Öncelikli nedeni..."Başörtü - türban sorunu."Erdoğanın halefi gözüyle bakılan Abdullah Gülün eşinin de başı örtülü.Seçim kampanyası boyunca oyları etkilemesi için Erdoğanın yanı başında ikinci adam olarak - kişisel kaliteleri olan - Gül görülecek. Muhafazakâr kesimlere onun başbakan olacağı görüntüsü verilecek.Ama 4 Kasım sabahından sonra öne çıkarılması beklenen isim Vecdi Gönül. Onun eşinin başı açık.Sayıştay başkanlığından geldiği için sistemin adamı.Yıllarca devletin muhasebesi ona emanet edilmiş.Ilımlı.Yadırganmaz.Başörtüsü ölçütünün yanı sıra bunlar da Gönül tercihinin diğer nedenleri. Ankaradan dinlediklerim ve izlenimler... Seçimler olursa... AKPnin başbakan adayı - büyük olasılıkla - Sayıştay eski başkanı Vecdi Gönül. Çankaya kabulleri Ankarada şöyle bir gözlem dinledim."Çankayada resepsiyon... Erdoğanın eşi erkekleri atlayarak sadece hanımların elini sıkıyor."Sanal ya da değil... Fakat olası.Aynı sahne 3 Kasım sonrasının başbakan eşiyle bütün resmi kabullerde yaşanamaz mı?Orduevlerinde verilen resmi kabullere başbakan eşi başörtülü girebilecek mi?Girerse... "Neden diğer başörtülüler kabul edilmiyor" diye sorulmaz mı?Başörtüsü yasağı için TSK kurumlarında serbestlik kararı almak bir çözüm olamaz mı?Bunu sanmak TSKyı tanımamaktır.Ya başbakan, eşini TSKnın törenlerine ve davetlerine getirmezse?Manşetler şimdiden hazır: "Başbakanın eşine TSK yasağı!.."Neresinden bakılırsa bakılsın gerilim". "Başörtü - türban" ölçütüne yeniden dönelim. Yumuşak geçiş O nedenle AKP, en azından 2004 baharına kadar tüm kurumlarla özellikle askerle hiçbir gerilim yaratmamakta kararlı.İşte bu kararlılık Vecdi Gönülün yıldızını parlatıyor. AKPnin başörtülü kadınları milletvekili adayı bile göstermediği unutulmasın.Vecdi Gönül, daha sonra Erdoğanın - olası - başbakanlığına kadar "yumuşak geçiş" süreci için de akılcı tercih olarak görülüyor. Kökten AKPli biri, başbakan olarak öne çıkarılsa, daha ilk günlerden tedirginlik yaratırdı. Oysa, AKPde, 2004 baharında yerel seçimlerle birleştirilerek genel seçimlerin yenilenmesi, hiç değilse araseçimlerin o tarihte yapılması konuşuluyor. Erdoğanın seçimi için sezilen strateji böyle. Vitrin Olası AKP hükümetinin duyarlı bakanlıkları için de adaylar aynı ölçütlerle düşünülüyor; "Tedirginlik yaratmamak..."Örneğin...- Murat Başesgioğlu, Anavatan hükümetinin, İçişleri bakanıydı. "O zaman kaygı ve kuşku duyulmadıysa, şimdi neden duyulsun" diye sorulabilir.- Vahit Erdem, yıllardır Savunma Sanayiinin başındaydı. TSK ile ilişkileri düzeyli ve iyidir. Milli Savunma bakanlığı olumlu karşılanmaz mı?- Mehmet Dülger, Demirele parmağı kadar yakındı. DYP milletvekiliydi. Üniversite eğitimini Lozanda yaptı. Entelektüel bir politikacıdır. DPT uzmanıdır. Fransızcası, İngilizcesi çok iyidir.Onun takiyeci ya da Arap politikaları yanlısı olduğunu kimse düşünemez. Dışişleri bakanlığı yadırganır mı?- Erkan Mumcu, Anavatanın ikinci adamıydı. Yılmaz ona "Gitme kal. Partinin başına geç" demişti. Mumcu bu hükümetin Turizm bakanıydı. Turizm alanında derinleşmiştir. "Turist ahlaksızlık getirir" zihniyetinde elbette değil. Çağdaş, karizmatik ve genç bir politikacı. Turizm bakanı da olabilir, hükümet sözcüsü de.Böyle başka isimler de var.Olası bir AKP hükümetinde onların bulunması rahatsızlıkları, bir ölçüde önleyecektir.Peki "harcanmazlar" mı?İleriyi bilemeyiz ama kısa ve orta vadede hayır.AKP onlardan vazgeçerse sıvaları dökülmüş bina gibi olur.Son hükümet, bütün çatışmalarına ve dayatmalarına karşın Kemal Dervişten vazgeçebildi mi?Seçimler ertelenirse tabii bütün bu senaryolar değişir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Sadece Gönül değil...