TBMM Başkanlığı seçiminin arkasındaki gölge oyununa bir göz atalım.
"MHP adayı olarak neden Ömer İzgi gösterildi?"Baş etken,
DSP'nin onu tercih etmesiydi.
İzgi, gerçi
MHP'de
Bahçeli Genel Sekreter'ken, onun yardımcısıydı.
Yani
"yılların MHP'li"si...
Ama...
İlk gençlik yıllarında çok eski bir
CHP'li olarak
DSP'lilere daha yakın göründü.
Grup Başkan Vekilliği döneminde de
DSP grubuyla iyi ilişkiler kurmuştu.
MHP'nin diğer aday adayı,
Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu idi.
Çakmakoğlu, bakanlık süresinde iyi sınav verdi.
Orduyla da düzeyli bir diyalog kurmuştu.
Devlet deneyimi var.
Fakat...
Başkanlığa aday gösterilirse bu kez ortaya
"kim Milli Savunma Bakanı olacak?" sorunu çıkabilirdi.
Diğer olası aday
Murat Sökmenoğlu da
Başkanlık Divanı sürecinden geçen, deneyimli bir isim.
Ama,
İzgi'yi tercih nedenlerini yukarıda sıraladım.
Peki
"neden DSP, Anavatan'lı adayı desteklemedi?"..."Resmi söylem" şöyle:
"Rotasyon olsun. Geçen yıl Başkan Anavatan'lıydı. Bu yıl da sıra MHP'nin".Anavatan'ın tavrı
"Anavatan neden Başesgioğlu için direndi?"Bunun bir nedeni,
Ömer İzgi'nin
soruşturma komisyonları sırasında
Anavatan Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ı kıran bazı söylemleri...
Anavatan grubunda, ona duygusal bir tepki vardı.
"Ortak hükümetin gereği MHP'nin adayına oy vermelisiniz" gibi uyarılara, onlar da
İzgi'nin soruşturma komisyonları bağlamındaki söylemlerini hatırlatarak cevap veriyorlardı.
Ayrıca...
Anavatan'ın - üçüncü parti olmasına rağmen -
Meclis Başkanı çıkarmış olması, bu partiye prestij sağlayacaktı.
Çatlak politikası
Muhalefetin öteden beri politikası, hükümet ortaklarının arasını açmaktır.
Oyları genellikle bu amaçla yönlenir.
Bu kez de büyük ölçüde öyle oldu.
FP için ayrıca not düşmeye gerek yok.
DYP ise
ikilemle karşı karşıyaydı.
Anavatan'ın adayına oy verirse,
MHP ile
Anavatan arasında zaten varolan güven aşınmasını daha da derinleştirebilirdi.
Hükümetteki çatlak büyüyebilirdi.
MHP adayına oy verirse,
DYP tabanından oy almakta olan
MHP'yi daha da kuvvetlendirecekti.
Bu bir yana...
Oylarını
Anavatan adayına vermeyi yeğledi.
Sonuç
Meclis Başkanları, seçildikleri andan itibaren artık, tıpkı
Cumhurbaşkanları gibi
"partili" şapkalarını çıkartırlar.
Tarafsız ve
adil olmak durumundadırlar.
İzgi'nin de konuşması o doğrultudaydı.
Bu seçimdeki çekişmeyle, belki
Anavatan'la
MHP arasındaki çatlağı biraz daha büyütmüş olabilir.
Ama...
Zaten, karşılıklı tam bir güven var mı?
Öte yandan...
Daha geniş bir açıdan bakmaya çalışalım.
Şöyle ki...
İzgi seçilmeseydi, yaklaşan
MHP kurultayında
Genel Başkan Bahçeli'nin eli yeterince kuvvetli olmayabilirdi.
Oysa...
Bahçeli'nin bu kurultayla partiye tam egemenliğini vurgulaması,
Türkiye için önemli.
Ekonomik paketin ödünsüz uygulanmasından,
"AB'yle -duyarlı bazı -
Uyum Yasaları"nın çıkmasına ve idam cezası sorununa formül bulunmasına kadar önemli bir süreci kolaylaştıracaktır.
Ortak hükümette çatlakların kırıklara, uçurumlara, hatta kopmalara dönüşmemesi için bu konularda
Bahçeli'nin zemine sağlam basması gerekir.
MHP'nin Meclis Başkanı'nı kendinden seçtirmesi ve tabanına, bu koalisyonda hep ödün veren taraf olmadığını göstermesi, geniş plan Türkiye fotoğrafında olumludur. Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr