PORTAXE’ın muhteşem manzarasında Ceren Hindistan, Fırat Çelik, Ceyda Ateş, Haluk Piyes ve Ece Seçkin’le keyifli, müzikli sohbet...
GÖK mavisi ile yeşilimsi mavi arasında değişen tonlardaki bu değerli taşın adı Firuze...
Bazı göz renkleri, Firuze’yle tanımlanır.
Ceren Hindistan, TV’nin yeni dizisi Firuze’de, Firuze taşı renkli gözleriyle Firuze’yi oynuyor.
Tanınmasında milat, katıldığı Miss Turkey güzellik yarışması...
Ardından, kameralarla arasında başlayan ve hala süren büyük aşk...
Aile Hindistan’dan Kars’a göçmüş.
Soyadı bu göçün izi...
.......................
Firuze’nin rakibi kuvvetli...
Suzan karakteriyle Ceyda Ateş...
Yer aldığı dizilerde ön plana çıkmayı başarıyor.
Babasının bir arkadaşı Ceyda 5 yaşındayken fotoğrafını çocuk güzellik yarışmasına gönderiyor...
5 bin çocuk arasında birinci seçiliyor.
İlk dizisini 6 yaşında çekiyor. Ve aralıksız devam ediyor oyunculuğa.
Fırat Çelik: Ailem beni
.......................
Dizinin oyuncusu Fırat Çelik, Almanya’da doğmuş, Fransa’da yaşamış.
Fransa’da tiyatro eğitimi almış.
Hayatını değiştiren Fransız yönetmen ona 1,5 yıl terapi uygulamış.
Fransa’da tiyatrolarda oynamış.
Oğuz dizide iki kadın arasında kalıyor.
Suzan’ın sevgilisi ama Firuze’ye aşık oluyor.
.......................
Almanya’dan bir rüzgar daha...Haluk Piyes... Dizideki Demir rolünü soruyorum.
“Annem evin yardımcısı, hizmetkarı, kahyası. Ben de kapının köpeği. Demir, arkadaşlarını koruyan fakir ama gururlu bir genç” şeklinde yanıtlıyor.
.......................
Haluk, Almanya’nın en başarılı filmlerinden birinde oynamış. Kanak Atack’ın gişesi 4 milyon izleyici...
Haluk “Türkiye’deki projeden sonra Almanya’da tekrar kamera arkasına geçeceğim” diyor.
Haluk’tan ‘Entellektüel, donanımlı bir genç olduğu’ izlenimi edindim.
.......................
Ece Seçkin en genç Altın Kelebek ödüllü sanatçı.
Bu yıl “en iyi çıkış yapan sanatçı” ödülünü de aldı.
Ece, müziğe 7 yaşında piyanoyla başlamış.
Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro bölümünü birincilikle kazanmış.
Şarkıya ise 1 buçuk yıl önce Ozan Doğulu’yla başlamış.
Ozan Doğulu’yla tanıştığı günü hayatının dönüm noktası ilan ediyor.
“Bu Ne Yaa” şarkısıyla güzel bir çıkış yaptı.
Programa Firuze şarkısıyla başlıyoruz.
Şampanyadan sonra üzerinde “Shelby & Uğur” yazılı olan küçük konyak şişeleri verildi konuklara. Kapaklara beyaz kurdeleye tutturulan birer çift kadeh iliştirilmişti.
‘Kral’ın düğünü
MEKTEB-İ MÜLKİYE diye bildiğimiz Ankara Siyasi Bilgiler Fakültesi’nde Büyükelçi Uğur Ergun’un lakabı “King’di... (Kral)”
King Uğur hafta sonunda Shelby Roberts ile -nihayet- nikah defterine imzayı attı.
Daha Shelby üniversite öğrencisiyken King Uğur’un büyükelçi olduğu bir ülkede tanışmışlar.
Sonraki yıllarda aşk başlamış.
Ayazağa’da muhteşem deniz manzaralı evde sadece 40 yakının katıldığı ve sonrasında Da Vittorio’nun yerinde İtalyan yemekleriyle devam eden su damlası gibi bir geceydi.
Shelby’nin Vintage’den aldığı gelinliği İngiltere’nin efsane ikon modeli Jean Shrimpton giymişti.
İkonun gelinliği
SHELBY tam bir Londra kızıdır.
Londra’da Vintage’den bir zamanlar dünyanın en pahalı modeli olan efsane Jean Shrimpton’un gelinliğini almış.
Düğün gecesi bu ikon gelinliği taşıyordu.
Shelby’nin bir incelik klasiklerinden biri bu.
Her şeyi ince detaylarla goblen gibi işlenmiş saatler güzel aktı.
Nikah şahitleri aralarında Can Gürzap’ın da olduğu Uğur’un Moda TED Koleji’nden 4 sınıf arkadaşıydı.
Diplomat düğününe bu “zarafet mesleğinin” hoşlukları yansımıştı.
Örneğin...
“Nişantaşı, Moda” gibi isimler taşıyan masalarda yemek listesi üzerinde tıpkı büyükelçilik yemeklerinde olduğu gibi gümüş rengi “ay-yıldızlar” basılmıştı.
“Kralların asaleti sadeliğindedir” söyleminin kanıtı olan “sade şık” bir evlilik gecesine tanık olduk.
Yürekten mutluluklar diliyoruz...