse Başbakan ve bakan olmayı istemez"
diyor.
Seçilmiş bir parlamenterin, memurun insafına bırakılması yanlış olur kanısında.
İktidar çoğunluğunun yargısız infaz gibi görünen bu konudaki kararlar için savunması şöyle:
İster bakan, ister başbakan olsun, Meclis'in dokunulmazlığın kaldırılması ve Yüce Divan'a sevk kararı alması için vasıflı oya ihtiyaç var.
276 oy gerekiyor.
Sadece siyasi eğilim ve iktidar çoğunluğuyla bu rakamın kolay sağlanamayacağı görüşünde.

Güngör'e göre "milletvekili dokunulmazlığı ve sorumsuzluğu iyi düzenlenmeli."
Sorumsuzluk,
Meclis çalışmaları sırasında söylenenlerin, Meclis dışında da tekrarlanması halinde, parlamenterin sorumlu sayılmamasıdır.
Buna karşın dokunulmazlık, milletvekilinin işleyebileceği adi suçlarla ilgilidir.
Adi suç işlenmesi halinde, bir ayrıcalık olmaksızın normal mahkemeler, sanık milletvekilini yargılayabilmelidir.
Ayrıca, Meclis tarafından dokunulmazlığının kaldırılması gerekmez.
Yargı süreci sonunda verilen cezaya göre, milletvekilliği sıfatı sürer ya da düşer.
Örneğin...
Sıradan bir trafik suçu işlemişse, milletvekilliğinin düşmesi gerekmez.
Ancak, yüz kızartıcı ve ağır cezayı gerektiren bir suç sabit olmuşsa, milletvekilliği düşer ve hapse girer.


Özden'e göre milletvekillerinin adi suçlar için Yargıtay'da özel bir dairede yargılanmaları yanlıştır.
Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan olarak yargılama yapması ise, doğru olanıdır.
Çünkü... Anayasa Mahkemesi üyeleri arasında barolardan, yüksek mahkemelerden, Askeri Yargıtay ve Askeri Danıştay'dan, cezacılardan, Sayıştay'dan, vs. çeşitli kaynakları temsilen gelmiş Yüksek Hakimler bulunmaktadır.
Bunlar her alanda suç iddialarını inceleyebilecek yetenekte bir kurul oluştururlar.
Özden'
in bu anlattıkları tartışılabilir.
Karşıt görüşler de vardır.
Ve asıl önemli olanı da, tartışılması gereğidir.
Çünkü... Madem siyasetçilerin ve siyasi partilerin yargılanmaları bağlamında görüşler ve formüller üretiliyor...

Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr